''Belediyeler ve 'uzman oda' ittifakı" yazımı (1) ve Antalya Mimarlar Odası'nın "karşı görüş"ünü (2) okudunuz. Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) "Oda+şirket" girişiminden daha önce haberdar olup Mimarlar Odası Genel Merkezi'nden bilgi istedi. "Mimar... AŞ" Ana Sözleşmesi örneğini merak edenlere postalayabilirim.
TMMOB'un incelemesi için bir "yol haritası" oluşturmak amacıyla, inkâr edilen "ittifak"lara belge ile cevaptan önce iki hatırlatma:
Kent mekânlarını uluslararası sermaye için daha "cazip" kılmada bir araç olan "kentsel dönüşüm"ün hakim felsefesine karşı çıkmadan "kamu yararı"na politika üretmek mümkün müdür? Kentsel dönüşüm projelerinde kentin sosyal, kültürel ve psikolojik çok yönlü ilişkilerinin görmezden gelindiğini ve fiziksel mekâna sadece estetik ve sermaye mantığıyla bakıldığını "uzman oda" yöneticileri bilmiyor mu? (3) "Doğru" işler yapması Mimarlar Odası'nın "kentsel dönüşüm" "yanlış"larını affettirir mi? Yanıt "evet" ise kaç "doğru" kaç "yanlış"ı götürüyor?
Kent patronu, "Mimar... A.Ş." hissedarları için değil, belediye başkanları için kullanılır. New York Çeteleri (M. Scorsese) filminde "icraatları" anlatılan 'Boss Tweed' en tipik örneğidir. Türkiye 'de 2000'li yıllarda 'Boss Tweed' taktikleri ile iktidarını pekiştiren ve Antalya'daki gibi kentleri "tüccar gibi" yöneten belediye başkanları da bu kavramla anılır. (4)
Özeleştiri bekleniyor!
Antalya'da, "uzman oda"ların belediyelerle ilk ittifakı, Dokuma Fabrikası'ndaki kentsel dönüşüm projesi ile gündeme geldi. Bu projeye karşı 23-24 Ağustos 2005'te "Dokuma Kentsel Sit Olsun" önerim yayınlandı. (5) "Binaların tarihi olduğuna inanmıyorum" diyen Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın, bu öneriye karşı çıktı.
7 Eylül tarihli Sabah'ta şu bilgileri yayınlattım: "Dokuma Fabrikası, TurkMall firmasınca 'Forum Antalya Leisure Park' yapılmak üzere yıkıma hazırlanıyor. Dokuma'da 'cazibeli' proje arayışında olan Kepez Belediyesi, 'yatırımcı adayı' TurkMall'ın hazırladığı 'avan projeyi' meslek odalarının beğenisine sundu ve 'görüş' topluyor". (6) Koruma Kurulu, Dokuma'yı incelemeye karar verince paniğe kapılan Kepez Belediyesi -yeni karar vermiş gibi- 20 Eylül 2005'te Dokuma'nın "TurkMall"a tahsisini açıkladı! (7)
Antalyalılar, tahsis için "şaibeli" diye tepki gösterdi. Sabah'taki "firma" ve "proje" adını Mimarlar Odası'dan aldığım proje grafiğinden okuduğum halde Osman Aydın, "Alanın Hollanda firmasına verilmesinde hukuksal bir sorun yok ama etik değil" açıklamasıyla bu "tepki"lere katkı yaptı!.. (8) Koruma Kurulu "uzman oda"ların muhalefetine rağmen- 16.12.2005'te Dokuma'yı kısmen "Kültür ve Tabiat Varlığı" ilân (9) edince "Forum Antalya Leisure Park" projesi iptal edildi.
| Dokuma Fabrikası (foto: bianet.org) |
Dokuma Çalışma Grubu (Baro, ÇEKÜL, Elektrik, Makine, Peyzaj Mimarları ve Tabip Odaları vd), 25.12.2005'te, "Antalya Mimarlar Odası yönetimi...Antalya Dokuma Fabrikası binalarının tarihi ve mimari bir değeri olmadığı gerekçesiyle yıkılması görüşünü savunmuştur. Antalya Şehir Plancıları Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası yöneticileri de bu görüşü destekleyen bir tutum izlemiştir" tespitini yaparak "uzman oda"ları özeleştiri yapmaya davet etti. Osman Aydın'ın "Hukuki bir sorun yok" dediği TurkMall'a yapılan "tahsis" de 2007 başında Yargıtay'da iptal edildi (10) ama halen "özeleştiri" bekleniyor!
'Kentsel dönüşüm' mahkemelik
Mimarlar Odası'nın "karşı çıkan olmadı" dediği Doğumevi ve okulları yıkımını öngören "kentsel dönüşüm" projesine ilk itirazı İnşaat Y. Mühendisi Galip Büyükyıldırım ve Y. Mimar Cemil Cahit Sönmez yaptı. 2005'te Kurul'a verdikleri dilekçeler bir yıl işleme konmayınca Galip Büyükyıldırım, dava açtı (bilirkişi aşamasında). Binalar için, 2007 başında, Eğitim Sen ve Tabip Odası gibi ilgili kurumlar "yıkılmasın" (11) esnaf dernekleri de "yıkılsın" (12) dilekçesi verdi Kurul'a.
Dokuma için "tarihi değil" diyen Osman Aydın, Doğumevi ve okullar için de "Mimari değeri yok, anı değeri var" dedi.(13) Büyükşehir, Kurul incelemesinden üç gün önce, İnönü İlköğretimi boşaltmak istedi, veliler (21.06.2007'de de yargı) "dur" dedi. (14) Kurul da kararını verdi: "Mimari değeri yok, anı değeri var." Kurul, "anı değerinin" de sürdürülmesini istedi ama bunu da Büyükşehir'in insafına bıraktı! (15) Sonuç: Gece yıkımı!
