AK Parti Genel Merkezi'nden çıkışı sırasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Faruk Çelik; Soma'dan gelen 10 maden işçisinin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz başkanlığında parti genel merkezine davet edildiğini belirterek, yapılan görüşmeye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile bölge milletvekillerinin de katıldığını bildirdi. Görüşmede işçilerin yaşadığı sorunları bir kez daha dinleme imkanına sahip olduklarını ifade eden Çelik, "İşçilerin, direkt olarak hükümeti ilgilendiren, alınması gereken, geleceğe dönük ve mevcut durumun ıslahıyla ilgili bazı talepleri vardı. Bunları karşılıklı bir şekilde istişare ettik" dedi.
Bakan Çelik, iş güvencesinin yanında işçilerin tazminatlarıyla ilgili kaygılarının olduğuna dikkati çekerek, "Yani maden işçisi yerin yüzlerce metre altında. 'ALO 170 var. Yetkililer var. Bir telefon kadar yakınsınız' diye söylememize rağmen, işverenle özellikle tazminat boyutuyla olan bağlılığından dolayı büyük ölçüde bizim kanaatimize göre meselelerini, sorunlarını gündeme getirememe gibi bir tabloyla karşı karşıya. Onun için sendikalara hep söylemişizdir. Bu meselenin mutlaka çözülmesi gerekiyor. Tazminatla işverenle bağlılığın, onu almama endişesinin getirdiği bir tablo bunlardan bir tanesi. Bunun gibi birçok konu değerlendirildi" dedi.
Bir basın mensubunun riskli madenlerin durumuyla ilgili bir sorusuna Çelik, şu yanıtı verdi:
"İş güvenliği açısından, çalışma koşulları açısından uygun olmayan yerleri kapatmaktan başka ne yapacaksınız. Hangi koşullarda kapanacağı çok açık, net. 162 kez maden ocaklarını kapatmışız. Toplamda yeraltından çıkartılan kömür madeni sayısı 160. Büyük ölçüde teftişler neticesinde kapatılma gerçekleştirilmiş. Kapatma yalnız başına bir çözüm olmuyor, bir şekilde o eksiklik gideriliyor ama geneli itibariyle teknolojinin kullanılması ve yer altındaki o galerilerin fiziki koşullarının iyileştirilmesiyle birlikte kapatma durumları tabii ki netice almamız konusunda son derece önemli. Yoksa can emniyetini direkt ilgilendiren hususlarda zaten kapatma konusunda en ufak bir endişe gösterilmiyor".
"Gizli taşeronluk meselesi var"
Facianın yaşandığı maden ocağında taşeron işçilerin olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine ise Çelik, "Burada işçilerin anlattığı gizli taşeronluk meselesi var. Yani resmiyette görünmeyen bazı uygulamalar var" dedi. Çelik, taşeron sisteminin gerçekten emeğin sömürüldüğü bir sisteme dönüştüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bunu görmezden gelmek gibi bir durum olamaz. Dün yine Bakanlar Kurulu'nda gündeme geldi. Taşeron meselesinin 'hizmet alımını ortadan kaldıralım' anlamında söylemiyorum. Hizmet alımı olacak ama hangi alanlarda? Çok tehlikeli iş yerlerinde üretim mi, güvenlik mi? Bu mukayeseyi doğru bulmuyoruz. Üretim mi olsun güvenlik mi? Tabii ki güvenlik olacak. Güvenlikli üretim olacak. Bunun başka bir yolu yok. Çalışanlarımızın nerede alt işveren boyutunda hizmet sunmaları gerektiği, nerede alt işveren olmaması gerektiği konusunun mevzuatımızda netleştirme durumundayız. Yıllardır da konuştuğumuz, hazırlığını yaptığımız, tüm taraflarla görüştüğümüz bir konu. Umarım kısa süre içerisinde bu da artık tartışmadığımız bir konu olarak geride kalır".
"Tablonun bütün çıplaklığıyla ortaya konması gerekiyor"
Diğer bir basın mensubunun, faciayla ilgili siyasi sorumluluk noktasında kamuoyunda bazı tartışmaların olduğunu anımsatması ve kendi durumunu sorması üzerine Çelik, şu yanıtı verdi:
"Şu anda madencilerin durumunu konuşuyoruz. Biz bu konularda koltuk meselesini, kendi geleceğimiz meselesi haline getirmiş insanlar değiliz. Tablonun bütün çıplaklığıyla ortaya konması gerekiyor. Bugünlerde herkesin iş güvenliği uzmanı, herkesin maden uzmanı tabii ki saygıdeğer, konuşulması gerekiyor ama keşke 365 gün, belli haftalarda hatırlayabilsek de bu konuları avazımız çıktığı kadar bir konuşabilseydik. Dünya genelinde kongreler yaptığımız zaman bir şeyler yazılsaydı, bir şeyler çizilseydi de acaba sürece katkı koyabilir miydik? Siyasi sorumluluk her an için geçerlidir. Bizim defans olarak yapacağımız bir şey değil. Neyse gereği yapılır onlar sorun değil ama önce çözülmesi gereken sorunlar var. Bu sorunların gündemimizden kalkması gerekir."
"Hepsi yargı çerçevesinde ortaya çıkacak"
Bakan Çelik, madeni denetleyen Teftiş Kurulu'nun raporundan bahsederek, raporun, maden ocağının Mart ayında denetlendiğini ve eksiklerin giderildiği yönünde olduğunu belirtti. Teftiş raporlarının resmi kayıtlar olduğunu ve konuşulmasının yanlış olmadığını ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Şimdi iddia edilen ne? Acaba teftiş sağlıklı oldu mu, 700 metre yerin altına inildi mi, inilmedi mi? İşçi kardeşlerimizden 'inildi' diyen var, 'hayır ben görmedim' diyen var. Farklı farklı görüşler var. O halde bu teftişlerin de teftişiyle ilgili biz talimatımızı verdik. Bu teftiş raporlarını düzenleyen müfettişlerle ilgili de şu anda Teftiş Kurulu çerçevesinde çalışma sürdürülüyor. Hiç bir şey gizli kalmıyor. Bunu açık söylüyorum. Kimin nerede kusuru varsa, çünkü mevcut yasa çok sağlıklı bir zincir kurdu. Bu zincir tepeden tırnağa kadar, kömür kazıyan vatandaşa kadar uzanan güvenlik önlemleri içeren bir yasa. Burada nerede halka koptuysa onun ortaya çıkması noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Nerede bu halka koptu veya nasıl bir olay meydana geldi ki halka bundan haberdar olmadı. Çünkü orada görevli maden mühendisi var, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı var. Onlar neyi görmediler, sorumlular neyi görmediler, işin sahibi neyi görmezlikten geldi? Bunların hepsi yargı çerçevesinde ortaya çıkacak".
|