THBB 2007 Verilerini Açıkladı
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) hazır beton sektörüne yönelik yapmış olduğu araştırma sonucunda elde ettiği 2007 yılı verilerini açıkladı. Bu araştırmalara göre hazır beton üretimi 2007 yılında yüzde 5,13 artış gösterirken, sektör 2008 yılından ümitli değil.
lkemizde depreme ve her türlü dış etkilere karşı dayanıklı yapılaşma için kaliteli ve standartlara uygun hazır beton üretilmesi ve kullanılması için çalışan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) hazır beton sektörüne yönelik yapmış olduğu araştırma sonucunda elde ettiği 2007 yılı verilerini açıkladı. Bu araştırmalara göre hazır beton üretimi 2007 yılında yüzde 5,13 artış gösterirken, sektör 2008 yılından ümitli değil. İstanbul Divan Oteli’nde 25 Nisan 2008 tarihinde düzenlenen basın toplantısına Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayhan Paksoy, Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Onur, Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Cemalettin Danış, Yavuz Işık, Halit İnci, Kağan Eren ve Türkiye Hazır Beton Birliği Genel Sekreteri Ferruh Karakule katıldı. Toplantıda kalite denetimsiz beton üretiminden kaynaklanan haksız rekabetin sektörün birinci sorunu olduğunu vurgulanarak, sektöre ciddi bir kalite denetiminin getirilmesini istedi. Toplantıda konuşan Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayhan Paksoy, ‘‘Türkiye Hazır Beton Birliği bu sene yirminci yılını kutluyor. 20 senedir Türkiye’de kaliteli hazır betonun yaygınlaşması, beton standardının yükselmesi ve Avrupa standartlarına gelmesi için çalışmalarda bulunmuş ve bu konuda da başarıya ulaşmış bir kuruluş. Türkiye Hazır Beton Birliği ve Üyeleri olarak AB ile entegrasyon sürecimizi tamamlamış durumdayız’’ dedi. Paksoy konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘‘Bugün THBB’ye üye firmalar ülkemizdeki hazır betonun sadece %50’sini üretmektedirler. Böyle bakarsak Türkiye’deki entegrasyonun ancak yarısı tamamlanmış durumda. Türkiye’de şu anda hazır beton sektöründe AB’ye giriş sürecinde yaşanan bir eksiklikten ötürü herhangi bir sertifikaya ve standarda sahip olmadan hazır beton üreticisi olabilmek mümkün. Yaklaşık iki buçuk üç seneden beri bu konuda yasal bir boşluğumuz var. Biz bir taraftan depreme karşı tedbirler üretmeye çalışan bir ülkeyiz. Diğer taraftanda depremde yıkılan binaların bir numaralı sorumlusu olan beton konusunda Türkiye Hazır Beton Birliği’nin uyarılarına rağmen bir sertifikayı mecburi hale getiremiyoruz’’ 2007 yılı istatistiklerini açıklayan Dr. Ayhan Paksoy konuşmasına şöyle devam etti: ‘‘2006’da 70 milyon m3 olan hazır beton üretimi 2007 yılında 74 milyon m3 ulaşarak % 5,13’lük bir artış göstermiş. Bölgelere göre baktığımızda ise hazır beton tesislerinin çoğalması nedeniyle en çok hazır beton kullanımının arttığı bölge Güney Doğu Anadolu Bölgesi. Hazır beton firma sayısı 2005 yılında 277, 2006 yılında 409, 2007 yılında 477 olarak gerçekleşmiş; tesis sayısı 2005 yılında 568, 2006 yılında 718, 2007 yılında 845. 2005’ten 2007’ye baktığımızda büyük bir artış görüyoruz. Ama bu artış maalesef THBB üyeleri tarafından gerçekleştirilmemiş. Bu artış standartlara uygun üretim yapıp yapmadığı belli olmayan firmalar tarafından gerçekleştirilen piyasadaki çoğalmayı ifade ediyor. Türkiye genelinde 845 tesis varken bunların 263 tanesi THBB üyelerine ait. Bu arada tesis başına üretime baktığımızda THBB üyelerinin 129.000 m3, THBB üyesi olmayan firmaların 69.000 m3 üretim yaptığını görüyoruz. Bu da THBB üyelerinin daha verimli tesis çalıştırdıklarının bir göstergesi. Üretim olarak geçen sene olduğu gibi Avrupa üçüncüsüyüz. 