Onur konuğu olarak katıldığı, 106. Bab-ı Ali
toplantısında ''Alternatif Enerji Kaynakları, Gelişen Enerji Koridorları ve
Türkiye'nin Rolü'' konulu bir konuşma yapan Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ''Özelleşen ve liberalleşen bir yapıyla
beraber Türkiye, büyümesini enerji sektöründe özel
sektör kanalıyla yapmaya karar verdi'' dedi.
Dünya nüfusunun 17. yüzyıldan itibaren hızlı ve dengesizce büyüdüğüne işaret
eden Yıldız, bu büyümenin bundan sonra da hızlı bir şekilde devam edeceğini,
bunun Birleşmiş Milletler'in (BM) raporlarından da görülebileceğini
kaydetti.
Yıldız, bütün sektörleri insan odaklı düşündüklerinde enerjinin ve bunlarla
alakalı gelişmeleri düzenlemenin başlı başına bir iş olduğuna değindi.
Dünyada şu anda 1,4 milyar insanın elektrikle tanışmadığı bir dünyada
yaşadıklarını belirten Yıldız, BM raporuna göre son 40 yılda çok yoksul
ülkelerin ve çok yoksulların sayısının ikiye katlandığını vurguladı.
Taner Yıldız, normalde ülkelerin ekonomik kalkınmalarındaki en zorunlu
kaynağın enerji olduğunun altını çizerek, ekonomiler küreselleştikçe
politikaların ulusallaştığını söyledi.
Enerjinin uluslararası ilişkiler için bir güç aracı olarak kullanılmaya
başlandığına da değinen Yıldız, büyüme ve değişimle beraber piyasalarda
liberalleşme ve serbestleşmeye doğru gidişin başladığını anlattı.
Yıldız, ''Genel resimden sonra Türkiye'nin buradaki konumu daha da
netleşecektir. Ülkeler enerji sektörleriyle alakalı liberalleşme ve serbestleşme
politikaları izlerken stratejik düzeyde işbirliği oldu. Bir çok ülkenin
geliştiği ortamda fizibil olma ile stratejik olma durumu çatışır hale geldi. Her
stratejik proje fizibil olmayabilir ama fizibil her proje stratejikliğini
korumak zorunda. Bu durum belirleyici bir rol oynamaya başladı'' dedi.
Enerjinin dış politika aracı olarak kullanılmasının yanında hegemonya aracı
haline gelmiş olmasını da şaşırtıcı bulmamak gerektiğine işaret eden Yıldız,
enerjide arz güvenliğini sağlamanın bütün hükümetler tarafından cazip bir konu
olduğunu söyledi.
''Petrol fiyatlarındaki dalgalanma siyasi olaylara
bağlı...''
Bakan Yıldız, petrol fiyatlarındaki dalgalanmanın siyasal olaylara çok bağlı
olduğunu anlatarak, ''Japonya'da deprem oluyor varili 2 dolar etkiliyor. Ama
herhangi bir ülkede istikrarsızlık fiyatları yüzde 5-7 civarında etkiliyor''
dedi.
Dünyada şu anda yılda 80 milyon motorlu araç üretimi olduğunu, toplamda 1
milyar araç bulunduğunu anımsatan Yıldız, petrol ve doğalgazın 2050 yılına kadar
hala 1. sırada yer alacak olmasının alternatif enerji kaynaklarıyla alakalı
araştırmaları geriye bıraktırmadığını anlattı.
Bu durumun Türkiye'nin coğrafyadan kaynaklanan avantajları da daha iyi
kullanması gerekliliğini ortaya çıkardığına işaret eden Yıldız, Türkiye'nin
enerji kaynaklarının yüzde 93'ünü dışarıdan alan bir ülke olduğunu dile getirdi
ve bu durumda cari açık, ulaştırma gibi konuları iyi bir şekilde gözden geçirmek
durumunda olduğunu söyledi.
Yıldız, özelleşen ve liberalleşen bir yapıyla beraber Türkiye'nin büyümesini
enerji sektöründe özel sektör kanalıyla yapmaya karar verdiğini ifade ederek,
şunları söyledi:
''Bunun sosyolojik etkileri oldu. Böylelikle kamunun üzerindeki yükü daha da
hafifletmiş olduk. Bu durumun diğer sektörlere çok olumlu tesirleri olmuştur.
Enerji sektöründe özellikle yerli ve yenilenebilir kaynaklar dediğimiz, yerli
enerji kaynağımız kömür, yenilenebilir enerji kaynakları su, güneş rüzgar gibi
kaynaklar, bunların her birinin yatırımını yapmamızın ithal enerji kaynağıyla
alakalı oranımızı olumlu yönde değiştireceğine inanıyoruz.
Ama aynı zamanda Türkiye'nin büyümesini karşılayacak olan bütün enerji
sektörüne beraberce bakmamızı zorunlu hale getirdi. Türkiye şu anda 11,5 milyar
tonluk kömür rezervinin yine enerjiye döndürülecek haliyle beraber ve bunun
yanında enerji çeşitlemesini gerektirecek nükleer enerji gibi kalemleri,
geçtiğimiz 2010 yılı içerisinde dünyada ikinci sırada büyüyen rüzgar santralları
projeleriyle, su kaynaklarının önemli bir kısmını kullanmaya dönük bir enerji
politikasını beraberinde getirmiştir.''
Rusya ile enerji anlaşması
Rusya ile yaptıkları anlaşma ile 2035 yılına kadar sabit fiyatla elektrik
alım fiyatının kendilerine taahhüt edildiğine işaret eden Yıldız, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Yani 2032 yılında Türkiye 12 dolar 35 centten elektrik alacak. Görüşüyoruz
bir kısım firmalarla 'bu teklifi size nasıl verebildiler?' diyorlar. 'Siz nasıl
bu işi yapabildiniz?' diyorlar. 'Siz amortismanları ifa ettikten sonra bu karın
bir bölümünü bize vereceksiniz' dedik. 'O nereden çıktı?' dediler. 'Bizim
teklifimizde böyle bişey yok' dediler. İşte biz, hani ihalesiz falan deniliyor
ya hiç aslı yok ihalede yapamayacağımız fileksibiliteyi bu müzakerelerde yaptık.
Oturduk tek tek...
Sayın Medvedev ve sayın Putin gösterdiler, 'Bu arkadaş bizle çok pazarlık
yaptı'... Başbakanımıza benzer bir şey söyledi. O yüzden bizler Türkiye'nin
menfaatine olabilecek her konuyu tek tek masanın üzerine yatırdık. Ve 'işletme
döneminden sonra karınızdan yüzde 20 hisse alıyoruz' dedik ve aldık. Hiç para
koymadan yalnız.''
|