Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Başkanı
Nesrin Yardımcı, Türkiye'nin Çeşme, Alaçatı, Çanakkale,
Gelibolu, Balıkesir, Bandırma, Çatalca, Silivri ve Marmara Ereğlisi gibi
bölgelerinin rüzgar potansiyelinin değerlendirilmesi gerektiğini
belirtti.
TUCSA tarafından rüzgar enerjisinin Türkiye'de gelişmesi ve yaygınlaşması
amacıyla düzenlenen ''Uluslararası Rüzgar Enerjisi ve Santralleri Semineri''
öncesinde gazetecilerle bir araya gelen Yardımcı, yenilenebilir enerji
kaynaklarından rüzgar enerjisinin Türkiye'de geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.
Büyüyen Türkiye ekonomisinin enerjide dışa bağımlılık sorunu yaşadığını,
enerji sorununa çareler üretmek amacıyla önlemler alan devletin, rüzgar enerji
santralleri yatırımlarını destekleme kararı aldığını anımsatan Yardımcı, bunun
sonucunda 1.400 MW olan kurulu gücün 2023 yılına kadar 22.000 MW?a
çıkartılmasının önünün açıldığını anlattı.
Yapılacak yeni yatırımların Türkiye'nin enerji üretimini artıracağını
belirten Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, rüzgar santrallerin üretimi, nakliyesi ve
kurulumunda bir çok kişiye görev düşeceğini, bunun işsizliğe de çare olacağını
dile getirdi.
Önümüzdeki dönemde rüzgar türbini yatırımlarının hızlanacağını ifade eden
Yardımcı, şunları kaydetti:
''Bugüne kadar Türkiye'de sadece kule, küçük ölçekte türbin ve kanat imal
ediliyordu. Bundan sonra belki tüm türbin üretimleri de ülkemizde yapılabilecek.
Bu arada Türkiye'deki kule ve kanat ihtiyacının bir kısmı hali hazırda yurt
dışından sağlanıyor. İç talebin 10-15 kat artmasıyla ve bölgedeki diğer
ülkelerin de rüzgar enerji santrallerine yönelmesiyle birlikte yerli firmaların
da üretimini ona paralel olarak artırması gündeme gelecek. Belki sektöre yeni
oyuncular girecek. Yan sektörler de harekete geçecek. Jeneratör üretimi, pal
üretimi ve tüm aksamıyla birlikte çelik kule üretimi hızlanacak.''
5 milyon ton çelik işlenecek
Rüzgar enerji santrallerine yapılan yatırımın yapısal çelik sektörünün
büyümesini de sağlayacağını ifade eden Yardımcı, ''Türkiye'de rüzgar enerji
santralleri kapasitesinin 12 yıl içinde 22.000 MW'a çıkması, diğer bir deyişle
yaklaşık 15 kat büyümesi, aynı süre içinde yapısal çelik sektörünün de 3 milyar
doların üzerinde çeliği Türkiyedeki tesislerde işlemesi anlamına geliyor. Bu da
çelik yapı sektörünün bugün için işlediği 1 milyon ton yapısal çeliğin 2023
yılında 5 milyon ton hedefine ulaşmasında önemli rol oynayacak'' diye
konuştu.
Tüm bunların gerçekleşmesinden sonra Türkiye'nin bölgesinde rüzgar enerjisi
üretimi açısından bir cazibe merkezi olacağını ifade eden Yardımcı, bu nedenle
Türkiye'nin mevcut olanaklarının iyi değerlendirmesi ve ilgili sektörleri
zamanında harekete geçirerek hazırlıkların tamamlaması gerektiğini
vurguladı.
Türkiye'nin rüzgar potansiyeli açısından oldukça zengin bir ülke olduğunu,
Çeşme, Alaçatı, Çanakkale, Gelibolu, Balıkesir, Bandırma, Çatalca, Silivri ve
Marmara Ereğlisi gibi bölgelerdeki rüzgar potansiyelinin değerlendirilmesi
gerektiğine dikkati çeken Yardımcı, enerji üretimi kadar üzerinde durulması
gereken bir diğer konunun da enerji kayıpları olduğunu dile
getirdi.
|