Kuban'ın raporu 'geçersiz' mi?
Doğumevi ve okulları inceleyen Doğan Kuban, Cengiz Bektaş ve Özcan Altaban'ın yazdığı raporlar hem Mahkeme'ye hem de Kurulu'a verilmiş. Mimarlar Odası, bu raporlar için "Binalar ilk yapıldıkları kat ve özelliklerdeymiş gibi uzmanlar tek taraflı bilgilendirildi" iddiasıyla "engelleyebilirdik" diyor!
Rapordaki "Tarih bilinci zayıf restorasyon ve eklerle özgün biçimleri bozulmuş bu yapıların..." ifadesi ile Mimarlar Odası'nın iddiasını çürüten Doğan Kuban, cümlesini "kent patronları"nı mahkûm ederek tamamlıyor: "... Antalya'nın yeni gelişme programları içinde gözden çıkarılmış olmaları, kentin tarihi hafızasının kimlik tanımlamak açısından önemini kavrayamamış ya da böyle bir olguya inanmayan pragmatik, yüzeysel kültürlü ve toprak rantını temel belediye görevi gibi gören bir anlayışın ifadesidir". (16)
Kuban'ın ve diğer uzmanların raporları (17) Kurul'da dikkate alınmadı. Bu tavrın ve Dokuma'daki benzer binalar için "tescil" kararı veren Kurul'un tartışılan (18) "mimari değeri yok" kararının nedeni acaba Kurul'a rehberlik yapan "uzman oda" temsilcisinin bu raporlar için "geçersiz" iddiası olabilir mi?
ANTBİRLİK'e 'göz yuman' kim?
Cemil Cahit Sönmez, Antalya'daki son "kentsel dönüşüm" projesi ANTBİRLİK'teki kır kahvesinin yıkımını yazdı Radikal İki'de: "14.03.2007 günü bana kıydılar. Acımasızca bir iş makinasının kepçesi ile paramparça ettiler. Sedir ağacından yapılmış olan çatım çatırdayarak kırıldı. Hem de mimarların gözleri önünde". (19) Bu yıkıma "göz yuman" mimarlar kimlerdir? Bu iddia için Mimarlar Odası soruşturma açtı mı? "Karşı görüş"te, kendi "konu mankenleri" ile karıştırarak şahsımla ilgili yazı adabının dışına taşan ve saygısızca tekrarlanan "karakter tahlilleri" var ama -"yıkım" listesinde dipnotuyla birlikte zikredilen Sönmez'in yazısında Mimarlar Odası Başkanı da anıldığı halde-, ANTBİRLİK yıkımıyla ilgili tek kelime yok. Neden?
HATIRLATMA: Hasan Üstün'ün kişisel ricası, yazıya ilgi gösteren okuyucuların aşağıda verilen dipnotlarda internet linki olan yazıları da okumaları
yönünde. Üstün, iki yıllık bir dönemi kapsayan tartışmalarla ilgili yazının bağlamının ancak böylece tamamen ortaya çıkabileceğini belirtiyor.
Dipnotlar
(1) Hasan Üstün, "Belediyeler ve 'uzman oda' ittifakı", Radikal İki, 22.07.2007
(2) "Antalya'da tarihi kültürel merkez gerçeği", Radikal İki, 29.07.2007
(3) Ali H. Neccar, "Kentsel dönüşüm üzerine (1): Kavramsal giriş", www.sendika.org, 20.11.2006
(4) S. Zafer Şahin, "Yerelleşme yolundaki Türkiye'de kent patronlarının kentleri", Çağdaş, Ankara, 2004, S.1, s.10
(5) Hasan Üstün, "Dokuma 'Kentsel Sit' Olmalı!", www.bianet.org, 26.08.2005
(6) Ünal Ersözlü, "Dokuma'ya nasıl dokunma(ma)lı?", Sabah Akdeniz, 07.09.2005
(7) Kanal VİP, 21.9.2005
(8) "Kentsel Sit İlanı Dokumayı Öldürür", Beyaz Akdeniz, 27.09.2005
(9) "Dokuma, Kısmen Tabiat Varlığı Oldu", www.bianet.org, 23.12.2005
(10) "Kepez Dokuma Arazisi Peşkeş Çekilemeyecek", www.bianet.org, 18.01.2007
(11) "STK'lar Antalya'nın Tarihine Sahip Çıkıyor", www.bianet.org, 13.02.2007
(12) "Kadınların tarihi, erkeklerin kararı", Radikal İki, 18.03.2007
(13) Kanal VIP, 27.2.2007
(14) "Öğrenciler 'Okulumuzu Yıktırmayız' Diyor!", www.bianet.org, 13.03.2007
(15) Hasan Üstün, "Binaların 'Anı Değeri' Nasıl Sürdürülecek?", www.bianet.org, 10.04.2007
(16) Hasan Üstün, "Antalya'nın 'ümran eserleri' kurtulacak mı?", Her Pazartesi, Antalya, 5-11.03.2007, S.3, s.53
(17) Hasan Üstün, "Doğumevi ve Okul Binaları Neden Korunmalı Nasıl Kullanılmalı?", Hürses, 26.02-01.03.2007, Antalya
(18) Cemil Cahit Sönmez, "Binaları koruma (ma) kriteri arsa değeri mi?", Radikal İki, 13.05.2007
(19) Cemil Cahit Sönmez, "Ben yüz yıllık bir kır kahvesi idim", Radikal İki, 01.04.2007
|