Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri
Odası (EMO), Türkiye’nin özgün koşullarına uygun, yerli-yeni ve
yenilenebilir enerji kaynaklarını ön planda tutan, ekonomi - sanayi - tarım -
çevre - eğitim - ulusal güvenlik - ulaşım politikaları ile bütünleşik, insana
odaklı enerji politikalarının bir an önce hayata geçirilmesini istedi.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen
7. Enerji Sempozyumu‘nun sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç
bildirgesine göre, ulusal ve kamusal çıkarlara uygun enerji politikalarını
tartışmak, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın önemini vurgulamak,
enerji alanının merkezi bir yapı içinde ve kamusal bir anlayışla planlanması
gerekliliği üzerinde düşünceler üretmek sempozyumunun başlıca hedefleri olarak
belirlendi. Sempozyumda ortaya çıkan görüş ve öneriler şöyle
sıralandı:
‘Enerji üretiminde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına
öncelik verilmesi, kaynak potansiyelimizin gerçekçi yaklaşımlarla ortaya
konulmalı. Enerjide dışa bağımlılığın en aza indirilmesi ve doğalgaz, ithal
kömür ve nükleer gibi dışa bağımlı kaynaklarla santral kurmaya yönelik yeni
lisans taleplerine izin verilmemeli. Talep tahminlerinin Türkiye’ye özgün
koşullara göre geliştirilecek modellerle yapılmalı. Yerli ve yenilenebilir
enerji kaynaklarının yerli mühendislik ve işgücü tarafından değerlendirilmesini
öngören ulusal enerji stratejisinin ilgili tüm kurum ve kuruluşların katkısıyla
hazırlanmalı. Ulusal enerji stratejisiyle bağlantılı sektörel strateji
belgeleri, yol haritaları ve eylem planlarının hazırlanması ile bu amaca yönelik
yasal düzenlemeler yapılmalı.
Bu çalışmaların enerjide arz güvenliğini
temel alan, toplumsal yaşamı, doğal dengeyi ve kültür varlıklarını gözeten
politikalar esas alınarak geliştirilmeli ve uygulanmalı. Elektrik enerjisi
üretiminde, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik gelecek kurgusu
yapılmalı, toplam elektrik üretimi içindeki paylar artırılmalı ve
AR-GE çalışmaları bütçeden ayrılacak pay ile destek sağlanmalı.
Enerji tesisleri yapımında gelişmiş teknolojilerden yararlanılmalı ve yerli
teknolojik altyapının geliştirilerek imalatta yerli sanayi payının arttırılmalı.
Jeotermal potansiyelimizin özellikle sanayi, konut, tarım ve
turizm alanlarında ivedilikle değerlendirilmeli. Özellikle son yıllarda hidrolik
enerji alanında ortaya konan projelerin, bütünlüklü olarak, toplumsal ve doğal
yaşamı koruyacak şekilde planlanmak üzere yeniden ele alınmalı. Enerji
yatırımlarında denetimlerin kamusal anlayışla yapılmalı.
Enerji alanındaki piyasacı yasaların yarattığı tahribat göz önüne alınarak,
yargı kararlarının derhal uygulanmalı ve özelleştirme uygulamalarına bir an önce
son verilmeli. Enerjinin etkin, verimli ve tasarruflu kullanımı için
toplumsal ‘farkındalık’, ‘bilgilenme’ ve ‘bilinç’ yaratmaya
yönelik eğitim çalışmalarına ilköğretim aşamasından başlanmalı ve toplumsal
yaşamın tüm alanlarına yaygınlaştırılmalı. ‘Sürdürülebilir
Kalkınma’ uygulamalarının dünya ölçeğinde sürdürülebilir eşitsizliğe
dönüştüğü bilinciyle, sermayenin aşırı kar hırsından kaynaklı aşırı üretim-aşırı
tüketim güdülemesine karşı ‘ne için, neye rağmen ve nereye
kadar’ enerji üretim ve tüketiminin sorgulanmalı.”
|