irlilik yaratacağı gerekçesiyle alabalık tesisine bile izin verilmeyen,
konut yapılmayan Trabzon içme suyu barajı havzasına, elektrik
üretimi amacıyla 7 adet hidroelektrik santralı kurulacak.
Galyan Deresi üzerinde 28 kilometrelik mesafede kurulması
tasarlanan santralların yaratacağı kimyasal kirliliğin içme suyunu kullanacak
Trabzonlular için yaşamsal tehdit oluşturacağı uyarısı yapıldı.
Trabzon’da bir kamyon çakıl alınmasına izin verilmeyen Galyan
Deresi’ndeki 28 kilometrelik koruma havzası üzerine 6, Şimşirli Deresi üzerine
de bir adet HES kurulması kararlaştırıldı. Birbiri ardına sıralanan HES’ler
nedeniyle su Atasu Barajı’na kadar dereden akmayacak. Dere
suyu, bir tünelden çıkıp diğerine girecek. Böylece, dereye cansuyu bırakılsa
bile, havzadaki yaşam büyük ölçüde ortadan kalkabilecek.
Kirleticiler suya
karışacak
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Trabzon
Şubesi’nce düzenlenen toplantıda, Trabzon ve çevresine hazirandan
itibaren su sağlayacak olan Atasu Barajı ve bu barajdan elde edilecek içme
suyunun kalitesi tartışıldı. Toplantıda konuşan JMO Trabzon Şubesi Başkanı
Semih Peker, 7 HES’e izin verilmesi halinde, bu yapılaşma için
toplam 155 bin metreküp beton, 50 bin ton çimento ve 350 bin metreküp kazı
yapılacağını vurguladı. Peker, bu kadarlık bir kazı için 80 dönüm alan
gerektiğine, beton için gerekli kimyasalların 950 tonu bulabileceğine dikkat
çekti. Her bir HES için inşaat süresinin 2.5 yıl olacağını belirten Peker,
inşaatların değişik dönemlerde başlaması dolayısıyla yaklaşık 10 yıl boyunca
sürebileceğini, yanmış yağdan motorine, deterjana kadar pek çok kirleticinin
suya karışacağını açıkladı.
‘Uyuyan tehlike
uyanacak’
Kimyacı KTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet
Tüfekçi, bölgede şu anda çalışmayan bir maden bulunduğunu, bu maden
civarında yoğun biçimde bakır, çinko, gümüş benzeri ağır metaller olduğunu
söyledi. Kazı çalışmaları sırasında uyuyan tehlikenin uyandırılacağını, buradan
çıkan tozun yağmur ve dere ile baraja ulaşacağını anlatan Tüfekçi, bu nedenle
çevre etki değerlendirme raporlarının stratejik nitelikte hazırlanması
gerektiğini, HES’lerin tek tek değil bütüncül olarak incelenmesinin şart
olduğunu ifade etti.
Su yapıları uzmanı Sami Koç da
kazı ve toprak hareketleri nedeniyle Atasu Barajı’nın 50 yıllık ömrünün 20 yıla
inebileceği uyarısında bulundu. KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ömer Yüksel, HES’leri savunan biri olarak böyle bir
projeyi kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi. Yüksel, “HES’ler konusunda bu
kadar ileri gidileceğini sanmazdım. İçeceğimiz suyu kirletmek için bu kadar kötü
bir proje olmaz. Tüm havza bir entegre proje olarak ele alınmalı”
dedi.
KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Mehmet Berküm ise havza planlamasının önemine değinerek suyun HES
tünellerinden geçerken de aşınmalardan dolayı bazı kirleticilere maruz
kalabileceğine dikkat çekti. Berküm şöyle konuştu: “Hayatımda böyle HES haritası
görmedim. Su birinden çıkıp ötekine giriyor. Bunun dünyada eşi benzeri yok” diye
konuştu.
Kabul edilemez
Atasu Belediye Başkanı
Mustafa Köse de baraj koruma alanında hiçbir yapılaşmaya izin
vermediklerini, bu nedenle 3 yıl önce 4 bin 550 olan belde nüfusunun 1770’e
indiğini açıkladı. Köse, “Biz ev bile yaptırmadık. Ama şimdi 7 HES yapılacak. Bu
nasıl bir iş” diye sordu. Maçka Belediye Başkanı Ertuğrul Genç
ise bölgenin turizm alanı ilan edildiğini anımsatarak “İşe bakın ki bu dereden
bir kamyon çakıl almamıza izin vermediler. Ama şimdi 7 HES planlıyorlar. Bu asla
kabul edilemez” dedi.
|