Yeni Cami Hünkar Kasrı restorasyonu, Avrupa Kültürel Miras
Kuruluşları Federasyonu (Europa Nostra) tarafından ''AB
Kültürel Miras Ödülü''ne layık görüldü.
İstanbul Ticaret Odası
(İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, Hünkar Kasrı
restorasyonunun Europa Nostra tarafından ''AB Kültür Mirası Ödülü''ne layık
görülmesinden duyduğu mutluluğu ifade ederek, İTO olarak 128 yıldır sadece
ekonomi alanında değil, kültür, sağlık ve eğitim alanlarında da sosyal
sorumluluk projeleriyle hizmet verdiklerini kaydetti.
Yalçıntaş, daha
önce tarihi Kızlarağası ve Rüstempaşa
medreseleri ile Şehzade Mehmet Külliyesi'nin
restorasyonunu yaptırdıkları, bu yıl da Üsküdar, Fatih ve
Kağıthane'de 15 tarihi çeşmeyi restore
ettirdiklerini söyledi.
Hünkar Kasrı
restorasyonunun 2003 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü ile
imzalanan protokol sonrasında başladığını ve yaklaşık beş yıl
sürdüğünü belirten Yalçıntaş, başlı başına bir müze özelliği taşıyan kasrın,
çinilerinden ahşap işlemelerine kadar Osmanlı sanatının en güzel örneklerini
içerdiğine dikkati çekti.
Yalçıntaş, ''Dört kategoride verilen
ödüllerin koruma kategorisinde Türkiye, ilk kez ödüle layık görüldü. Çok büyük
mutlululuk yaşıyoruz'' şeklinde konuştu.
SIRA VASİLİANUS
BURCUNDA
Yalçıntaş, Hünkar Kasrı'nın bitişiğinde yer alan Bizans
dönemine ait Vasilianus burcunu da restore edeceklerini, çalışmaların son
aşamaya geldiğini, yakında gerekli protokolün imzalanacağını
duyurdu.
Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürü İbrahim
Özekinci de vakıflar olarak 2003 yılından beri çok ciddi çalışmalar
yürüttüklerini, Süleymaniye ve Fatih camileri dahil birçok eserin
restorasyonunun da sürdüğünü belirterek, çalışmalarda sivil toplum
kuruluşlarının desteğine ihtiyaç olduğuna işaret etti.
İTO'nun Hünkar
Kasrı restorasyonu çalışmasıyla çok ciddi bir açığı kapattığını dile getiren
Özekinci, İTO'nun üstlendiği 9 milyon TL'lik bir maliyete sahip çalışmanın bir
rol model olduğunu, diğer STK'lara örnek teşkil ettiğini söyledi.
RESTORASYONDA ULUSLARARASI STANDARTLAR
Europa
Nostra Türkiye Temsilcisi Orhan Silier de 10 Haziran
2010'da Aya İrini'de gerçekleşecek uluslararası
törenle sahiplerine ulaştırılacak 29 ödül içinde Türkiye'den
bir ödülün olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ''Bu gurur
verici haberin en önemli yanı Türkiye'de restorasyon alanında etkin
projelendirme ve uygulama yapılırsa uluslararası standartlarda ürünler
verilebileceğini göstermesi'' dedi.
İstanbul'un İTO'nun ekmek
teknesi olduğunu söyleyen Silier, tarihin geleceğe kazandırılması konusunda adım
atılması ve İTO'nun kentin kültür mirasını sahiplenmesinin önemli olduğunu ifade
etti.
Silier, yakın zamana kadar Avrupa'nın önde gelen asilzadelerinin
üye olduğunu Europa Nostra'nın 1963'te kurulduğunu, 53 ülkeden
230 üye kuruluş, 160 birlik ve 1500 üyeye sahip olduğunu kaydetti.
Silier, Europa Nostra tarafından verilen ödüllerin 2002
yılından bu yana Avrupa komisyonu adına verildiğini söyledi.
Koruma
kategorisindeki ödüllerin en basit bir çatı restorasyonundan arkeolojik sitlerin
korunması çalışmalarına kadar geniş bir alanda verilebildiğini kaydeden Silier,
''Bu ödüllerden birini Türkiye'nin alması çok önemli. Tüm kategorilerde
şimdiye kadar 10 ödül alan Türkiye'nin bu 11. ödülü. Türkiye, bugüne kadar
verilen ödüllerin yüzde 3'ünü aldı'' şeklinde konuştu.
RESTORASYON ÇALIŞMALARI
Mimar
Hatice Karakaya başkanlığında ekibin yaptığı restorasyon çalışmalarıyla
Yeni Cami Hünkar Kasrı'nın ömrüne 400 yıl daha eklendiği
belirtiliyor.
