Fransa’daki Türkiye Mevsimi’nin en fazla ses getirecek
etkinliklerden birinin açılışındaydık. Geçtiğimiz ekim Cumhurbaşkanı Gül’ün
katılımıyla açılan Grand Palais’deki “Bizans’tan
İstanbul’a” sergisi 242 bin gibi rekor bir ziyaretçi sayısıyla
kapanırken, Türkiye bu kez de Pompidou Kültür Merkezi’ndeki
Sarkis’in “Passages” sergisiyle yine
sahnede.
İstanbul Modern’in işbirliğiyle gerçekleşen Sarkis Sergisi, Pompidou Kültür
Merkezi’nde bir ilke imza atıyor.
Fransa’nın önde gelen çağdaş sanatçılarından biri olan Sarkis müzenin hiç
kullanılmayan farklı mek^anlarına ve hatta “ölü noktalarına” eserlerini
yerleştirmiş.
Pompidou’nun tarihinde bir ilk.
Sarkis Fransa gibi bürokratik bir ülkede bu proje için gerekli izinleri almak
için üç yıl uğraşmış.
Sonuç harika.
Müze alanında yer alan, ünlü ressam Kandinsky’nin adını taşıyan kütüphaneden,
heykeltıraş Brancusi’nin Atölyesi’ne kadar farklı yerlerde Sarkis’in izlerini
görmek mümkün.
Mitterand da Hayranı
Örneğin kendi atölyesini kameralarla Brancusi’nin atölyesine taşımış.
Çağdaş Alman sanatçı Joseph Beuys’un ziyaretçilere kısmen kapalı olan odasına
dahi el atmayı başarmış.
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı’nın açılış konuşmasında
işaret ettiği gibi “Sarkis’in belleği vatanı ve eserleri sınır tanımaz”.
Fransız Kültür Bakanı Frederic Mitterrand da Sarkis’in sıkı hayranlarından
biri.
Geçirdiği motosiklet kazası nedeniyle bir kolu askıda olduğu halde Pompidou
Müze’ndeki açılışa gelen Mitterrand hem Sarkis’e, hem de birkaç yıl önce gezip
gördüğü İstanbul Modern’e de övgüler yağdırdı konuşmasında.
Pompidou’daki Sarkis Sergisi 21 Haziran’a kadar devam etse de Türkiye Mevsimi
Başbakan Erdoğan’ın da katılacağı bir törenle 6 Nisan’da Fransızlara veda
edecek.
Bu yüzden benim gözümde Pompidou Kültür Merkezi’ndeki Sarkis Sergisi görkemli
bir final.
Bu Simit Başka Simit
Ancak Türkiye Mevsimi kapsamında devam eden etkinliklerin her birinin de
önemi ve Türkiye’nin tanıtımına ve sanatçılarımıza katkısı ink^ar edilemez.
Şu anda Türkiye Mevsimi kapsamında sadece Paris’te sekiz
sergi var.
“Türkiye’deki Fransız Okulları”, “Cafe-Croissant”, “Hat Sanatı” ,
“Doğu’yu Tüketmek”, “İki Arada… İstanbul-Paris” , “Kamondoların
İhtişamı” bunlardan bazıları.
Pompidou’daki açılıştan önce yukarıda saydıklarım arasında son ikisini gezme
fırsatını bulduk.
“İki Arada-İstanbul Paris” Sergisi, Cité Internationale des
Arts’da.
Paris’te yaşayan farklı kuşaklardan 11 Türk sanatçının eserlerinden
oluşuyor.
Fransa’daki Türk sanatçıları destekleyen SİMİT’in
kurucularından Banu Dicle serginin küratörlerinden.
Dicle’nin girişimiyle ve Türkiye Mevsimi’nin desteğiyle Paris’te tüm
milletlerden sanatçılara atölyeler sağlayan Cite İnternational des Arts’da
nihayet 20 yıllığına bir atölye kiralanmış.
İzmirli Sanatçı Paris'te
Bu da Türkiye için bir ilk.
Ve Türkiye Mevsimi’nin en kalıcı, en somut sonuçlarından biri.
Türkiye Mevsimi’nin Başkanı emekli Büyükelçi Necati Utkan
bunun altını özellikle çiziyor.
