Belediye Köylüden Habersiz...
Bakanlık, Kirlilik Şikayetine...
Ardahan’da Altın Madeni için...
Ege’de Madencilik Tehdidi...
Elazığ’daki Maden Kazasında...
Çatalca’da Maden Onayını 25...
Madenlerdeki ‘Kontrolsüz Patlatmalar’...
Özelleştirilen Madenler Güvenlik...
Denetlemeyen Devlet, Önlem...
Fatsa’da Kapatılma Kararı...
Elazığ'da Maden Ocağında Göçük
Tokat’ta Köylüler Madene Karşı Nöbette
Tokat Günçalı köyü ve çevresinde yapılmak istenen maden aramasına karşı direniş sürüyor. Köy giriş ve çıkışına güvenlik kameraları kuran halk, nöbet tutuyor.
Tokat Günçalı, Killik ve Çayören köylerinde yapılmak istenen maden arama faaliyetlerine karşı köylüler hukuki mücadele başlattı. Maden faaliyetinin başlamasından endişe eden ve köylerinde nöbet tutan halk, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün şirketlerin savunuculuğunu yaptığını belirterek tepki gösterdi. Köylüler, "Burada şirketlerin aldığı izin belgesi dördüncü grup. Dördüncü grubun içinde siyanürden tutun da altın, kömür, bakır, mermer ocağı, krom ve her türlü şey var. Madenler Artova ve Çamlıbel ovalarını yok edecek. İliç olmak istemiyoruz." dedi. BirGün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine göre; Tokat Merkez’de HLC Kıymetli Madenler ve Yatırım AŞ, 14 Mayıs seçim sabahı ekipman ve sondaj makineleri ile Günçalı Köyü’ne giderek kazı işlemi başlatmak istedi. Birçok maden çeşidi için arama yapılacağını öğrenen yöre halkıyla köy dernekleri bir araya gelerek toplantılar düzenledi, eylemler yaptı. Ardından ikinci bir maden şirketi olan Zeni Madencilik’in de arama yapacağı bilgisine ulaştıklarını belirterek, direnişlerini büyüttü, nöbetlere başladı. Maden arama faaliyetlerinin başlaması durumunda doğalarının ve sularının zehirleneceğini söyleyen köylüler hukuki mücadeleye ilişkin konuştu. Günçalı Köyü Çevre Komisyonu Yöneticisi Bahadır Sarıyaprak, hukuki sürecin sürdüğünü belirterek "Geçtiğimiz günlerde verilen idari mahkemelerdeki ara kararlarına itiraz ettik. Buradaki itiraz sebebimiz başlatmış olduğumuz hukuki mücadeledeki açıklamalar ve itirazlarımıza rağmen MAPEG'in resmen şirketlerin savunuculuğunu ve avukatlığını yapması." dedi. Madenciliğin, tarım alanlarına ve Alevilerin ziyareti olan Çal Baba’nın da olduğu bu kutsal mekânların yok edilmesine yol açacağını söyleyen Sarıyaprak, idari mahkemenin son olarak 'ÇED gerekli değildir' kararı verdiğini belirterek, buna karşı çıktı. Sarıyaprak, şöle devam etti: "Tarımsal alanlar, hayvan besiciliği ile alakalı mera alanlarında yapılacak olan olumsuz etkiler, Çal Baba inanç merkezimiz olan Alevilerin Cem ve ibadet ettiği yerin ağaçlarının kesileceği, 2 adet büyük çapta barajın ve sulama göletlerinin siyanür ve birçok maden atığı ile kirletileceği, bölgede bulunan Türkiye'nin 141 ovasından ikisi olan Artova ve Çamlıbel ovasının yok olacağı şeklinde bir sürü itirazımız ve raporlarımız oldu. Ayrıca köyümüz ve çevresine getirmiş olduğumuz antropolog ve orman mühendisleri aracılığıyla araştırmalar yapıldı. Yaklaşık 500-600 yıllık ağaç yaş tespitleri yapıldı. Antropoloğun da yapmış olduğu çalışmalar sonucunda bölgenin kültürel açıdan çok önemli ve değerli olduğunu belirterek bölgede birçok noktada arkeolojik kalıntı olabileceğini de söyledi. Yürütmeyi durdurma davasında Tokat İdare Mahkemesi 05.10.2023 - 09.02.2024 tarihinde 'bölgede yapılacak maden ön araştırma işlemi için ÇED raporu gerekli değildir' şeklinde kararlar verdi bu kararlara itirazımız sonucunda Samsun 2. İdare mahkemesinde 26.10.2023 tarihinde 2 defa reddedildi. Yürütmeyi durdurma talebimiz ancak belirtmiş olduğumuz bunca konu ve daha fazlası varken en azından ön arama sürecinde ÇED değerlendirme yapılması gerekirdi." Haberin tamamına linkten ulaşılabilir. |