Dünyanın kendi kendini temizleyen körfezlerinden biri olan Saros Körfezi, eşsiz doğasıyla da insanları kendine hayran bırakıyor. Ancak son yıllarda bölgenin akciğerleri olan ormanlık alanlara üst üste açılan taş ocakları, doğayı tahrip ediyor. DHA'nın haberine göre, tahribat, yamaç paraşütü ve paramotor pilotu Yılmaz Özkaya tarafından havadan görüntülendi. Görüntülerde ağaçlık alanların çorak arazilere dönmesi, var olan yeşil alanların ise taş ocaklarından çıkan toz nedeniyle griye bürünmesi dikkati çekiyor.
Geçen Temmuz ayında CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan, sivil toplum kuruluşlarının temsilci ve üyeleri ile vatandaşlar tarafından protesto edilen Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından açılacak taş ocağında çalışmalara başlandığı görüntülendi. Taş ocağının açılacağı alanda kepçenin çevrede yol çalışması yaptığı gözlendi. Diğer taş ocaklarında ise faaliyetlerin sürdüğü kaydedildi.
Öte yandan Mecidiye Köyü’nde oluşturulan Saros Çevre ve Ekoloji Platformu Komisyon üyeleri ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı sonrası, taş ocakları ve çevre tahribatı ile mücadele edilmesine, kamuoyunun dikkatini çekmek ve halkı bilinçlendirmek için gazete ilanı ve sosyal medyanın kullanılması kararı alındı.
Saros Çevre ve Ekoloji Platformu Komisyonu Üyesi Aytekin Eliüs, mevcut taş ocaklarının doğaya verdiği tahribatın çok açık şekilde görüldüğünü ifade ederek, "Yıllarca burada büyük bir tahribat oluşmuş. En son açılacak olan taş ocağının da çevreye vereceği zarar kaçınılmaz. Oradaki endemik bitkiler çok önemli. Çünkü sadece buraya ait. Saros, dünyada tükenecek bitki familyalarına sahip. Ayrıca bölgenin tarihi bir dokusu var. Bunlar mutlaka zarar görecektir. Taş ocaklarının köylüye verdiği zararlarda kaçınılmaz. Köylüler taş ocaklarına gidip gelen kamyonların belli belirsiz saatlerde çalışmalarından rahatsız. İnsanlar, kamyonlar nedeniyle yolda yürümeye korkuyor. Taş ocaklarından çıkan tozdan meyve ve sebze yetiştiricilerinin mağdur olduğunu biliyoruz. Tarımsal ürünlerin zarar gördüğünün isyanını duyduk" dedi.
"Turizme zarar veriyor"
DSİ tarafından bölgede açılacak olan ocaktan Hamzadere Barajı’na zemin dolgusu için taş çıkarılacağını öğrendiklerini dile getiren Eliüs, şunları söyledi: "Yetkililerin bize söylediği şey buradan çıkacak taşın halk yararına kullanılacağı. Biz buna karşı değiliz ama orada daha önce açılmış taş ocağı var. Doğa tahribatı oluşmuş ocaklardan da taş alınabilir. Yeni ocağın açılmasına gerek olmadığını düşünüyoruz. Madem halk yararına kullanılacak, tahrip olan bölgelerden taş alınsın. Biz yeni taş ocaklarının açılmasını istemiyoruz. Burası 1’inci Derece Turizm Bölgesi ilan edilmiş. Özellikle İstanbul’dan insanlar buraya stres atmak ve doğayla baş başa kalmak için geliyorlar. Taş ocaklarının yaptığı tahribatı görmek için gelmiyor. Turizm potansiyeline zarar veriliyor."
Aytekin Eliüs, yetkililere seslerini duyurmak istediklerini belirterek, "Biz burada taş ocağı olmaması gerektiğine inanıyoruz. Avukatlarla görüşüyoruz ve işin yasal boyutunu araştırıyoruz. Bazı şeylerin yasal yapılmadığını öğrendik. Örneğin çıkarılan toprağın depolanarak, taş ocağı kapatıldığında da bu toprağın çıkarıldığı yere geri dökülmesi, kısacası bulunduğu gibi bırakılması gerekmektedir. Fakat şimdiye kadar buna uyan taş ocağı görmedik. Hatta bunun Türkiye’de örneği yok. Yetkililerin, sorumlu davranmalarını bekliyoruz" diye konuştu.
|