e zaman hareket edeceğimiz konusunda trafik ışıklarına güveniyoruz; aynı
şekilde ne zaman duracağımız konusunda da. Trafik aktivisti
Martin Cassini'ye göre trafik ışıkları yerine sağduyumuza
güvenmeye başlamamızın zamanı geldi de geçiyor. 'Eşitlikçi
Sokaklar' adlı bir kampanya başlatan ve sistemin merkezindeki ana
hatanın 'öncelikler' olduğunu savunan Cassini'nin BBC
Türkçe'de yer alan yazısı, mevcut durumun alternatiflerini
sorguluyor.
***
2000 yılında İngiltere'nin Cambridge kasabasında bir kavşakta normalde ışığın
değişmesini beklemem gerekirdi. Ancak trafik ışıklarının çalışmadığını
farkedince dikkatle yoluma devam ettim. Bir sorun yaşanmadı, hem de ıssız bir
kavşakta anlamsız yere beklememiş oldum. O günden sonra ''Acaba bütün bu trafik
ışıkları olmasa trafik daha mı kolay işler?''diye düşünmeye başladım.
İlk olarak istatistikler...
Son yıllık figürlere göre geçen yıl İngiltere'de trafik kazalarında 24 bin
500 kişi öldü ya da ciddi şekilde yaralandı. Bu sayılar her yıl düzenli olarak
düşüyor ancak bana göre bu kadar çok insanın zarar görmesine izin veren bir
sistem düzgün işliyor olamaz. Kazaların ekonomik götürüsü de oldukça yüksek.
İngiltere trafik kazaları yüzünden her yıl 15 milyar ile 32 milyar sterlin
arasında para kaybediyor. Ve bana göre yaşanan kazaların büyük bir kısmı aslında
kaza falan değil. Yaşananlar yolların tasarımının ve trafik kurallarının
doğrudan bir sonucu. Bir sürücü olarak soruyorum, yeşil ışığı gördüğünüzde yola
bakıyor musunuz? Hayır, çünkü büyük olasılıkla ışığa bakıyor oluyorsunuz. Daha
geçen gün ışıklara 20 metre uzaktayken ışığın sarıya döndüğünü gördüm ve
düşündüm gaza mı basmalıyım yoksa durmalı mıyım? Çünkü bir kere kırmızı ışığa
takılınca insan gerçekten çok fazla zaman kaybedebiliyor. Neyse ki durmayı
seçtim. Çünkü durduğum anda sarı ışığı gören bir yaya yola atladı. Eğer gaza
basmaya karar vermiş olsaydım korkunç bir kaza yaşanacaktı.
İnsanlar trafik ışıklarının güvenliğimizi garanti ettiğini zannediyor. Ancak
Londra'nın Westminster belediyesinin yaptığı bir araştırma şehiriçi trafik
kazalarının yüzde 44'ünün trafik ışıklarında gerçekleştiğini gösteriyor. Bir
süredir ışıkların çalışmadığı dört yol ağızlarını filme alıyorum. Işıklar tamir
edildikten sonra ise geri dönüp bir film daha çekiyorum.
Eşitlikçi Sokaklar adlı bir kampanya başlattım. Kampanyanın savunduğu şey şu:
Yolları insanlara uyumlu hale getirebiliriz. Yani insanlar trafikte düşünmeden
işaretlere uymak yerine sağduyularını kullanmaya başlarlarsa herşey çok daha
etkili işleyecektir. İçgüdüsel olarak insanlar birbirlerine nazik olmak
isterler. Özellikle de yollarda. Bir yabancı ile karşı karşıya olduğunuzda eğer
bir kapkaççı değilseniz, ona nazik davranırsınız. Hergün trafikte yüzbinlerce
yabancı ile bir ilişki içine giriyoruz ancak şu anki sistem sağduyumuzun ve
içgüdülerimizin önüne trafik ışıklarına olan saygımızı koymamızı
gerektiriyor.
Bu sistemin merkezinde bulunan ana hata ''öncelikler''. Trafik ışıkları
yeterince kötü. Yolumuza devam edebilecekken durmamıza neden oluyorlar, yolu
izlememiz gerekirken onlara bakıyoruz. Ancak trafik ışıkları şu an kullandığımız
sistemdeki tek hata değil ne yazık ki. Ana yolların önceliği kuralı büyük bir
problem teşkil ediyor. Bu kural ilk olarak 1929 yılında yürürlüğe sokulmuş. O
tarihlerde yetkililer yeni bir icat olan motorlu araçları nasıl kontrol altına
alacaklarına karar vermeye çalışıyorlarmış. Ana yol önceliği kuralına göre kim
geçiş noktasına önce varmış olursa olsun ana yoldan gelen araçların geçiş
üstünlüğü var. Ana yolda giderken yan yollardan birinin köşesinde bebek arabası
ile karşıya geçmeyi bekleyen anneyi farkediyor musunuz? O yola atlarsa ne
olacak? Eğer yol önceliğiniz olmasaydı daha dikkatli olur muydunuz? Yaya
geçitleri trafik ışığı olmadan daha mı güvenli?
Yaşanan bir çok talihsiz kaza bu öncelik kuralına bağlanabilir. Peki sistemin
bu soruna çözümü ne? Doğru tahmin ettiniz: Trafik ışıkları. Ancak eğer yollarda
ışıklar olmasa, öncelik kuralları olmasa sürekli daha yavaş ve dikkatli sürmemiz
gerekirdi. Diğer insanları görür, onların hareketlerini analiz ederdik. Ancak
trafik ışıkları sadece daha dikkatsiz olmamıza neden oluyor. Bir de kırmızıya
yakalanmamak için daha hızlı gitmemize.
Peki ya manyaklar ne olacak? Trafik kontrolü olmasaydı başımıza neler
gelirdi? Doğruyu söylemek gerekirse trafik canavarlarını kontrol etmek şu anki
sistemde de pek mümkün olmuyor. Benim önerim sistemin özündeki büyük yanlıştan
kurtulmak. Öncelikli geçiş sistemini kaldırırsak, trafik ışıklarına olan ihtiyaç
da ortadan kalkacak. Kırmızı ışıklar ortadan kalkınca, kırmızı ışığa
yakalanmamak için hızlananlar da ortadan kalkacak. Bristol kenti yakınlarındaki
Portishead kasabasında kavşaklarda çektiğim videoları gösterdim. Video
gösteriminden sonra deneme amaçlı olarak sürekli trafik sıkışıklığının yaşandığı
bir kavşakta trafik ışıkları kapatıldı. Işıkların kapatılmasından sadece bir kaç
dakika sonra tıkanıklık ortadan kaybolmuştu. Sonuçları gören belediye
yetkilileri kalıcı olarak trafik ışıkların o kavşaktan kaldırdı. Yapılan
araştırmalar o yollarda yolculuk süresinin yarı yarıya azaldığını ve hiç bir
güvenlik sorunu yaşanmadığını gösterdi.
|