Yeni Cami inşaatını izlemek için Hatice Turhan
Sultan tarafından yaptırılan Hünkar Kasrı, ramazan
aylarında, padişahların cami ziyaretlerinde, değişik zamanlarda dinlenme amacı
ile de kullanıldı. 1663'te yaptırılan Yeni
Cami'ye geçit ile bağlı bulunan Hünkar Kasrı, yüzyıllar boyunca hem
hırsızlar tarafından adeta yağmalandı, hem de doğa koşullarına yenik
düştü.
Çalışmalar kapsamında sanat tarihi uzmanları tarafından dönemin en
önemli ve günümüze kalan tek örnek eseri sayılan kasra, çinili ocakları,
duvarları kaplayan çini panoları, ahşap işçiliği, vitrayları, pencereleri, sedef
kakmalı kapıları yeniden kazandırıldı.
Restorasyon çalışmaları doğal
dokusuna sadık kalınarak gerçekleştirildi. Bunun için sanat tarihi, çini,
tezhip, yapı statiği gibi uzmanlık alanlarından profesörler, danışma kurulu ile
birlikte 50 kişilik ekip çalıştı. Hünkar Kasrı'nın gelecek birkaç ay içerisinde
halka açılacağı öğrenildi.
Kasrın girişinde ''Tahtırevan
yolu'' adı verilen rampanın altında 5 oda, kasrın altında ise büyük bir
mekan içinde şerbethane denilen bölüm bulunuyor.
Çatıdan zemine detaylı
bir restorasyon sürecinden geçen yapıda önce çatı takviyesi gerçekleştirildi.
Özelliğini yitiren ahşap çatının üst kaplaması ve taşıyıcı sistemin ahşapları
değiştirildi.
Hünkar Kasrı'nın taşıyıcı sistemindeki ağır hasar
restorasyon ile ortadan kaldırıldı. Buna bağlı olarak yatay, düşey, diyagonal
ahşap bağlantı elemanlarında da bir güçlendirme yapıldı.
Ahşap özelliğini
kaybeden kısımlar elden geçirildi. Eksik kapı ve kepenklerin yerine yenileri
yapıldı. Bunun için aynı cins ahşap kullanıldı. Ahşaplar sıcak tutkalla
yapıştırılıp, ahşap çivilerle bütünleştirildi. Üzerindeki eksik sedefler,
kaplamalar onarıldı. Filatolar ve abanoz kaplamalar da dahil ilaçlanıp,
cilalanarak yerlerine takıldı.
Hünkar Kasrı'nda, ''Edirnekari''
denilen ahşap üzeri kalem işi desenler de onarıldı. Üzeri yağlı boya
kaplanmış çok sayıdaki ''Edirnekari'' özel bir çalışma ile temizlendi, orijinal
desene ulaşıldı. Ahşap yüzeylerde yer alan kurt delikleri ise uzmanların
önerdiği bir kimyasal madde enjeksiyonuyla dolduruldu. Restorasyon kapsamında
döşemeler de elden geçirildi.
ÇİNİLER
Çalışmalar
kapsamında duvarlardaki ahşap taşıyıcı sistem onarıldı. Ahşap konstrüksiyon
üzerindeki çini yüzeylerinin tamamı silinerek numaralandırıldı. Üzerindeki
çatlak ve kırıklar çizimlere işlendi ve özenle sökülen çiniler şehir suyu ve saf
suda bekletildi. Son aşamada ise tuzlarından arındırılan çinilerin kırıkları
yapıştırılarak yerlerine monte edildi.
Kasrın çalınan çini panolarının
yeri Londra'da bir müzayede hazırlığı sırasında tespit edilmiş ve İstanbul'a
geri getirilmişti.
Restorasyon için binayı taşıyan 5 metrelik meşe
karkaslar Kırklareli'nde bulundu. 3 ay derede bekletilen meşe karkaslar 2 yıl da
kasrın içinde kurutulmaya alındı. Daha önceki restorasyonlarda kırılmış çiniler
tek tek biraya getirildi ve 50 orijinal çini tekrar hayata
kazandırıldı.
Kasırda, yaklaşık 11 bin çini, 31 çini pano, 45 farklı
desende tek çini, 14 tipte çini bordür bulunuyor.
Padişaha ait baş oda ve
sofanın duvarlarını çiniler üzerinde padişaha övgü olarak yazılmış 24 beyitlik
bir kaside süslüyor.
Hırsızların Hünkar Kasrı'na gösterdikleri yoğun ilgi
nedeniyle restorasyon başlamadan önce 32 kamera devreye girdi. Kasrın içinde ve
dışında kör nokta bırakmayacak şekilde yerleştirilen kameraları, İTO güvenlik
ekibi 24 saat izledi. Kasrın giriş noktalarındaki alarm sistemleri İTO
güvenliğini ve polisi uyaracak şekilde programlandı. Kasra, su sisiyle yangın
söndürecek yaklaşık 700 milyon TL'lik bir yangın söndürme sistemi de konuldu.
(AA)
|