Üç örnek: Kışladağ, Ovacık ve Efemçukuru
Uşak - Kışladağ altın madeni yeniden üretime başladı Uşak'ın Eşme ilçesindeki Kışladağ altın madeni, Danıştay kararıyla yeniden üretime başladı. Kanadalı Eldorado Gold madencilik şirketinin Türkiye temsilcisi Tüprag tarafından işletilen maden, yine Danıştay'ın daha önceki yürütmeyi durdurma kararıyla yaklaşık yedi aydır çalışmıyordu. İki yıl önce Manisa İdare Mahkemesi'nde, madene ait ÇED olumlu belgesinin iptali talebiyle dava açılmış, bilirkişi raporuna istinaden 9 Ekim 2006 tarihinde iptalin reddine karar verilmişti. Ardından davacılar temyize gitmiş, Danıştay 6. Dairesi de 9 Temmuz 2007 tarihinde verdiği kararla idari işlemi ve Manisa İdare Mahkemesi'nin kararının yürütmesini durdurmuştu. Uşak Valiliği'nce kurulan komisyon da 17 Ağustos 2007'de madenin faaliyetine son vermişti. Danıştay 6. Dairesi, 6 Mart 2008 itibarıyla ise davayı esastan karara bağlayarak daha önceki yürütmenin durdurulması kararını ortadan kaldırdı. Bergana - Ovacık’ta altın bitti davalar bitmedi Koza Altın İşletmeleri AŞ’nin işlettiği Bergama-Ovacık Altın
Madeni de yaklaşık on beş yıldan bu yana 50’nin üzerinde davaya konu oldu.. Kamu
yararına olmadığına ilişkin pek çok mahkeme kararı ve üç ayrı
AİHM kararına karşın Bergama-Ovacık'ta Altın Madeni ve
Kimya tesisi faaliyetini sürdürüyor. Bergama Ovacık altın madeniyle
ilgili son mahkeme kararı ise altın madenini işleten Koza Altın İşletmeleri AŞ
lehine çıktı. Ovacık Altın Madeni çalışmalarına esas teşkil eden 1. Sınıf GSM
Ruhsatı bileşenlerinden ÇED Raporu’nun iptali için Alman Vakfı Temsilcisi ve
Avukatı Senih Özay tarafından açılan davada İzmir 3.
İdare Mahkemesi, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri
Enstitüsü’nün olumlu Bilirkişi Raporu’na dayanarak iptal talebini
oybirliği ile reddetti. Efemçukuru’nda “acil kamulaştırmaya” karşı dava İzmir Efemçukuru bölgesinde Bakanlar Kurulu tarafından alınan “acele kamulaştırma karar”na karşı iptal davası açıldı. Çevreciler, kamulaştırma kararına Eldorado Gold’un (Tüprag Metal Madencilik AŞ) altın arama çalışmalarının önünü açmak için alındığı gerekçesi ile karşı çıkıyor. Kamulaştırma kararından etkilenen 35 parselden 14’üne sahip olan köylülerin, kararın iptali için Danıştay’da iptal davası açtı. Bakanlar Kurulu kararının, dosya üzerinden yürütmesinin durdurulmasının talep edildiği dava dosyasında, şu ifadelere yer veriliyordu: "Kamulaştırmanın anayasa ve Kamulaştırma Yasasına aykırı olarak devlet ve kamu tüzel kişisi lehine değil, özel bir şirket lehine yapılmış olması, İzmir’in su havzasını kirletme riski taşıyan altın madeninin işletilmesi amacıyla alınmış olması ve dolayısıyla kamu yararı olmadığı, mülkiyet hakkının özüne dokunur nitelikte olması nedeniyle açıkça hukuka aykırı olması ve kararın uygulanmasının giderimi olanaksız zararlar doğuracağından, davalı idarenin savunması alınmadan, dosya üzerinden yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi istenmiştir.” Düzenlenen bilimsel raporlarda da; maden işletilirse, yörenin yeraltı sularının kirleneceği, yörede yaşayan insanların temiz içme suyundan ve sulama suyundan yoksun kalacağı, Çamlı Barajı'nı besleyen Kokarpınar Deresi'nin suyunun dolayısıyla da Çamlı Barajı'nın suyunun kirleneceği belirtiliyor. 27 Nisan tarihinde ise köylülerin kamulaştırma kararına karrşı açtığı yürütmeyi durdurma kararı Danıştay 6'ıncı Dairesi tarafından oybirliği ile reddedildi. Kararda, Bakanlar Kurulu'nun verdiği acil kamulaştırma kararında kamu yararı olduğu, hukuka aykırılık bulunmadığı belirtildi. Kararda ayrıca, "Proje için gerekli kamulaştırma aşamasında, altın madeninin ülke ekonomisine sağlayacağı ciddi ölçüdeki katkı, işletmenin bir an önce tam kapasite ile faaliyete geçmesi ve kesintisiz olarak üretiminin gerçekleştirilmesi, mevcut ekonomik yapı, madencilik sektöründeki koşullar, üretim alanı ve projeye özgü durumlar da Bakanlar Kurulu'nca göz önünde tutularak, taşınmazların acele şekilde kamulaştırılmasına karar verilmesinde hukuka aykırılık yoktur" denildi.
|