''Etkin bir mücadele için şirket yönetimleri cesur ve zro kararlara
imza atmayı göze almalı'' Ernst & Young
Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı
Bölüm Lideri Dilek Çilingir, 2011 yılına ilişkin anket
sonuçlarının, sadece yolsuzlukla mücadele politikasına sahip olmanın yeterli
olmadığını, önemli olanın bu politikaları etkin çalıştırmak olduğu gerçeğini bir
kez daha gözler önüne serdiğini ifade etti. Çilingir, ''Davranış ilkeleri
kitapçığı hazırlayıp şirketin duvarlarına asmanın hiçbir faydası olamayacağı
gibi, aynı dokümandan fayda alabilmek için en azından çalışanlara bu konuda
eğitimler vermek, uygulamalı örnekler göstermek ve kuralların uygulanması
gerektiğine dair yönetimin mesajını iletmek gerekir'' dedi. Şirket
yönetimlerinin, bu anket sonuçlarını çok iyi değerlendirmesi gerektiğine dikkati
çeken Çilingir, şunları söyledi: ''Görünen o ki,
yıllar geçtikçe yolsuzluk konusunda farkındalık artsa da, yeterli önlemler
almakta ve bu önlemleri etkin olarak uygulamakta yetersiz kalınıyor. Finansal
durgunluk dönemlerinin hem şirketleri maliyet azaltmaya zorladığı, hem de
yolsuzluk oranlarını artırdığı düşünülürse yolsuzluk riskine maruz kalma
oranının artması kaçınılmazdır. Ancak etkin bir mücadele için şirket yönetimleri
cesur ve zor kararlara imza atmayı göze almalıdırlar. Bunların başında etik
olmayan davranışlara tolerans gösterilmemesi gelmektedir. Şirket yönetimleri,
usulsüzlük riskiyle mücadeleyi ciddiye almalı ve gerekli çabayı gösterip
maliyete katlanmalıdırlar, böylece toplum ve çalışanları gözünde itibarlarını da
korumuş olurlar.'' Çilingir, yolsuzluk konusunda
Türkiye'nin Rusya'dan daha iyi konumda olduğunu, Romanya ve Çek Cumhuriyeti gibi
ülkelerin ise Türkiye'den daha iyi durumda bulunduğunu
söyledi. Ernst & Young Türkiye Ülke Başkanı
Mustafa Çamlıca da yolsuzluğun kaynakların etkin kullanılması
ile ilgili bir sorun olduğunu, yolsuzluğun yaygın olduğu bir ekonomide
kaynakların etkin kullanıldığının, dağıtıldığının söylenemeyeceğini söyledi.
Çamlıca, bunun en önemli sebeplerinden birisinin bir ekonomide yapılacak işin
sahibi tarafından her zaman yapılamaması olduğunu vurguladı.
Çamlıca, ''Günümüzde ekonomi o kadar karmaşık hale gelmiştir ki işverenler,
işlerini çalışanlarına ya da başka kuruluşlarına yaptırıyorlar. Burada işveren
ve işi yapan arasında bir ilişki doğmakta. Bu ilişki birbiri ile çelişen
menfaatleri getirebilmekte. Bu menfaat çatışmasının büyüklüğü de yolsuzluğu
belirleyecektir. Örneğin, bir işverenin çalışanına bin liralık bir maaşla belli
seviyede bir işi yaptırması, çalışanın da 5 bin liralık bir faydayı beklemesi
durumunda ortada 4 bin liralık bir fark oluşacaktır. Aradaki 4 bin liranın bir
şekilde kapatılması lazım. Bu ancak ve ancak yolsuzlukla kapanacak bir mesele''
şeklinde konuştu. Çamlıca, bir soru üzerine, Türkiye'de iş bağlantısı
yapılabilecek eğlence mekanı bulunmadığını da söyledi.
|