Çökme Riski Bulunan Bölge...
Datça’nın En Değerli Bölgesi...
“Göller Bölgesi, Çöller Bölgesi Olmasın”
Bağcılar'da Bir Bölge 'Riskli...
İstanbul'da Bir Bölge 'Riskli...
Giresun’daki Riskli Bölgelere...
Altı Bölge 'Kesin Korunacak...
2 Yılda 83 Bölge “Kesin Korunacak...
Türkiye'nin En Kapsamlı 'Bölgesel Kalkınma' Çalışması Tanıtıldı
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye'de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması Projesi'nin Türkiye'de bugüne kadar yapılmış en kapsamlı coğrafi çalışma özelliğine sahip olduğunu bildirdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Türkiye'de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması (YER-SİS) Projesi"nin ülkede bugüne kadar yapılmış en kapsamlı coğrafi çalışma olduğunu belirterek, "Proje kapsamında uygulanan saha çalışmasıyla yaklaşık 38 bin köy, kırsal mahalle ve beldede anket yapıldı. Bu yerleşim yerlerindeki sosyoekonomik duruma ilişkin detaylı veriler toplandı." dedi. Bakan Varank, çevrim içi olarak gerçekleştirilen "YER-SİS Projesi"nin tanıtım seminerinde yaptığı konuşmada, Araştırma sonucunda elde edilen bulguların, kamu politikalarının planlanmasında önemli bir girdi teşkil edeceğini ifade ederek, özel sektör kuruluşlarının da yatırım, tedarik ve lojistik planlamalarında temel veri kaynaklarından biri olacağına dikkati çekti. Kalkınmanın, kendilerinin temel öncelikleri arasında olduğuna işaret eden Varank, "Bunun ehemmiyetini göstermek için partimizin ismine 'kalkınma' kelimesini ekledik. Gerçekleştirdiğimiz tüm icraatlarda, sağladığımız bütün hizmetlerde kalkınmayı önceleyen adımlar attık." diye konuştu. Varank, kalkınma alanında elde edilen önemli başarıların verilerle de teyit edildiğini vurgulayarak, bunu sistemli ve sürdürülebilir bir uygulama olarak ele aldıklarını dile getirdi. Kalkınmanın çok yönlü bir yapı olduğunu belirten Varank, söz konusu kavramın eğitimden sağlığa, insan kaynağından alt ve üstyapılara, yatırım ve üretimden teknolojiye kadar birçok politika alanını içinde barındırdığını söyledi. Varank, her bir politika alanının kendine özgü iç dinamikleri olsa da "mekan" olgusunun hepsini ilgilendiren ortak nokta olduğunun altını çizerek, hangi politikanın nasıl uygulanacağının yanı sıra uygulanacak yerin de politikanın başarısını belirlediğini, bunun sadece kamu için değil özel sektör için de önemli olduğunu anlattı. YER-SİS Araştırması'nın bu anlamda önemli bir boşluğu doldurduğunu ve politika yapıcılara nitelikli bir altlık sunduğunu kaydeden Varank, şu değerlendirmelerde bulundu: "(Yerleşim Sistemi) dediğimiz şey ülkedeki yerleşimlerin coğrafi dağılımını, sosyo-ekonomik yapılarını ve birbiriyle ilişkilerini ifade eder. Sürdürülebilir kalkınma için dengeli bir yerleşim sisteminin oluşturulması şart. Bölgelerimiz gelişmişlik açısından oldukça heterojen bir yapıda. Bu durum, ulusal seviyede belirlenen kalkınma politikalarının bölgelerdeki yansımalarının ve etkinliklerinin farklılaşmasına yol açabiliyor." "Yatırım teşviklerini bölgesel gelişmişlik farklarına göre revize ettik" "Bu yaklaşım, yatırımların çoğunlukla belirli bölgelere yoğunlaşmasına neden oluyordu. Hükümetlerimiz döneminde bunu önce bölge, sonra il, en son da ilçe düzeyinde gelişmişlik farklarını dikkate alacak şekilde revize ettik. Kalkınmada öncelikli bölgelere daha cazip desteklerin sunulduğu yeni teşvik sistemi yatırımcılar nezdinde büyük bir karşılık buldu. Özel sektör yatırımları ülke sathına daha dengeli bir şekilde yayılmaya başladı. 2020'de 4, 5 ve 6'ncı bölgeler için düzenlediğimiz yatırım teşvik belgesi sayısı 2008'e göre 5 kat artarak 2 bin 679 oldu. Bu belgelerle öngörülen yatırım tutarı 13 kat artışla 54,7 milyar lira, istihdam ise 10 kat artışla 131 bine ulaştı. Mukayeseli olarak baktığımızda da kalkınmada öncelikli bölgelerdeki yatırım talebinin ilk 3 bölgeye göre daha hızlı geliştiğini görüyoruz." Topyekun kalkınmada yerleşimlerin farklılaşan ihtiyaç ve potansiyellerini dikkate almanın önemine değinen Varank, "Bu bilinçle, hükümetlerimiz döneminde 'bölgesel kalkınma' yaklaşımını temel bir politika alanı olarak belirledik. Bölgelerimizin potansiyelini harekete geçirmek, rekabet güçlerini artırmak için yoğun bir mesai harcıyoruz. Gelişmişlik farklarını azaltmak için kamu yatırımlarından teşvik ve desteklere birçok alanda görece daha az gelişmiş bölgelere öncelik veriyoruz." ifadesini kullandı. Varank, kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleri aracılığıyla sayısız planlama ve analiz çalışması yaptıklarını, destek programları uyguladıklarını, tanıtım ve koordinasyon faaliyetleri yürüttüklerini anlattı. Bu kapsamda yer alan, "Sosyal Gelişmeyi Destekleme (SOGEP)", "Cazibe Merkezlerini Destekleme" ve "Üreten Şehirler" gibi programlardan söz eden Varank, YER-SİS Araştırması'nın da bu ve benzeri bölgesel kalkınma politikalarının daha nitelikli ve detaylı bir şekilde planlanmasına imkan vereceğini bildirdi. "18 etki alanı bölgesi tespit ettik" Araştırmada, yerleşimlerin birbirlerine hizmet verme büyüklükleri ve etki alanlarının da ortaya çıkarıldığını dile getiren Varank, şu bilgileri verdi: "Etki alanı dediğimiz kavram, hizmet merkezi niteliğindeki bir yerleşim yerinin yoğun hizmet sunarak etkisi altına aldığı bölgeleri ifade ediyor. Türkiye genelinde 18 etki alanı bölgesi tespit ettik. Etki alanı yaklaşımı bize bir yerleşimin sadece kendisi olarak değil, etkileşim kurduğu yerleşimlerle birlikte değerlendirilmesi imkanını veriyor. Örneğin bölge merkezi konumunda olan Diyarbakır, Malatya, Erzurum ve Van gibi illere yapılan yatırımların etki alanlarında bulunan yerleşimlere etkisini ölçebilecek, bu illere yapılacak kamu yatırımlarının ölçeğini bu durumu göz önünde bulundurularak ayarlayabileceğiz. Böylece bu iller, metropollere olan göçün yavaşlatılmasında birer cazibe merkezi olarak değerlendirilebilecek. Çalışma sonuçları ayrıca kırsal kalkınma politikalarının tasarımından yerelde etkin hizmet sunumu planlamasına kadar çok geniş bir alanda katkılar sunuyor. Tüm planlamacı ve icracı kurumlarımızın bu çalışmadan istifade edeceğine inanıyoruz." |