İstanbul’da son 50 yılda madencilik faaliyetleri sonucu, tahribata uğrayan
10 bin hektarlık orman alanı, son yıllarda
“rehabilitasyon” çalışmaları adı altında yürütülen usulsüz
toprak döküm işleriyle geri dönülmez zarara uğradı. Dere yatakları ve su
havzaları üzerindeki yapılaşmaların artmasıyla birlikte birbiri ardına açılan
“kaçak” döküm alanları ise yeni sel felaketlerine davetiye
çıkarıyor. Orman Mühendisleri Odası (OMO) Marmara Şube Başkanı Besim
Sertok, “Döküm alanları İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB)
şirketlerine düşük bedellerle tahsis ediliyor. Daha sonra taşeronlara devredilen
döküm işlerinden üçüncü kişiler büyük bir rant elde ediyor” dedi.
OMO Marmara Şube Başkanı Sertok, orman alanlarındaki toprak dökümünün Orman
Genel Müdürlüğü’nün yetkisi dahilinde olmasına karşın İBB’nin rant elde etmek
için sisteme dahil olduğunu söyledi. İBB’nin etkisinin ormanlık alanlardaki
tahribatı arttırdığına da dikkat çeken Sertok, şöyle konuştu:
“Toprak döküm işinin bir yanında Orman Müdürlüğü diğer yanında ise İBB var.
Bu alanlar orman sahası içinde olduğu için maden şirketlerine maden çıkarılması
için devredildiğinde, kazılan çukurların doldurularak ve ağaçlandırılarak geri
verilmesi şartı konmuştu ve dolum işleri şimdiye kadar Orman Genel Müdürlüğü’nün
organizasyonunda sürüyordu. Ancak son yıllarda İstanbul gibi kentlerde yüksek
rant alanı haline gelmesi nedeniyle belediyenin müdahalesi başladı. İBB,
kendisine verilen yetki çerçevesinde kamyonları taciz ederek, kamyonlara çeşitli
nedenlerle cezalar kesti ve sisteme dahil oldu. Bu işleri yasal prosedüre
uydurarak organize eden birkaç şirket oluşturuldu. Bu şirketlerin, devlet
kurumlarıyla bağlantıları var ancak bu bağlantılar belgelenemediği için usulsüz
dökümlerin ve haksız kazançların önüne geçilemiyor.”
Sertok, Orman Genel Müdürlüğü’nün toprak döküm alanlarını ihale ile firmalara
vermesine karşın son dönemde arazilerin İBB’nin şirketlerine ihalesiz tahsis
edildiğine de dikkat çekti. İBB şirketlerine tahsis edilen yerlerdeki birim
fiyatlarının çok düşük olduğunu da kaydeden Sertok, şunları söyledi:
“İhale ile verilen yerlerin birim fiyatları yüksek tutulmasına karşın
aralarında İBB’nin şirketlerine verilen tahsis bedeli son derece düşük. İlk
aşamada toprak döküm işini belediye yürütüyormuş gibi görünse de şirketler
üçüncü kişi ve kurumlara bu işi taşeron olarak devrediyor. Geliri de çoğu zaman
kim olduğu dahi bilinmeyen şirketler kazanıyor. Toprak döküm işlerine birtakım
kamu yöneticilerinin siyasi baskısı karışınca gereğinden fazla döküm yapılmaya
başlandı. Çukurlar dolup üzerlerinde tepeler oluştu. Bu tepeler yağışlarda
kayarak diğer ağaçlık kısımlara zarar vermeye başladı. Ormanların topografik
yapısı bozuldu.”
İstanbul’u vuran sel felaketinde Başakşehir’de İBB’nin iştiraklerinden
KİPTAŞ’ın “yasal” olarak dere yatağına yaptığı
dökümün sel felaketinin boyutlarını arttırdığını da kaydeden Sertok, OMO’nun
toprak döküm alanları üzerine yapılan dökümlerin sel felaketine etkileriyle
ilgili yakın bir tarihte rapor yayımlayacaklarını söyledi.
Sertok, “Başakşehir’in ortasından geçen kuru bir dere var. Başakşehir
gecekondu bölgesi değil. KİPTAŞ’ın planladığı, yasal bir yerleşim bölgesi.
Ancak, içinden geçen dereler yasal izinle doldurulup, rekreasyon alanı haline
getirildi. Bir hafta öncesine kadar sel sonucu bölgeye gelen molozlar, süs
havuzlarının içinde duruyordu. Bu tip sözde kaçak olmayan uygulamalar benzer
risklere davetiye çıkarıyor” dedi.
Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri ise orman alanları içinde
belediyelere tahsis edilen bölgelerin olmadığını belirterek, rehabilitasyon
çalışmalarının basit bir toprak dökümü ve depolama işi olmadığı maden
ocaklarının ağaçlandırılması amacıyla yapıldığına dikkat çektiler.
|