Restorasyonu tamamlanan tarihi Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nin açılış töreninin ardından TRT Haber'in canlı yayın konuğu olan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Topkapı Sarayı için, ''Bir rota çizdik, bir strateji planımız var ve adım adım orayı Kanuni Sultan dönemindeki ciddiyetine, görkemine, saygınlığına ve güzelliğine kavuşturmaya çalışıyoruz'' dedi. Bakan Günay, ''Basında bazı talihsiz haberler çıkıyor tabii 'Koltuk oraya götürüldü' falan diye; ama bunlar teferruat. Belki yaptıklarımızdan rahatsız olanların konu saptırma çabaları. Biz burada devrim niteliğinde işler yaptık'' şeklinde konuştu. Şimdiye kadar Milli Savunmanın kullandığı dört depoyu Topkapı'nın teşhir mekanları, kültürel sosyal mekanlar haline getirmeye çalıştıklarını bildiren Günay, ''Ben şu anda Topkapı'da neler yapacağımızı çok iyi biliyorum. Bir rota çizdik, bir strateji planımız var ve adım adım orayı Kanuni Sultan dönemindeki ciddiyetine, görkemine, saygınlığına ve güzelliğine kavuşturmaya çalışıyoruz'' ifadelerini kullandı.
Günay, bunun dışında Sultan Abdülhamit'e uzun süre çalışma mekanı olan Yıldız Sarayı'nın restorasyon işine girdiklerini ifade ederek, burasının terk edilmiş, unutulmuş durumda olduğunu, dört yılda en çok uğraşacağı işlerin başında burasının geldiğini söyledi. Yassıada'yı bir özgürlükler müzesi ve demokrasi adası haline getirmeye çalışmanın, yıllardır talepleri olduğunu anlatan Günay, şöyle konuştu: ''Seçimin hemen eşiğinde bize bu tahsisi yaptı Sayın Başbakanımız, çok teşekkür ediyorum kendisine. Önümüzdeki günlerde ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı, İstanbul Valimizi, teknik arkadaşlarımızı alarak Yassıada ve Sivriada'da gerekli incelemeleri yapacağım. Önümüzdeki dönem İstanbul hem yeni bir müze hem yeni bir kültür vahası hem demokrasi ve özgürlük kavramıyla kavrayan kültür adası, hatta adaları kazanmış olacak.'' Selimiye'nin Dünya Miras Listesi'ne girdiğini, bunun çok heyecan verici olduğunu belirten Günay, şunları kaydetti: ''90 yıl sonra bizim topraklarımızdan alınıp götürülmüş olan Boğazköy Sfenksi topraklarımıza dönüyor, Anadolu'ya dönecek. Çorum Müzesi'nde sergilenecek. Divriği Dünya Miras alanının çevresinde yeni kamulaştırma projelerini başlattık ve 90 yapının çok önemli bir kısmıyla mutabakata vardık. Orada epey bir yapıyı kaldırmıştık. Şimdi Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi ile Kale arası da kalksın, bütünleştirip Anadolu'nun bu önemli mücevherini dünyaya tanıtmaya çalışacağız ama Diyarbakır'da, Kars'ta unuttuğumuz yerler vardır. Elbette Hatay'da, İzmir'de, Antalya'da, Türkiye'nin başka yerlerinde daha çok yapacak işimiz var. Geçtiğimiz dört yılın deneyim ve birikiminden yararlanarak şimdi daha hızlı çalışma performansı sergileyeceğimizi düşünüyorum.'' Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi restorasyonu Bakan Günay, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi restorasyonunun ayrıntılarının sorulması üzerine, aslında müzenin daha önce restore edildiğini belirterek, ''Biz yeni başladığımızda 7 yıldır kapalıydı burası. Bir an önce açılsın düşüncesiyle o restorasyonla yetinip açmıştık; ancak zaman içinde hiçbir şeyin mükemmel olmadığını gördük ve yenileme ihtiyaçları doğdu'' dedi. Bakan Günay, şöyle devam etti:
''Güvenlik sistemimiz ve sergi mekanlarımız yeterli değildi. O yüzden 2010 yılı içinde yani bir yıldan biraz daha kısa sürede, bir kapatma kararı verdik. Yeni baştan tavandan-çatıdan zemine kadar yeni teşhir salonları açmaya çalışarak ve dış mekanı elden geçirerek, aynı zamanda güvenlik sistemlerini yenileyerek gerçekten bir devlet, bir kamu kurumuna yakışır Resim ve Heykel Müzesi yapmaya çalıştık. O ciddiyette, o duyarlılıkta bir müze yapmaya çalıştık.'' Bakan Günay, ''güvenlik sistemi ve teşhir salonlarının büyüklüğündeki sıkıntının'' hatırlatılması üzerine, müzede geçmiş yıllarda sadece üst katlarda teşhir olduğunu söyledi. Binanın 1926 yapımı olduğunu ancak 1980'den sonra müzeye dönüştürüldüğünü ifade eden Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Sadece üst salon, alt salonda periyodik sergi salonları ve kullanılmayan birtakım depo mekanları vardı, bunların hepsini açtık. Tavanlara inanılmaz şekilde asma tavan yapılarak alçaltılmıştı. Bunları kaldırdık ve orijinal tavanları ortaya çıkardık. Teşhirde kullanılmayan bu depo alanlarını ve periyodik sergi alanlarını teşhirin içine aldık. Ana kapıdan girdikten itibaren tamamı müze haline geldi yapının. Periyodik sergide bahçeden gelen ayrı bir bölüm var. İki ayrı kat var. Orası da yapılıyor şimdi. Geçmiş dönemde 300'ün altında resim ve heykel sergileniyordu. Şu anda 800'e ulaştı rakam ve üç katına yaklaştı neredeyse. Depolarımızda bu zamana kadar unutulmuş, ihmal edilmiş olan eser de böylece sergilenme imkanına kavuştu.''
Bakan Günay, 'Fikret Mualla eserlerine' yönelik soruyu da ''Buraya geçmiş yıllarda da en az 25 kez gelmişimdir. Fikret Mualla 4-5 taneydi sergide. Şimdi 30'dan fazla Fikret Mualla sergileniyor. Hani depoda ne varsa hepsini ortaya çıkarmış olduk'' diye konuştu.
Ayrıca güvenlik sistemlerinin son derece yetersiz olduğunu, depoların bir çelik kafesi, penceresinin bile bulunmadığını, kapı giriş yerinin çok gelişigüzel olduğunu dile getiren Günay, bütün bunları şimdi dünyada kullanılan yöntemlerle yenilemeye çalıştıklarını bildirdi. Günay, ''Bu işi çok fazla kurcalamak istemiyorum. Bir nazar ve bir kaza 'Allah esirgesin' olabilir kaygısıyla ama Ankara'ya, başkente yakışır, Türkiye'ye, içinde yaşadığımız çağa, döneme yakışır bir Resim ve Heykel Müzesi olmaya başladı'' dedi. Müzeye hemen sanatçıların ilgisinin doğduğunu da ifade eden Günay, ''Değerli bir sanatçımız Sayın Metin Yurdanur, 7 objesini burada sergilenmek üzere bize verdi. Bu at heykelleri, aslan heykelleri, barışı simgeleyen kadın heykelleri Metin Yurdanur hocamızın. Sanıyorum önümüzdeki dönemlerde benzer birtakım sergiler de buraya gelecektir ve koleksiyonumuz gittikçe zenginleşecektir'' diye konuştu.
|