Schattdecor Türkiye'nin mobilya tasarımcıları ile bilgi ve tecrübe paylaşımını hedefleyen ve gelenekselleşme yolundaki tasarım buluşmalarının bu yılki ayağı Şirince'de gerçekleştirildi. Schattdecor’un dünya genelindeki yeni trendlerini ve tasarımlarını her iki tarafın bilgi ve tecrübeleri çerçevesinde sunmak ve değerlendirmek amacını taşıyan buluşma, Türkiye mobilya sektörünün merkezi konumunda bulunan İstanbul, İzmir, Kayseri, Ankara ve Bursa illerinden önemli mobilya tasarımcılarını bir araya getirdi. Schattdecor Türkiye Genel Müdürü Maciej Piatek ve Schattdecor Group Tasarım Bölümü Yöneticisi Claudia Küchen'in evsahipliğinde gerçekleşen organizasyonda, 15/16 Schattdecor trendleri ve Digital Visions konsepti tanıtıldı; Türkiye'de daha fazla dekor kağıdı üretimi için mobilya sektörünün beklentileri ve talepleri üzerinde duruldu.
Schattdecor Trends 15/16: Derin bir özgünlük ve bireysellik için özlem
Tüketicilerin günümüzde artık kendilerini yaş, cinsiyet, köken veya gelir gibi 'geleneksel' özellikler üzerinden değil de ortak ilgi alanları, ideolojiler ve deneyimler üzerinden tanımladığına vurgu yapan Schattdecor Group Tasarım Bölümü Yöneticisi Claudia Küchen; hızla gelişen teknoloji, değişen toplumsal yönelimler ve risklerle birlikte yeniden şekillenen tasarım kavrayışı hakkında ipuçları verdi. Sunumunda, 15/16 Schattdecor trendlerinin arkasındaki ana duyguyu 'derin bir özgünlük ve bireysellik için duyulan özlem' şeklinde özetleyen Küchen; dijital çağ, ağ toplumu, paylaşım, yeni ekoloji, esneklik, iş - yaşam denegesi, bireysellik, az ama öz, farklılaşan kuşaklar gibi kavramlar üzerinden toplumsal olanı doğru anlamanın sürdürülebilir başarı için öneminin altını çizdi.
Toplumsal değişimlerin endüstriyi, geleceğin çalışanlarını ve müşterilerini de yeniden şekillendirdiğini kaydeden ve bunun da herkesi yakından ilgilendiren bir konu olduğunu vurgulayan Küchen, "Kimileri bugün yapılanların zaten mükemmel olduğunu ve bunu değiştirmenin gerekmediğini düşünebilir; ancak değişim kaçınılmaz. Bir trend her insanda etkili olur; ekonomi, politika, bilim - teknik ve kültür olmak üzere toplumun tüm alanlarını kapsar. Bu nedenle, trendlerin ne tür fırsatlar ve riskler içerdiğini bilmek önemlidir. Bugün karar verenler, toplumsal trendlerin biçimlendirme özelliklerinden kaçınamazlar. Toplumsal trendler dünyayı değiştiriyor" dedi.
Geleceği inşa etmek için kuşaklar arası demokrasi
Söz konusu değişim olgusunu Y ve X kuşakları ile Silver- Preneur (emekliliğini yeni bir başlangıç için fırsata dönüştürenler) fenomenleri üzerinden örneklendiren Küchen, bugünün yetişkinlerinin, karar vericilerinin kendilerini değiştirebilmek ve dolayısıyla ortak bir çalışma pratiği oluşturabilmek için yeni nesillerin kim olduklarını anlamaya çalışmak zorunda olduğuna işaret etti. "Kendisine, eşit haklara sahip reşit bir partner olarak davranılmasına duyulan gereksinimi tüm kuşaklarda gözlemlemek mümkün; eşitlik ve dostane, adil davranma çağrısı her yere nüfuz ediyor ve giderek yükseliyor. Çok büyük egolar, statüye göre davranma, kibir ve dürüst olunmaması, giderek daha çok ayıplanıyor" diye konuşan Küchen, farklı kuşakların birbirleriyle eşit partnerler olabilmesinin yolunun da toplumun demokratikleşmesinden geçtiğini belirtti.
Piyasaları ve uygulayıcıları sürükleyen sessiz bir evrim; dijitalleşme
Değişimin tetikleyici unsurlarından birinin de ekonomide ve toplumda devam eden dijitalleşme eğilimi olduğunu söyleyen Küchen, şöyle devam etti:
"Yıllardır piyasaları ve uygulayıcıları sürükleyen sessiz bir evrimden söz ediyoruz. Dijitalleşme, internet ve ağ iletişimi, dünyamızı henüz öngörülemeyen bir ölçüde etkiliyor. Hayatımızda dijital gelişmeden etkilenmeyen hemen hemen hiçbir alan yok. Yaşama, çalışma, iletişim kurma, boş zamanlarımızı geçirme şeklimiz, her şey değişiyor. Sert rekabet, hız ve esneklik, dijital teknolojileri gelecek için kaçınılmaz kılıyor. Dijitalleşmenin getirdiği yeni ağlar ve bağlantılar, ekonomik aktiviteler için de büyük potansiyel taşıyor. 2015'te şirketler, müşterilerine tüm cihaz sınıflarını kapsayan standart ve sorunsuz bir müşteri deneyimi sunma zorluğu ile karşı karşıyalar. Akıllı saatime bir ürün tavsiyesi geliyor, yolda metroda akıllı telefonumla birkaç ayrıntıyı araştırıyorum ve sonunda akşam yatakta tabletimden ürünü satın alıyorum. Bu noktada daha kaliteli içerikler oluşturup, doğru gruplara yönlendirmek gibi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Junk'ları minimalize etmek için çeşitli filtreler oluşturulmalı. Bunun için de tek taraflı bir iletimden çok, geri dönüşler de alınabilecek bir diyalog kurgusu oluşturulması önemli".
|