Topkapı Sarayı Mecidiye Köşkü çevresinde incelemelerde
bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, basın
mensuplarına, uzun bir süredir Topkapı Sarayı'ndaki yanlış ve haksız
kullanımları, işgalleri ortadan kaldırmak için bir proje çerçevesinde
iyileştirme çalışmaları yaptıklarını hatırlattı. Bu konuda bir hayli gelişmeler
yaşandığını belirten Günay, yine de bütün uyarılara rağmen bazı haksız
işgalleri, binaları kullananların ortadan kaldırmadıklarına işaret etti.
Alınan kurul kararlarını uygulamayarak iyileştirme yapmayan işletmelerin
eklenti ve çıkıntılarının son 15 gün içinde yıkıldığını kaydeden Günay, Mecidiye
Köşkü'nün altındaki Konyalı lokantasının ve belediye tarafından kiraya verilmiş
çay bahçesinin bazı bölümlerinin ortadan kaldırıldığına dikkati çekti.
Yaklaşık 40 yıldır Topkapı Sarayı'nda hizmet veren Konyalı lokantasının zaman
içinde çevresine taştığını anlatan Günay, Marmara denizine bakan kısmında önce
branda çekildiğini, sonra saçaklarla güçlendirilip orada bir yapı meydana
getirildiğini, böylece ortaya bir işgalin çıktığını belirtti. Geçen hafta
yapının cam, çelik ve demirle sabitlenmiş bu kısımlarının söküldüğüne işaret
eden Günay, bundan sonra kurulacak güneşliklerin de tek renk olacağını ve sabit
olmayacağını söyledi.
Konyalı Lokantası'nın Gülhane girişine taşınabileceğini, eski yerinde sadece
Osmanlı tadı alınabilecek içecekler bulunacağını anlatan Günay, ''Kebap, köfte
kokusu olmayacak burada. Burası geleneksel Osmanlı tadı hissedebileceğiniz
şerbetler, çay, kahve, belki bir soğuk sandviç onunla yetinecek. Yiyecekler
birinci avluya gidecek'' dedi.
-Askeri depo ve çay bahçesi-
Bakan Günay, ''Milli Savunma Bakanlığı İkmal Komutanlığı'na bağlı bir çay
bahçesi daha var. Onlara da gereken uyarılarımızı yaptık, kurul kararına uygun
davranmazlarsa kaldıracağız'' diye konuştu. Ulaştırma, Sağlık ve Milli Eğitim
Bakanlığının kendilerine kolaylık gösterdiğini söyleyen Günay, ''Ötekilerle de
müzakere içindeyiz. Milli Savunma Bakanlığı ile bir tartışmamız var. Bu askeri
depo, yiyecek deposu olarak kullanılan binaların Topkapı için kullanılması
gerektiğinin altını çiziyorum. Acil olduğunu söylüyorum, onlar da yeni bir depo
arayışı içindeler. Prensipte bir noktaya yaklaştık'' dedi. Komutanlığa ait 4
büyük tescilli tarihi yapı olduğuna işaret eden Günay, bu binalarda sergi gibi
çeşitli etkinlikler yapılmasını, birinin de mehter bölüğüne tahsis edilmesini
istediğini ifade etti.
Tescilli tarihi binaların bakımsız olduğuna işaret eden Günay, şöyle
konuştu:
''Elimizde dünyanın en zengin çini koleksiyonu var, depolarda duruyor. Silah
koleksiyonu, kaftanlar depolarda duruyor. Bu ne vaziyette bilemiyoruz,
sirkülasyon yapamıyoruz ki. Topkapı Sarayı'nın müze olarak bomboş olması, hiç
bir objenin orada sergilenmemesi lazım. Koridorlarının gezilmesi, objelerin de
dışarıdaki başka alanlarda sergilenmesi lazım. Mehteri Harbiye'den buraya
getirmeye, tescilli tarihi yapılardan birini eğitim alanı olarak kullanmasına ve
böylece ziyaretçilerin mehterle çok daha fazla iç içe gelmesine çalışacağız. Bu
mekanların Topkapı Sarayı'nın kullanımına alınmasını da sanırım önümüzdeki yıl
içinde halletmeye çalışacağız.''
Tarihi mekanda her türlü yanlış kullanımı ve işgali ortadan kaldırmak ve
burayı İmparatorluk dönemindeki ihtişamına kavuşturmak için çalıştıklarını dile
getiren Günay, ''Bu bölgenin bir tür fethedilmesi anlamına geliyor. Çünkü fetih
sözcüğü açmak anlamına gelir. Buradaki kirli yapıların kapalı yapıların kötü
kullanımların kaldırılması ve buranın tekrar dünyaya açılması Topkapı sarayının
fethi anlamına geliyor. Bunu kararlılıkla sürdüreceğiz''diye konuştu.
-Hedef 5 milyon ziyaretçi-
Topkapı Sarayı'nın bir çok bölümünün, restorasyon gerektiği ya da depo olarak
kullanıldığı için kapalı olduğuna işaret eden Günay, şunları kaydetti:
''Marmara yönündeki tescilli binaları dahil edelim derken önce bu depo
görüntüsünden Topkapı'yı çıkaralım, tamamen restore edelim ve sonra bütünüyle
gezilsin istiyorum. Şu anda 2,5 milyonun üzerinde ziyaretçimiz var. Bunun yılda
5 milyona çıkması gibi bir hedefimiz var. Ama bugünkü sirkülasyon içinde biz
Topkapı Sarayı'nda bu kadar insanı gezdiremeyiz. Topkapı sarayında 5 milyon
insanı gezdirebilmemiz için Harem dairesi ve başka bazı bölümlerin ziyarete
açılması, restore edilmesi ve onun için bir çok mekanın da depo olmaktan
çıkarılması gerekiyor. O zaman Topkapı Sarayı çok rahatlıkla Bab-ı Hümayun'dan
giren insanların Mecidiye Köşkü'nün altından Marmara'yı da, öteki seyir
alanlarını, teşhir alanlarını da gezerek başka bir güzergahtan çıkmaları mümkün
olur. Şu anda aynı hattan giriyor insanlar ve aynı hattan çıkıyor. İnanılmaz bir
sirkülasyon var.''
Günay, Zührevi hastalıklar hastanesi diye bilinen hastane binalarının da
boşaltıldığını, bu binalarda bir müze oluşturmayı düşündüklerini söyledi.
-Sadece satış mağazalarını özelleştirdik-
Topkapı Sarayı satış mağazalarının da yenilendiğine dikkati çeken Günay, bu
konuda basında ''ören yerleri ve müzeleri özelleştirdiler'' diye haberler
çıktığına işaret ederek şöyle konuştu:
''Biz buraları özelleştirmedik. Kayıtlar ve denetim ilkeleri çerçevesinde
elbette özelle de işbirliği yapabiliriz. Onlar da bizim yurttaşlarımız. İyi
kullanım alanında beraber projeler yapabiliriz. Şu anda sadece satış
mağazalarımızı özelleştirdik. Bu konuda iki yıl önceki Topkapı Sarayı satış
mağazasıyla bugünkü arasında dünya kadar fark var. Amacımız, ziyaretçilerimiz
batıda bir müzeyi gezerken hangi özeni görüyorsa bizde de aynı özeni görmesi.
Bir müzeden çıkarken nasıl imrenerek oradan bir takım objeler alıyorsa bizde de
aynı objeleri bulması, güvenle alması, götürüp vitrinine koyması ve böylece
ülkenin tanınmasının sürekli hale getirilmesinin sağlanması.''
AA
|