2006’da sadece tesislerde istihdam edilen personel sayısı 21.000’ken, 2007’de % 17 artarak 25.000 kişiye ulaşmış. Beton sınıflarının değişimine baktığımızda olumlu bir gelişim var. Beton sınıfları betonların ne kadar direnç gösterdiği gibi ne kadar ömürlü olduğunu da gösteriyor. THBB’nin Türkiye için tavsiye ettiği minimum beton sınıfı C30’dur. Bu sınıfın üzerinde ne kadar çok beton kullanılırsa biz o kadar uzun ömürlü yapılar inşa ederiz. Böylece ikide bir de yapıları yenileme yükü ekonomimizin sırtından kalkar. C30’un Türkiye genelinde %30 oranında arttığını görüyoruz. Geçen senenin en iyi haberi bu. % 35 oranında C25 kullanılmış. Bölgesel olarak baktığımızda C30 Marmara bölgesinde % 41 oranında en fazla kullanılmış. Güney Doğu Anadolu’da %5 oranında kullanılmış. Bu da Güney Doğu Anadolu’nun hazır betonla yeni yeni tanıştığını gösteriyor. Beton sınıfları açısından baktığımızda Avrupa’dan geri kaldığımızı görüyoruz.’’ Sektörün sorunlarına da değinen Dr. Ayhan Paksoy şöyle konuştu ‘‘Bizim en büyük problemimiz haksız rekabet ve buna neden olan bu piyasaya elini kolunu sallayarak hiçbir belgeye sahip olmadan giren yeni hazır beton üreticileridir. Bu hem bizim hem ülkemizin sıkıntısı. Hazır betonda kaliteyi takip etmek başlı başına büyük yatırım getiriyor. İlk başta mühendis, tekniker vb. eğitilmiş insan gücüne ihtiyacınız var. Bir laboratuvar kurmak zorundasınız. Bütün ham maddelerinizi denetleyerekten satın almak zorundasınız. Kalite insana yatırım yapmak, para harcamak zorundasınız. Bunu yapmayanlarla rekabe etmeniz mümkün değildir. Bir büfe açmak için bile ruhsat talep edilen ülkemizde hazır beton santrali açmak için herhangi bir şey talep edilmemektedir. Bunu anlamakta zorlanıyoruz. Betondaki en büyük sıkıntıda bu. Bir taraftan THBB’nin kurduğu TÜRKAK tarafından akredite edilmiş AB tarafından da CE belgesi vermek üzere yetkilendirilmiş bir kuruluş olan Kalite Güvence Sistemi (KGS) dururken bazı üreticilerin hiç denetime tabii tutulmadan üretim yapabilmeleri hiç anlaşılabilir bir şey değil. Geçen sene üretilen 74 milyon m3 betonun 37 milyon m3 ‘üTHBB üyeleri tarafından üretilmiş, KGS tarafından denetlenmiş. Geriye kalan üretimi gerçekleştiren firmaların % 25’e yakınının ne sertifikası ne de bilgisi var.’’ 2008 yılını değerlendiren Dr. Ayhan Paksoy, ‘‘İnşaat sektörünün sıkıntılarını 2008 yılında bizde hissetmeye başladık. 2008 yılı beklentilerimiz 2007 yılına göre pek parlak değil’’ diye konuştu. Yapı denetim konusunda gelen soruları cevaplandıran Dr. Ayhan Paksoy, ‘‘19 ilde yapı denetim zorunlu diğerlerinde zorunlu değil. Zorunlu olmayan iller arasında da bu 19 il içersinde olması gerekenler var. Yapı denetim kanunda sizi denetleyecek firmayı siz buluyorsunuz, parasını siz veriyorsunuz. Para vererekten denetlenme sizin aklınıza sığıyorsa o zaman yapı denetim var. Ayrıca devlet binalarınının denetimini kendi kendine yapıyor. TOKİ’nin de kendi başına kanunları var. TOKİ için inşaat sektörünün TMSF’si diyebiliriz. TOKİ’nin yapı denetim mecburiyeti yok; TOKİ kendi mühendisleri ile kendi kendini denetletiyor. TOKİ C20 mukavemitiyle inşaat yapıyor ve TOKİ bir sürü maliyetlerden düşmek için şantiye beton santralleri kuruyor ki bunlarda denetlenmiyor.’’ dedi. Toplantının sonunda Dr. Ayhan Paksoy taleplerini şu şekilde dile getirdi: ‘‘Biz KDV indirimi, vergi indirimi, teşvik istemiyoruz, kredi istemiyoruz. Bizim bir tane talebimiz var. KGS sistemi tarafından yapılan sistematik denetim ve belgelendirme programını bütün Türkiye’deki hazır beton üreticileri için zorunlu kılınmasını talep ediyoruz. Bakanlık hazır beton için ehliyete ihtiyaç yok diyor ama standarda göre ürün çıkart diyor. Mümkün mü? Sarhoşken ehliyetli araba kullanırsanız yakalandığınızda ehliyetiniz alınıyor bu işte de öyle bir şey olması lazım. Bu yıl içinde "G" uygunluk belgesinin zorunlu olmasını bekliyoruz, aksi takdirde sektör içindeki haksız rekabet ve denetimsizlik devam edecek. Bu durumda hem standartlara ve mevzuatlara uygun beton üreten firmalar hem de beton kullanıcısı zarar görecek."
|