BR> Şu anda
Türkmall'ın hazırladığı ve onayladığı belirtilen projeyi
görmediğim gibi; mevcut yapının yıkılıp yıkılmayacağını da bilemiyorum.
Açıklamada bu konuda da bilgi yok.
Türkmall kaç metrekare yapı inşa
edecektir. Açık değildir. Çok amaçlı salonlar ve sanata tahsis edilecek alanlar
büyüklükleri açıkça belirtilmedikçe, istenen her boyutta yapılabilir.
Adı
söylenen salonların kapasiteleri, mevcut yapıdaki kapasiteleri ne oranda
karşılıyor, açık değildir. Bence maalesef; Kültür Bakanlığı ikna edici bir
açıklama yapamamıştır."
Hıncal Uluç, diğer yazısında ise Ayazağa'nın
gidişatının hâlâ karanlık olduğunu belirtiyor.
Kültür Bakanı Günay onayı
mimar Tekeli'nin verdiğini; Tekeli ise onayının olmadığını
ifade ediyor. Bu noktada kim haklı bilinmez ama yazıda geçen Tekeli'nin
"Bu alışverişçiler bana bir kez geldiler, sonra kayboldular.. Bizim yaptığımız
her şeyi yıkıyorlar. Ne yapıyorlar bilmiyorum" sözleri dikkati çekiyor.
Uluç, söz konusu karmaşıklığı şöyle aktarıyor:
"Bakana demişler ki.. 'Bu inşaatta projeye aykırı işler yapıldı. O
yüzden durduruldu.. Bu sebeple yıkmak zorundayız.'
Doğan Hoca
diyor ki... 'Külliyen yalan. Durdurma işini yapan zamanın
Kültür Bakanı İstemihan Talay. Emri veren de Şakir Bey`e kızan
Başbakan Bülent Ecevit...'
Açılan bir uluslararası yarışma sonunda dünya
çapında bir mimari şirketinin hazırladığı proje ve gene dünya çapında üç akustik
uzmanının planladığı konser salonu, milyonlarca dolar harcanmışken ve bitimi
için çok az işi kalmışken yıkılıyor..
Efendim 'Köhneleşmiş bu tür konser
salonları..' Alış veriş şirketi sahiplerinin bakana söyledikleri
bu..
Tabii.. Milletin ayakta ve belediye otobüsünde gibi birbiri üstünde
rock konseri izleyeceği bir alan çok daha sık dolar ve çok daha fazla para
kazanır.. Senfoni salonu ne ola ki.. Yık gitsin.."
AKP iktidarı
ile birlikte kültür-sanata ilgi azaldı!
"Sanata en
çok yatırım yapan ülke Kanada. ‘Statistics Canada’ya göre; geçen yıl sahne
sanatlarını izlemek için toplam 980 milyon dolar harcamış. Calgary ve Banff
şehirlerinin bulunduğu Alberta eyaleti ise, sanat etkinlikleri ve ürünlerine
yönelik yapılan kişi başı 800 dolar harcamayla ülke lideri..."
Bu sözler Serhan Bali'ye ait...
Bali, İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı’nın düzenlediği Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin
danışma kurulunun sürekli üyesi aynı zamanda köşe yazarı... Kendisinin engin
müzik bilgisi ve eleştirileri Türkiye'ye yeni bir boyut kazandıracağa benziyor.
Ayazağa Kültür Sanat Merkezi hakkında da görüşüne
başvurduğumuz Bali, yıkılacak olan senfoni salonunun çok daha görkemli olacağını
ama şimdiki projenin de gayet olumlu çizgilerde içerisinde bulunduğunu; Bakan
Günay'ın da oldukça özverili çalıştığının altını çiziyor.
Kangren
olarak kalmasındansa bu şekilde sonuçlanması olumlu
"Ayazağa’da
yıllar süren çözümsüzlük ortamında yeni proje bence kabul edilebilir bir kültür
sanat seçeneği önümüze sunuyor. Yıkılacak olan büyük senfoni salonu çok daha
görkemli olacaktı belki ama izin verilenden daha büyük yapıldığı ve tarihi
dokuyu bozduğu gerekçesiyle yapımı durdurulmuştu. Kültür Bakanı’nın burada
özverili çalışmasını not etmek lazım. Bu kriz ortamında bu devasa kültür sanat
yatırımını üstlenecek kimseyi bulamayınca o da çareyi anlaşılan kaliteli
alışveriş mekanları inşa eden bir firmaya kompleksi bir kültür-sanat-alışveriş
projesi olarak yeniden kurgulatmakta bulmuş. Kangren olarak kalmasındansa bu
şekilde bitirilmesini yine de olumlu karşılıyorum."
Bali, kültür
merkezinin üstün bir akustik projelendirmeyle inşa edildiği takdirde, konser
salonunun yerin 14 metre altında yapılacak olmasının herhangi kötü bir sonuç
doğurmayacağı düşüncesinde...
"Sonuçta konser salonları zaten her tarafı
kapalı kutu gibi mekanlardır. Salona girmek için merdiven inmişsiniz veya
çıkmışsınız fazla önemi yok. Eski projede toplam kapasite 2 bin 500’dü şimdi bin
200 kişiye indirilmiş. Yüklenicinin kar da etmeyi planladığı bir projede zaten
bundan büyük bir senfoni salonu inşa edilmesini bekleyemeyiz. Ben bir sorunun
çözülmesi anlamında gelinen bu noktayı olumlu buldum."
Türkiye'de son on
yıldır özellikle AKP iktidarı ile birlikte kültür ve sanat devletin ilgisinden
çıktığını, özel sektör ve vakıflar sayesinde bütçe ayrıldığını söylüyor.
'Devletin 2010'da İstanbul'u salonsuz bırakması en büyük
kusur'
"Devletin boşalttığı bu alan bugün kısmen sosyal demokrat
belediyeler ama ağırlıklı olarak kültür sanat yatırımlarıyla öne çıkan özel
sermaye ve yine onların inisiyatifiyle kurulan vakıflar tarafından doldurulmaya
çalışılıyor. Devletin sanat müziği icrası alanında son yedi yıl içinde yaptığı
en önemli iki hamle, Samsun Operası’nı en sonunda açmak ve Cumhurbaşkanlığı SO
başta olmak üzere önde gelen devlet senfoni orkestraları ve devlet operalarına
kadro vermek oldu. Böylece hem bu kurumlar gençleşti hem de yeni mezun genç
müzisyenler iş güç sahibi oldu. Ama AKM’nin üzerine düşmemesi ve 2010’da
İstanbul’u salonsuz bırakması en büyük kusurudur."
'Konser
salonları, tıpkı havaalanları gibi çok prestijli'
Dünyada konser
salonu izleyicisi belki azalıyor, yaşlanıyor ama konser ve opera salonları hala
pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin en önemli prestij göstergelerinden
biri olmayı sürdürüyor. Bir şehir nasıl gurur duyacağı bir havaalanına sahip
olmak istiyorsa dünyada adından söz ettirecek o şehrin simge yapılarından birine
dönüşecek konser-opera salonu yaptırmayı da o denli önemsiyor.
Bali,
Dubai, Abu Dabi, Doha gibi Arap şehirlerinin de bu trene dahil olduğunu
söylüyor. "Konser ve opera salonları gelişmiş bir şehrin dediğim gibi tıpkı
havaalanı gibi prestij binalarıdır." diyen Bali, şehrin çağdaş ve modern
olduğunu göstermek isteyen yöneticilerin, en kısa zamanda bir fon oluşturup
şehre böyle bir yapı kazandırmak istediklerini vurguluyor.
|