Uzun bir süredir en çok kullanılan ve yorumlanan
kavramlarından biri de BRIC. Dünyanın en hızlı büyüyen ve dünya
ekonomisindeki payını artıran ülkeleri Brezilya,
Rusya, Hindistan ve Çin’i
kapsayan BRIC teriminin yaratıcısı ise Goldman Sachs Varlık
Yönetimi CEO ve Ekonomisti Jim O’Neill.
Deutsche Welle Türkçe'den Kıvanç
Gülaslan'ın haberine göre, on yıl önce henüz bu ülkelerinin dünya
GSYİH’sindeki payı yüzde 8 iken kavramı yaratan O’Neill, bugün bu oranın yüzde
18’i geçmesine kendisi bile şaşırdığını söylüyor. Kısa bir süre önce
“BRIC’de Ekonomik Fırsatlar ve Ötesi” kitabını yayınlayan
O’Neill, “Önümüzdeki 10 yılda dünyanın büyüme haritası köklü şekilde değişecek.
Bu yapıya uygun kurumlar ve önlemler alınmalı. Bugün G8 (dünyanın en güçlü 8
ülkesi) kurulsa ve politik etkinlik yerine ekonomik kriterler öne çıksaydı,
BRIC’in yanı sıra Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye’yi önerirdim”
açıklamalarıyla dikkat çekiyor.
Yüksek büyüme oranlarıyla dikkat çeken ülkeleri tanımlayan BRIC
terimini yaratmanızın üzerinden on yıl geçti. BRIC ülkelerindeki büyüme oranları
dünya ekonomisini dengesini önümüzdeki dönemde de koruyacak mı?
Kısa süre önce yayınlanan “Büyüme Haritası” isimli kitabımda bahsettiğim gibi
BRIC’in ilk on yılı düşündüğümden de çok daha büyük oldu. Bu zaman
içinde 3 trilyon dolar’dan 13 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştılar, bu yeni
bir ABD demek. Dünya GSİYH’sindeki payları yüzde 8’inden yüzde 18’e çıktı.
Bu çok etkileyici. Birkaç yıl içinde hepsi birlikte ABD’den daha büyük
olacaklar. Bu durum, hepsinin jeopolitik olarak da daha çok büyüyeceği ve dünya
piyasaları ve ekonomisinin yönetiminde yeni yapısal değişikliklere neden olacağı
anlamına geliyor. Bugün G8 (dünyanın en güçlü 8 ülkesi) kurulsa ve politik
etkinlik yerine ekonomik kriterler öne çıksaydı, BRIC’in yanı sıra Meksika,
Endonezya, Güney Kore ve Türkiye'yi önerirdim.
Euro Bölgesi liderlerinin krizin uzun süreli çözümü için nedenleriyle
ilgilenmekte geç kaldıkları yorumlarına katılıyor musunuz? AB anlaşmalarının
değiştirilmesini krizin çözümü konusunda ne kadar etkili olacağını
düşünüyorsunuz?
Bence Euro Bölgesi krizi, bir borç krizi olmaktan ziyade Avrupa para
birliğinin liderlik ve yönetimine ilişkin yapısal bir sorundur. Bazı ülkelerin
borçları kötü olduğu kadar ağırlıklı ortalama durumları da İngiltere, ABD ve
Japonya’dan daha iyi durumdadır. Bu gerçekten sadece bir borç sorunu ise, neden
piyasalar baskı alında? Geriye dönüp, muhtemelen Euro tahvili ve daha çok
açıklık içeren bir ortak mali politika geliştirerek Avrupa mali birliğini
güçlendirmek zorundalar. Avrupa krizi bazı ikinci dip durgunluk tehlikesi
taşıyor, ama yatırımcıların inandığı kadar değil.
Avrupa ülkeleri ekonomilerinin yeniden toparlanma ve dinamizmlerini
kazanmak için hangi stratejileri izlemeli?
