Seyitömer Höyüğü'nde 4 Bin...
Seyitömer Höyüğü'nde 5 Bin...
Türkiye'deki Tek Örneği, Defineciler...
Kültepe'nin Tarihi 300 Yıl...
Kuşadası'nda 5'inci Yüzyılda...
Hadrianaupolis'te 1800 Yıllık...
Perre Antik Kenti'nde 1500...
Kibele Heykeli'nin Bulunduğu...
Hierapolis'te Helenistik Döneme...
Smyrna Antik Kenti'ndeki Tiyatroda...
Kayseri'de Mozaikli Yapı Bulundu
Tatarlı Höyük'te 4 Bin Yıl...
Selimiye Meydanı Kazılarında...
Diyarbakır'da Kanuni Tarafından...
Boncuklu Tarla'da 12 Bin Yıllık...
Epiphaneia Antik Kenti’nde...
Diyarbakır Surları'nda 'Altyapı...
Tatarlı Höyük'te Orta Demir Çağ'a Ait Depolama Alanı Bulundu
Adana'da Neolitik Çağ'dan Erken Roma Dönemi'ne kadar kesintisiz yerleşim yeri olarak kullanılan Tatarlı Höyük'teki kazılarda, Orta Demir Çağı'nda gıdaların depolanması amacıyla kullanılan alan gün yüzüne çıkarıldı.
Adana'nın Ceyhan ilçesine bağlı Tatarlı Mahallesi'nde yer alan, Hitit Kraliçesi Puduhepa'nın doğup büyüdüğü ve gençlik yıllarını geçirdiği höyükte, 15. sezon kazılarıyla alanın Kizzuwatna Devleti'nin en önemli kentlerinden Lawazantiya olduğunu kanıtlayan bulgulara ulaşılmaya çalışılıyor. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Serdar Girginer, höyükte Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile ÇÜ adına Adana Büyükşehir Belediyesi ve Türk Tarih Kurumunun desteğiyle kazıları sürdürdüklerini söyledi. Seramiksiz Neolitik Çağ'dan Erken Roma'ya kadar iskan sunan Tatarlı'nın milattan önce ikinci bin yılda Hitit Dönemi'nde de "megapol" bir kent olduğunu belirten Girginer, buradan çıkacak her buluntunun Çukurova'nın tarihini aydınlatması açısından önemini anlattı. Girginer, üç açmada 16 işçiyle devam eden kazılarda, dört bin yıl önce Orta Tunç Çağı'nda kullanılan çöp çukurunu ortaya çıkardıklarını hatırlattı. Tarihe ışık tutacak yeni buluntularla karşılaştıklarını ve son olarak bölgede depolama alanı bulduklarını dile getiren Girginer, şöyle devam etti: "Orta Demir Çağı'na ait mekanda çeşitli depolama kapları bulduk. Onları kazı evine kaldırdık. Bu kapların içi toprakla dolu. Botanikçi ekip üyelerimizle içindeki karbonlaşmış hububat kalıntılarını bulacağız. Büyük kapların içinden ölçü kapları da çıktı ama içerisinde mercimek mi, arpa mı veya buğday mı var onları uzmanlar söyleyecek. Bunun dışında Helenistik Dönem'e ait bir sığır iskeletiyle karşılaştık. Bu iskelet özel bir çukura gömülmemiş. Eğer özel bir çukura gömülmüş olsaydı belki o dönemin Helenistik Dönem'in tanrılarına adak olduğu akla gelebilirdi. Sığır her zaman zenginlerin kestiği, beslediği bir tabakanın hayvanı. Suyu çok seven bir hayvandır, dolayısıyla burası çok sulak bir bölge. Ölü yemeğiyle ilgili de bir yorum yapılabilir ama bizim sığır iskeletimiz büyük ihtimalle olduğu yerde ölmüş. Onunla ilgili de zooarkeolog arkadaşımız bir sürü ayrıntıyı verecek." Girginer, çıkan depolama kaplarındaki tohum tanelerinden Orta Demir Çağı'ndaki besinler ve bunların üretim şekilleriyle ilgili bilgilere ulaşmayı hedeflediklerini anlattı. "Bu höyük, Adana'nın tarihini tekrar yazıyor" Girginer, Çukurova'nın en eski yerleşim yeri olan höyüğün, gün yüzüne çıkan kalıntılarla açık hava müzesine dönüşme yolunda ilerlediğini ifade etti. |