Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Orhan Beşkök, Dünya Bankası’ndan Haziran
ayında sağladıkları 420 milyon dolarlık uzun vadeli krediyi
yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini arttırmayı amaçlayan projeler için
kullanıma açtıklarını belirterek, bu alanda yatırım yapan kuruluşlara çağrı
yaptı. Beşkök, küresel krizin uluslar arası mali piyasalarda yarattığı olumsuz
ortama rağmen TSKB olarak kredi piyasalarından çekilmediklerini, yatırımların
finansmanı için KOBİ’ler dahil özel sektöre fon sağlamaya aynı hızla devam
ettiklerini söyledi. Beşkök,“TSKB’nin zaten varlık nedeni yatırım ve kalkınma
amaçlı projelere kredi vermek. Bu nedenle geri çekilmek ya da kredi kaynağını
kısmak söz konusu olamaz. Aksine bu ortamda daha da yoğun bir şekilde
kredilendirmeye çaba harcıyoruz. Çünkü biz Türkiye’ye inanıyoruz ve güveniyoruz”
dedi.
27 yılın en yükseği
Dünya Bankası’ndan sağlanan kaynağın Türkiye Kalkınma Bankası’na verilen 180
milyon dolar ile birlikte 600 milyon dolara ulaştığını belirten Beşkök, “27
yıldır bu bankadayım, 420 milyon dolarlık bu kredinin Dünya Bankası’ndan şimdiye
kadar sağladığımız en büyük montanlı kredi olduğunu vurgulamalıyım. Bu kredinin
500 milyon doları doğrudan Dünya Bankası kaynaklarından sağlanırken, 100 milyon
doları da yine Dünya Bankası tarafından yönetilen Temiz Teknoloji Fonu (CTF)
aracılığıyla verildi. Bu fondan kaynak aktarılan ilk ülkenin de Türkiye olduğunu
özellikle hatırlatmalıyım” diye konuştu.
Beşkök, iklim değişikliğini önlemeye yönelik projelerin finansmanında
kullandırılan kredi toplamının da Dünya Bankası’ndan alınan 420 milyon dolar
dahil olmak üzere 910 milyon dolara ulaştığını kaydetti.
Yüksek oranda başvuru
Özellikle orta ve uzun vadeli yatırım ve proje finansmanının küresel kriz
ortamında alabildiğine güçleştiği gerçeğinin altını çizen Beşkök, TSKB’nin bu
kredisine yönelik şu ana kadar önemli bir başvuru da geldiğine işaret ederek şu
değerlendirmeyi yaptı:
“Dünya Bankası’ndan sağladığımız 30 yıl gibi çok uzun vadeli bu kredi çok
kıymetli bir kaynak.. Kriz nedeniyle imalat sanayinden talep azalmış olsa da
diğer sektörlerden çok yoğun bir talep var. Şimdi biz bu kaynağı yenilenebilir
enerji yanı sıra enerji verimliliğini arttırmayı amaçlayan projelere vereceğiz.
Geçen hafta içinde krediyi kullanıma açtık. Yenilenebilir enerji yatırımı olan
veya enerji verimliliğini arttırmayı hedefleyen kuruluşlara bir anlamda kredi
için başvuru çağrısı da yapmış oluyoruz.”
Piyasada az oyuncu kaldı
Beşkök, kriz öncesinde özellikle enerji sektörü yatırımlarının finansmanına
yönelik olarak Türkiye piyasasında yabancı bankaların çok etkin olduğunu, ancak
krizle birlikte bu kesimlerin piyasadan çekildiklerini hatırlatarak, “Şu anda
enerji sektörüne yönelik yatırım finansmanında TSKB’nin dışında birkaç banka
daha var. Doğal olarak az oyunculu bir pazar içindeyiz. Çünkü buradaki
yatırımlar uzun vadeli finansman gerektiriyor. TSKB’nin kaynak yapısı da uzun
vadeli olduğu için diğer bankalara kıyasla daha rahat davranabiliyor. O nedenle
bu piyasada kısıtlama ve çekilme gibi bir yaklaşımımız yok, aksine daha çok ne
yapabiliriz diye çaba harcıyoruz” diye konuştu.
Apex kredileri 1 milyar Dolar sınırında
Dünya Bankası ile de çok özel bir ilişki içinde olduklarını belirten Beşkök,
bu konuda şunları söyledi:
“Dünya Bankası’ndan aldığımız kredileri hem doğrudan hem de dolaylı olarak
kullandırıyoruz. Dolaylı kredileri biz ticari bankalar ve finansal kiralama
şirketleri üzerinden kullandırıyoruz. Ağırlıkla KOBİ’lere yönelik bu krediler.
Bu şekilde TSKB normalde erişemeyeceği şirketlere de bir şekilde finansman
sağlamış oluyor.”