Gerçek girişimciliği desteklemeliler ve piyasaların sınır ötesi açılımlarını,
daha az-çok değil- regülasyon, akılı bir göç stratejisini izlemeliler. Ayrıca
Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkmaktan vazgeçmeli, desteklemeleri gerektiğini
düşünüyorum. AB ülkeleri bütçelerini dengelemek ve finans ve ekonomi sistemine
güvenilirlik sağlamak için tasarruf önlemleri alıyorlar. Bölge liderlerinin
birliğin mali ve siyasi birliğini ile başarısızlıklarını sorguladıklarını
düşünüyor musunuz? Son günlerde açık olan bir şey var ki, Almanya Başbakanı
Angela Merkel, muhtemelen Almanya’da her zaman istendiği gibi, Avrupa para
birliğini daha mali ve siyasi bir birlik olarak görmek için bir fırsat olarak
değerlendiriyor. Bu kolay olmayacak ama benzer bir durum için mücadele
etmeliler. Anlaşmaların değiştirilmesi zaman alacaktır, ancak bunun sinyalini
verdiklerine göre tüm üyelerin bunu istedikleri anlamına gelir ve bu da iyi bir
adım olur.
Türkiye ekonomisi üzerindeki değerlendirmeleriniz nedir? 2012’de
küresel büyümenin görünümü nasıl dağılacak? Türkiye’nin yeri ne
olur?
2005 yılında düşündüğüm Next 11, “BRIC benzeri” ülkeleri tanımlamak için
kullandığım bir kavram. Bence Türkiye N-11 ülkelerinin en heyecan verici
ülkelerinden biri olmayı hak ediyor. Gelecek on yılda Türkiye’nin dünya
GSYİH’sine en çok katkıda bulunan ilk on ülkeden biri olacak. Türkiye çok
dinamik ve heyecan verici bir ülke. İstanbul ise bugünlerde dünyanın, değilse de
en azından Avrupa ve Ortadoğu’nun en heyecan verici ve ilginç şehirlerinden
biri. 2012 dünya için, özellikle de Avrupa için zor bir yıl olacak. Öte yandan
ABD’nin görünümü daha iyileşmeye başlıyor, Çin ise daha yavaş bir yere iniş
gerçekleştirecek. Küresel GSYİH büyümesi yüzde 3.5-4 arasında
gerçekleşebilir.
Küresel ekonomideki riskler Türkiye’nin büyümesinin
sürdürülebilirliği önünde hangi engelleri yaratıyor? Türk ekonomisinin en güçlü
ve zayıf yönleri sizce neler?
Türkiye için en büyük risk, küresel yatırımcıların olumsuz görüşüne neden
olan ve kırılganlığı yükselten yüksek cari açık riskidir. Avrupa’daki ruh hali
değişirse, bu konu biraz daha gündemden biraz daha düşebilir.
Yüksek büyüme performanslarıyla dikkat çeken Çin ve Hindistan gibi
ülkelerde eşitsizliklerin arttığı, hızlı büyümenin kırsal kesimde yaşayan geniş
kitlelere ulaşmadığı gözlemleniyor. Dünya ekonomisinde hızlı büyüme ile milli
gelirin adil dağılımını sağlamak üzere önümüzdeki dönemde ne gibi politikalar
izlenebilir?
Bu gerçekten çok önemli bir konu, özellikle Çin’de bu eşitsizliklerin
azalmaya başladığı görülüyor. Bu durum Çin’in özellikle en düşük maaşlıların
ücretlerinin artması gibi kilit politikalarını etkiliyor. Sorunlar büyümeden
önce öngörmelerini etkileyici buluyorum. Hindistan’da da perakendede daha çok
doğrudan yabancı yatırımına ve yabancı mülkiyetine izin vermeleri önerisi
cesaret verici ve umut ediyorum ki iç güçler bunu durdurmazlar. Bu, tarımsal
üretkenliğin artması için gerçekten iyi bir gelişme olur.
Kitabımda da açıkladığım gibi, dünya ekonomisi ve piyasaları için son derece
heyecan verici bir dönemden geçiyoruz ve yüzlerce milyon insan yoksulluktan
çıkıyor. Enerji verimliliği için yeni yollar ve alternatif enerji ve kaynakları
da içeren birçok değişiklik gerçekleşecek. Önümüzdeki 10 yılda dünyanın büyüme
haritası köklü şekilde değişecek. Bu yapıya uygun kurumlar ve önlemler alınmalı.
Bu dönemin sonunda yeni bir uluslararası para sistemi ile
karşılaşabiliriz.
|