ACE Mimarlık 30. Yıl Sergisi...
"4 Mimar 4 Cephe" Konferansı
Çuhadaroğlu Alüminyum 2014...
Çuhadaroğlu Alüminyum 2013...
Dört Cephenin Dört Mimarı YEM'de Buluştu
Mimari Bir Deneyim Olarak...
Çuhadaroğlu'ndan Yangına Meydan...
Priedemann Cephe Mühendisliği...
"Türkiye'de Cephe Konusu Fiziksel İhtiyacın Ötesine Geçemedi"
'4 Mimar 4 Cephe' konferansında konuşan Nejat Çuhadaroğlu, İstanbul'un hem yapı kalitesi hem de estetik olarak geriye gitmekte olduğuna dikkat çekerken; mimar Mutlu Çilingiroğlu da Türkiye'de cephe konusunun fiziksel ihtiyacın ötesine geçemediğini söyledi.
Çuhadaroğlu tarafından düzenlenen ve ilki geçtiğimiz yıl 'Detaydan Bütüne Cephe Çözümleri' alt başlığı ile Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) gerçekleştirilen '4 Mimar 4 Cephe' konferansları devam ediyor. Yaratıcı cephe çözümlerinin örnekler üzerinden ele alındığı bu seneki '4 Mimar 4 Cephe' konferansında da uzmanlık gerektiren cephe tasarımları dört mimarın anlatımlarıyla gündeme taşındı.
Cephe konusunun, bir yapıyı algılamanın ilk adımı olmasına rağmen Türkiye'de hala fiziksel ihtiyacın ötesine, estetik aşamaya geçemediğini kaydeden Mutlu Çilingiroğlu; "Her konuda olduğu gibi, bu konuda da kendimizi kandırıyoruz. Bu nüfusa ve ölçeğe göre o kadar az nitelikli yapı üretiyoruz ki..." diye konuştu. Bir proje söz konusu olduğunda tasarımdan önce metrekaresinin konuşulmaya başlandığını, herşeyin bir pazarlama faaliyetine indirgendiğini ifade eden Çilingiroğlu; ekonomik ama estetik işler yapılması gerektiğini vurguladı. İbrahim Çelepöven “Yerleşim planı, Mardin’in kent dokusu ile uyumlu oldu” Cesa Mimarlar’dan Mimar İbrahim Çelepöven, “yerelin tasarıma yansımaları” ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Çelepöven, gerçekleştirdikleri Mardin Artuklu Üniversitesi Lojmanları projesini anlattığı sunumunda, binaların tasarım aşamasında yerel mimariden ve kültürden hareket ettiklerine vurgu yaptı. Mardin’de Artuklu mimarisinin olduğunu belirten Çelepöven, tasarlama aşamasında bu mimariden etkilendiklerini söyledi. Çelepöven, binanın arazisinin eğimli olduğunu belirterek, bina için doğal iklimlendirme ve enerji tasarrufu sağlayan tasarım yaptıklarını ifade etti. Farklı kotlardaki konut birimlerinin, birbirlerine yönelimlerinin kesişmemesine dikkat ettiklerinin altını çizen Çelepöven, yerleşim planının Mardin’in kent dokusu ile uyumlu olduğunu anlattı. Cephede Mardin taşı kullanıldığını kaydeden Çelepöven, tasarımda yerel ile uyumlu doğal malzemenin kullanımının önemine dikkatleri çekti. “Yerellikten uzaklaştık” Çelepöven, Türk mimarlığında en büyük problemlerden birisinin yerellikten uzaklaşmak olduğunu ifade ederek, “Kendi coğrafyamızda heryer fabrikaya döndürülüyor. Yerel malzemelerimizi, yerel işçilikleri unuttuk” dedi. Projeleri ile Artuklu mimarisinin hafızalara, akıllara tekrar geri döndürülmesinin planlandığını ifade eden Çelepöven, “Yereli unutursak, sadece dışarıdan cepheye bakan için bina yaparsak, bu iş motif yapıştırma ve bezeme işine döner. Mimarlık