Apex olarak adlandırılan kredi çerçevesinde Dünya Bankasından 2004-2008
döneminde toplam 900 milyon dolar kaynak sağladıklarını ve bunun 750 milyon
dolarını kullandırdıklarını söyleyen Beşkök, Avrupa Yatırım Bankası’ndan da APEX
bankacılığı kapsamında KOBİ’lerin finansmanı için 150 milyon Euro kredi
aldıklarını ve tümüyle kullandırdıklarını belirtti.
72 yenilenebilir enerji projesine kredi
Beşkök, TSKB’nin son rakamlarla 72 şirkete yenilenebilir enerji kredisi
kullandırdığını ve bunların 65’inin hidroelektrik santrali (HES), 3’ünün rüzgar,
2’sinin jeotermal enerji santral projesi olduğunu ve 2’sinin de metan gazından
elektrik enerjisi üretmeyi hedefleyen projeler olduğunu söyledi. Beşkök,
yenilenebilir enerji konusunda Türkiye’de ciddi bir potansiyel bulunduğunu
belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’nin şu anda 42 bin megawatt kurulu güç kapasitesi var. Bu rakamın
yüzde 34’ü yenilenebilir enerjiden oluşuyor. 2014 yılına kadar kurulu
kapasitenin 61 bin megawata ulaşacağı ve yenilenebilir enerjinin toplamdaki
payının da yüzde 40’a ve 24 bin megawata çıkacağı öngörülüyor. Yapılan
hesaplamalar yenilenebilir enerji sektörüne yönelik yeni yatırım potansiyelinin
de 15 milyar dolarlık bir kaynak gerektirdiğini gösteriyor.”
TSKB’nin kredi portföyü 2.5 milyar Dolar
TSKB’nin Haziran 2009 tarihi itibariyle kredi portföyü büyüklüğünün 2 milyar
542 milyon dolara çıktığını açıklayan Orhan Beşkök, bu rakamın yüzde 28’ini
finans sektörüne açılan Apex kredileri, yüzde 23’ünü ise enerji üretim ve
dağıtım sektörünün, yüzde 7’sini de ulaştırma ve iletişim sektörünün
oluşturduğunu söyledi.
TSKB’nin kredi kaynaklarının vadesinin 11 yıl ile 30 yıl arasında değiştiğini
kaydeden Beşkök, “Türkiye’de ticari bankaların ağırlıklı fon kaynağı mevduattan
oluşuyor. Ve bu mevduatın yüzde 85’inin vadesi de üç aydan az. Doğal olarak
bankalar bu kadar kısa vadeli olarak topladıkları kaynakla orta ve uzun vadeli
finansman sağlamaya çalışıyorlar. Bizde ise aldığımız kredinin vadesi verdiğimiz
kredinin vadesinden daha uzun. Ticari bankalarda ise durum tam tersi verdikleri
kredinin vadesi uzun, krediye baz olan mevduatın vadesi ise kısa” diye
konuştu.
AYB ile de iyi işbirliği
TSKB’nin, uzun vadeli kredi kaynağı temin etme şansı bulunduğunu ifade eden
Beşkök “ Bizim ana kredi kaynağımız Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası,
Fransız Kalkınma Ajansı, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, KfW gibi kuruluşlar.
Dünya Bankası ile 60 yıldır işbirliği içindeyiz. Avrupa Yatırım Bankası (AYB)
ile 60’lı yılların ortasında başlayan ilişkilerimiz ancak 90’lı yılların ikinci
yarısında daha etkin bir hale geldi.1997’de üç banka 50 milyon Euro kredi
kullandığımızda, belki ileride bu rakama bir sıfır daha ekleyebiliriz
demiştik,bize gülmüşlerdi. Gerçekten de bu hedef şimdi gerçekleşti ve 2009’da üç
banka 400 milyon Euroluk bir kredi aldık Avrupa Yatırım Bankası’ndan. Artık AYB
ile çok yakın bir işbirliğimiz var” dedi.
Çarpan etkisiyle kredi büyüyor
Beşkök, 30 yıl gibi uzun vadeli bir kaynağı siz de aynı vadede mi
kullandırıyorsunuz” şeklindeki soruya “ Biz vadeleri projenin durumuna, hangi
sektörde olduğuna ve tamamlanma süresine göre belirliyoruz. Örneğin bir
hidroelektrik santrali projesi doğal olarak uzun sürede tamamlanacağı için
vadesi 10 yıla kadar çıkabiliyor. Ayrıca Dünya Bankası’nın koyduğu ölçü yatırım
kredilerinin bir yılı ödemesiz olmak üzere asgari 4 yıl vadeli olması yönünde.
Biz ise 30 yıl vadeli olarak bize tanınan bu olanağı mümkün olduğunca bu süre
içinde daha fazla firmaya aktararak daha fazla çevirim yapmak istiyoruz. Bu
şekilde çarpan etkisiyle 420 milyon doları 30 yılda 2 milyar dolarlık bir
büyüklüğe ulaştırabiliriz. Bu da Türkiye için iyi bir olanak” karşılığını
verdi.
|