SPAN lang=EN>
Türkiye gecikmeli de olsa, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda
mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve belgesi olan Kyoto
Protokolü'ne taraf olmayı kabul etti. Hükümet, ilk 5 yıllık uygulaması bitmek
üzere olan protokole taraf olmayı, yeni dönemle ilgili hazırlıklara katılabilmek
ve çekincelerini koyabilmek için kabul etti. 176 ülkenin taraf olduğu protokole
yalnızca ABD, Avustralya ve Türkiye taraf değil. Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlu tarafından Dışişleri Bakanlığı'na, "Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne taraf
olmasının kabulü ve onayının uygun olduğuna" ilişkin yazı gönderilmesinin
ardından hükümetin gündemine gelen protokol, Başbakan Tayyip Erdoğan
başkanlığında dün yapılan Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek karara bağlandı.
Protokol, uluslararası anlaşma niteliğinde olduğu için onay için Meclis'e sevk
edilecek.
İmza Sembolik Mi? Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu'nun
ardından, "Şu saatten sonra atılacak imza sembolik değerden öteye geçer mi, bu
imzanın anlamı nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi: "5 yıllık uygulama sonuçlarıyla
ilgili bir hazırlık yapılıyor. Siz bunu imzalamadığınız sürece bu çalışmaya
aktif bir şekilde katılamazsınız. Özel şartlarınız varsa bunları dahil
edemezsiniz. Bundan sonraki çalışmalara aktif olarak katılabilmesi,
çekincelerini ortaya koyabilmesi için protokolü benimsemesi gerekiyor."
Kyoto
Protokolü İsmini Japonya'nın Kyoto kentinden alan Kyoto Protokolü,
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde imzalandı. Protokolü imzalayan
ülkeler, karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer 5 gazın salınımını
azaltmaya veya bunu yapamıyorlarsa salınım ticareti yoluyla haklarını artırmaya
taraf oldular. Protokol, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını
1990'daki düzeylere düşürmelerini gerekli kılıyor. 1997'de imzalanan protokol,
2005'te yürürlüğe girdi. En fazla sera gazı üreten ülke olan ABD, Protokülü
imzalamaktan kaçıyor. Türkiye endüstrileşmiş ABD ve Batı Avrupa ülkeleri kadar
sera gazı üretmiyor. Ancak petrol, kömür ve doğalgaza bağımlılığını hızla
artırmakta olan bir ülke olduğu için sera gazı salınımlarını hızla artırıyor.
Kyoto Sonrası Neler Değişecek? - Atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde
5'e çekilecek, - Endüstri, motorlu taşıtlar ve ısıtmadan
kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek,
- Daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol
alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirme
sağlanacak, - Güneş enerjisinin önü açılacak.
- Ulaşımda, çöp depolamada çevrecilik temel ilke olacak,
- Alternatif enerji kaynaklarına yönelinecek, - Çimento, demir-çelik
ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri
yeniden düzenlenecek, - Fosil yakıtlar yerine örneğin bio dizel
yakıt kullanılacak, - Termik santrallerde daha az karbon çıkartan
sistemler devreye sokulacak, - Nükleer enerjide karbon sıfır olduğu için
dünyada bu enerji ön plana çıkarılacak, -
Fazla yakıt tüketen ve fazla
karbon üretenden daha fazla vergi alınacak.
|