Edirnekapı’da kara surlarına bitişik olarak inşa edilen Tekfur Sarayı’nın çini eserler ile cam ve çömlek eserlerin de sergileneceği bir müze olmasına karar verildi. Açılışa İBB Genel sekteri Hayri Baraçlı’nın yanı sıra çok sayıda sanatsever katıldı.
"2006 yılından itibaren burada esaslı restorasyon projeleri geliştirildi" Müze hakkında bilgi veren Arkeolog Prof. Dr. Sümer Atasoy, "Tekfur Sarayı uzun yıllar dört duvar olarak kaldı. Hiçbir şekilde el değmedi. Burayı ne şekilde kullanacağız diyen bir takım projeler geliştirildi. Ama hepsi yarım kaldı ancak 2006 yılından itibaren burada esaslı restorasyon projeleri geliştirildi ve yapılmaya başlandı ama bu restorasyon sırasında uygulamalarda bazı hatalar yapıldı diye çeşitli tartışmalar ortaya çıktı. Bu projeler Anıtlar Kurulu’nun onayıyla gerçekleşmektedir. Dolayısıyla birkaç kere bu projelerde değişiklik yapıldı. Ve nihayet anıtların onayıyla bu hale geldi” dedi.
"Engelliler için asansör de yapılmış" DHA'da yer alan habere göre müzenin yapılmasında engellilerin de düşünüldüğünü ifade eden Atasoy, ”Eski bir esere, eski bir binaya işlev verdiğiniz zaman birtakım değişiklikler yapmak zorundasınız. Bu da eski esere minimum müdahaleyi gerektirir. Ama burada bir müze kuracaksanız bunun şartlarından biri de engelliler için yürüme yolları ya da asansörler yapmaktır. Burada da bir asansör yapılmıştır. Buradaki gaye engellileri yukarı çıkarmaktır. Ama bu asansörü yaparken de minimum müdahale yapmak binaya zarar vermedi. Bu nedenle çok titiz bir çalışma yapıldı” ifadelerini kullandı.
"İlk defa çini atölyesinin ve cam atölyesinin varlığı ortaya çıktı" Özgün mimarisini bozmadan evrensel kurallara uygun olarak malzemeler kullanılıp üretildiğine değinen Prof. Dr. Sümer Atasoy, "Sarayı farklı şekillerde değerlendirelim hatta otel yapalım gibi pek çok tartışmalar yapıldı. Sonunda buranın bir müze olarak kullanılması fikri ağır bastı ve yapıldı. Ki iyi oldu. Çünkü 1993 yılından 2001 yılına kadar burada yapılan kazılarda ilk defa çini atölyesinin ve cam atölyesinin varlığı ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla burada hem bina hem de buradan çıkan eserler önemlidir” cümlelerine yer verdi.
"Sanatı desteklemeye devam edeceğiz" Bu tür faaliyetleri desteklediklerini ifade eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı,“Burada bulunan sanatın değerini öğretmek ve aynı zamanda onun ögelerini ortaya koyabilmek bizim için de çok önemliydi. Sanata değer verebilmek adına, sanatı yaşatabilmek adına ve aynı zamanda sanatçıyı da özendirebilmek adına bu organizasyonları destekliyoruz ve desteklemeye de devam edeceğiz. Bu çalışmalar da bizi heyecanlandırıyor” ifadelerini kullandı.
|