üyükekşi, sene başında AB pazarındaki daralmanın ihracatı olumsuz etkileyeceği yorumlarının yapıldığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
''AB pazarı daraldı. Ama bizim genel ihracatımız bundan az etkilendi. Çünkü Türkiye'nin ihracatçıları çok dinamik ve esnek bir yapıya sahipler. Artık ihracatçılarımız, bir pazarda yaşanan sıkıntıları alternatif pazarlarda hızlı bir şekilde telafi edebiliyorlar. Çünkü Türkiye'nin sahip olduğu kültürel ve ekonomik bağlar, hızlı bir şekilde gelişen pazarlara ulaşmamızı kolaylaştırıyor. Krize rağmen ivmemizi koruduk. AB'deki krize ve komşu ülkelerdeki siyasi istikrarsızlıklara rağmen, ihracattaki ivmemizi koruduk. Yılın ilk 10 ayında ihracatımız yüzde 12 artış gösterdi. 150 milyar dolar hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz.''
Bundan sonraki süreçte de ihracatın artan performansı sayesinde Türkiye ekonomisinin daha hızlı büyüyeceğine inandıklarını ifade eden Büyükekşi, ihracatın yılın ikinci yarısında da güçlü bir performans gösterdiğini, dolayısıyla, Türkiye'nin büyüme hedeflerini ihracat sayesinde aşacağına inandıklarını söyledi. Büyükekşi, ihracata dayalı büyüme modelinin bugün Türkiye ekonomisinin en önemli dinamiği haline geldiğini, ihracat artışı ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin giderek daha kuvvetli hale geldiğini belirterek, hükümetin yeni açıkladığı 2013-2015 dönemini kapsayan yeni orta vadeli programda da ihracata dayalı büyüme modelinin korunduğunun görüldüğünü belirtti. Yeni hedefler ihtiyatlı Son açıklanan Orta Vadeli Program'a göre Türkiye'nin bu yılki büyüme hızının yüzde 3,2 olması öngörülürken, 2013 yılı büyüme beklentisinin yüzde 4, 2014 ve 2015 beklentisinin ise yüzde 5 olarak ortaya konulduğunu kaydeden Büyükekşi, şöyle devam etti:
''Yeni hedefler ihtiyatlı. Türkiye'nin bu yılki ihracat hedefi 149,5 milyar dolar, 2013 yılı ihracat hedefi ise 158 milyar dolar olarak revize edildi. Tüm bu rakamları değerlendirdiğimizde önümüzdeki döneme ihtiyatlı bir bakış açısıyla yaklaşıldığını görüyoruz. Programda üretim ve ihracata daha kuvvetli vurgu yapılması ve hedeflerin yeni modele göre tasarlanması yeni modelin başarısı açısından daha yararlı olabilir diye düşünüyoruz. Yapılan revizyonların ve temkinli duruşun arkasında elbetteki dünya ekonomisindeki yavaşlama var. Bunu kabul ediyoruz. Bu risklerin biz de farkındayız. Ancak bu zorlu ortamda ayakta kalmayı başaran ihracatçılarımıza verdiğimiz desteğin arttırılması ile bu zorlu dönemden yüksek ihracat artışı ile çıkmak bize göre mümkündür. İhracatın, ekonominin büyümesine verdiği katkıyı daha da arttırabiliriz. Bunun için ihracata daha fazla önem verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü bu katkının daha da artarak devam etmesi ve alternatif pazarlardaki başarımızın sürmesi için, ihracatçılarımıza verdiğimiz desteğin artarak devam etmesini bekliyoruz.''
Büyükekşi, Türkiye'nin ihracat sayesinde daha dengeli ve daha hızlı bir şekilde büyüyebileceğini vurgulayarak, bunu sağlayabilmek için ihracatı, yatırımı ve üretimi Türkiye'nin dört bir yanına yaymak, ihracatı daha fazla desteklemek gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin daha yüksek büyüme oranlarını hedeflemesi gerektiğine inandıklarını ifade eden Büyükekşi, ''Yeni teşvikler ihracatın artmasına katkı yapacak. Türkiye'nin daha yüksek ihracat artışına odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun da ihracata dayalı büyüme modelini benimsemekle kolaylaşacağını düşünüyoruz. Bütünlüklü bir sanayi ve ihracat bazlı ekonomi programını ile ülkemizi 2023 hedeflerimize daha kolay ulaştıracağımıza inanıyoruz'' diye konuştu.
|