için en tehlikeli durumdur” şeklinde konuştu. "Artık sadece akşam ya da karda güzel görünebilen bir İstanbul var" Doğru malzemenin doğru yerde kullanılması gerektiğinin altını çizen Çelepöven, “Yerel dokuya yerel girdilerle sahip çıkmak gerekir. Büyükşehirlerde bütün bunlar göz ardı ediliyor. Sonuç olarak, artık, sadece akşam ya da karda güzel görünebilen bir İstanbul var” dedi. Doğru şehircilik ve planlamanın önemine vurgu yapan Çelepöven, “Doğru şehircilik, doğru planlama ile cepheler güzel hale gelecek” şeklinde konuştu. Orçun Ersan “Cepheleri, tasarım bütününden ayırmıyorum” Çelepöven’den sonra konuşmasına başlayan Ace Mimarlık’tan Mimar Orçun Ersan, Ankara’da ROKETSAN için tasarladıkları ar-ge binasını anlattı. Ersan, “Cepheleri tasarım bütününden ayırmıyorum” diyerek sözlerine başladı. Ersan, genel olarak nasıl tasarım yaptıklarını anlatarak şunları söyledi: “Öncelikle parçalar arasındaki ilişkileri, nedenselliği anlamaya çalışıyoruz. Bunu anladıktan sonra analiz ediyoruz, irdeliyoruz. Ardından yeniden aynı ilişkileri üretmeye çalışıyoruz.Yeterince hakim olduktan sonra, bambaşka bir şey ortaya koymak mümkün oluyor” ROKETSAN’ın mevcut binasının, tipik askeri bir yapı olduğunu ifade eden Ersan, “Anadolu’nun herhangi bir kentinde bulunan sanayi siteleri de gibiydi. Hiçbir binasında asansör yoktu. Engellilere yönelik çözümlemeler elbette düşünülmemişti. Cephede kullanılan malzemeler de oldukça kötüydü. Asker kışlalarına benziyordu” şeklinde konuştu. Ersan, mekanı, kentsel bir mekana dönüştürmeyi amaçladıklarını belirterek, tasarım yaparken binanın kullanım amacını dikkate aldıklarını kaydetti. Binaya konsollar koyduklarını anlatan Ersan, bunu yapmaktaki amaçlarının yapıda belli hacimler yaratmak olduğunu söyledi. Yapının cephe tasarımına da değinen Ersan, binanın içerde bulunan her bir parçasının cephede okunabilir olmasına çalıştıklarını ifade etti. Ersan, cephe tasarımında binanın amacına uygun çözümlemeler yapıldığını kaydederek, cephenin özellikle dışarıdan veri hırsızlığını önlemeye yönelik yapıldığını da belirtti. Ersan, “Cephede özellikle buna karşı metal, parazit yapabilen güneş kırıcıları kullandık. Aynı zamanda cephenin sürdürülebilir olmasına da özen gösterdik. Cepheler arası, ısı transferini mümkün kıldık. Isıtma ve soğutma sistemleri ile soğuk ya da sıcak cephelerdeki ısı transferini yaptık” şeklinde konuştu. Cari açık, cephedeki nüanslar ile kapanabilir Çuhadaroğlu Metal Sanayi ve Pazarlama A.Ş. Mimari Alüminyum Sistemler Departmanı Pazarlama Müdürü Halil Halit Güral, konferansta yaptığı "Yapı Çeperinin Geleceği: Değişim ve Uyum" başlıklı sunumda, cephe sektöründeki 20 yıllık deneyiminden hareketle, ülkemizde yaşanan gelişmeleri aktardı. Halil Halit GüralYapılarda, iç ortamı dış ortamdan kaynaklanan olumsuz çevresel etmenlerden koruma fonksiyonunu üstlenen yapı kabuğunun, pasif bir kabuğun ötesine geçerek, deri gibi etkileşimli bir elemana dönüştüğüne dikkat çeken Güral, yapı çeperinin güncel görevlerini şöyle sıraladı:
|