Suudi Arabistan’dan Çin’e onlarca ülkeden sonra bu mek^anda,Türk görsel
sanatçılarının iki ay ila bir yıl yaşamalarına imkan sağlanmış durumda.
Cité International des Arts’daki Türkiye atölyesinde halen İzmirli genç
ressam Bahar Oganer ile heykeltıraş eşi Ozan
Oganer yaşıyor.
9 Eylül Üniversitesi’nden mezun Bahar Oganer “Modern sanat kitaplarında
gördüğüm her şey burada. Sanatımı besleyen her şey de” derken pek mutlu.
Sultan Abdülaziz’in ziyaretinden bu yana en büyük olay
İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ile birlikte Türkiye
Mevsimi’nin komiserliğini yürüten Stanislas Pierret’e
bakarsanız Fransa, Sultan Abdülaziz’in katıldığı 1867 Dünya Fuarı’ndan bu yana
Türkiye hiç bu kadar konuşmamış.
Pierret “Fransa’nın 140 şehrinde konuşuluyor Türkiye” diyor.
Sultan Cem’in beş yıl sürgün yaşadığı Bourganeuf’de dahi bir gastronomi
etkinliği yapılmış.
Ben yukarıda sergileri saydım ama Türkiye Mevsimi etkinlikleri kapsamındaki
konferansları, konserleri, gastronomi etkinliklerini unutmayalım.
Bu arada Paris’te ünlü Cordon Bleu’de yine bu kapsamda, Sevim Gökyıldız’ın
bir etkinliğine katıldık.
Başka bir yazıda değineceğim.
Pierret’e dönersek, Türkiye Mevsimi için hazırladığı 70 sayfalık raporunu hem
Kültür Bakanı Mitterrand’a, hem Dışişleri Bakanı Kouchner’e sunmuş.
Türkiye Yanlılarının Eli Güçlendi
“Fransa’da yapılmış olan yirmiye yakın Türkiye Mevsimi benzeri etkinlikleri
karşılaştırdım. Zirvede üç tane ülke var. Brezilya, Çin ve Türkiye” diyor.
Geçtiğimiz günlerdeki Cite de la Musique’te Kudsi Ergüner, Jordi Savall ile
Rum ve Ermeni müzisyenlerinin katıldığı konsere 1600 kişi katılmış örneğin.
Paris’teki Unesco Daimi Büyükelçimiz Gürcan Türkoğlu da Pierret ile aynı
fikirde.
Türkiye Mevsimi son derece başarılı ve çok sayıda Fransızı kucaklamayı
becermiş.
Osman Korutürk’ün merkeze dönmesinden ve yeni Paris Büyükelçisi Tahsin
Burcuoğlu’nun atanmasına kadar Türkiye Mevsimi etkinliklerinde Türkiye’yi temsil
eden Türkoğlu “Katıldığım tüm davetlerde mevsimle ilgili olumlu hep konuşmalar
duydum” diyor.
“Etkinlikler ayrıca Fransa’da Sarkozy’ye karşı Türkiye’nin Avrupa Birliği
üyeliğini destekleyen Fransızların da elini güçlendirdi” diye ekliyor.
Eczacıbaşı: İKSV daha da büyüyecek
Bülent Eczacıbaşı da İKSV Başkanı olarak ilk yurt dışı
gezisindeydi.
Dikkat ettim, Fransa Kültür Bakanı Mitterrand konuşmasında, Eczacıbaşı’na
“Sayın İKSV Başkanı” diye hitap ediyor.
Demek ki, Fransızlar İKSV ile ilgili gelişmeleri yakından izliyor.
Sonradan elime geçen konuşmasında Mitterrand, Eczacıbaşı ailesinin adını
Fransızca da doğru telaffuz etmek için parantez içine “Edjadjebashe” diye not
almış.
Bülent Eczacıbaşı’na yeni şapkasını sordum.
İKSV’nin oldukça yüklü borcuna rağmen Bülent Eczacıbaşı vakfın geleceğinden
umutlu.
“Bundan sonra da önemli işlere imza atacağımıza inanıyorum. İKSV büyüyecek ve
daha fazla yurt dışına açılacak” diyor.
|