‘Tartışmalı Plan’ Yargıya Taşınacak

Mimarlar Odası Trakya Bölge Temsilciliği Başkanı Mustafa Fazlıoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanarak askıya çıkarılan Bakırköy’le ilgili imar değişikliği planlarını meslek odası olarak yargıya taşıyacaklarını açıkladı.

‘Farklı bilgiler var’

Yaşam Gazetesi'nde Selvi Sarıtaç'ın haberinde, TMMOB Mimarlar Odası Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği olarak, konuyla ilgili dava dosyalarını hazırladıklarını ve mahkeme yoluna başvuracaklarını belirten Fazlıoğlu, 2000’li yıllardan başlayarak Ruh ve Sinir Sağlığı Hastanesi arazisi üzerinde imar planı, fonksiyon ve tahsis sahiplerine ilişkin sürekli farklı bir bilgiyle karşılaştıklarını söyledi. Plan değişikliği yapılan 789 bin 738 metre kare alanın bir kısım kayıtlarda İBB tahsisisinde görünse de, bir kısım kayıtlarda ise mülkiyetinin Varlık Kiralama A.Ş’de olduğunu bilgisine rastladıklarını belirten Fazlıoğlu, harita üzerinde uygulama alanlarını da gösterdi.

‘Yeşil alan yok denecek kadar az’

Sağlık Tesis Alanı olarak planlanan bakanlık dosyasını incelediklerinde yeşil alan olarak gösterilen bölümün yok denilecek kadar az olduğunu, ağaçların korunacağına ilişkin açıklamanın ise sadece "Tescilli Anıt Ağaçlar" için olduğunu anlatan Mustafa Fazlıoğlu, atıfta bulunulan 6428 nolu yasanın, Sağlık Bakanlığı’nca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanun maddesi olduğuna dikkat çekerek, “Kısacası Yap-İşlet-Devret modeli ile devlet istediği firmaya 25 yıl işletme bu hakkı veriyor” dedi.

Fazlıoğlu, hastaneyi yapma parasının devletten, sağlık personeli ve birim işlemleri Sağlık Bakanlığı’ndan ama hastane bünyesindeki yeme içme, otopark, hasta yakınları ve kent hastaneleri tanımında yer alan hastaların nekahet dönemini geçirebilecekleri otel veya rezidans tipi konaklama alanları yapılabildiğini, işletimi veya kiraya verilmesinin ise müteahhit firma uhdesinde olduğunu belirtti. İktidarın sağlık politikalarında da kamu özel iş birliği modelinin olduğunu söyleyen Fazlıoğlu, “Sağlığın kamu eliyle olması gerekirken özelleştiğini, büyük paraların bizlerin cebinden birilerinin cebine gittiğini görüyoruz” ifadesini kullandı. Sağlık alanı olarak belirlenen arazinin 4-5 bin yataklı bir hastane yapılabilecek büyüklükte olduğunu, bunun da ilçede 25-30 bin kişilik hareket anlamına geleceğini sözlerine ekleyen Mustafa Fazlıoğlu, yapılanma yoğunluğunun ilçeye korkunç bir yük getireceğini de sözlerine ekledi.

‘Hukuki yollara başvuracağız’

Plan değişikliği iptali için hukuki yollara başvuracaklarını belirten Fazlıoğlu, dava dosyalarını tamamladıklarını ve Cumhuriyet Halk Partisi İl Merkezi’nin de plan değişikliği durumunu mahkemeye taşıyacakları bilgisini aldığını söyledi.

Planlama alanında tescilli duvar, tescilli tabiat varlığı (anıt ağaç), Reşadiye Kışlası ve Bizans dönemine ait yapılar ve diğer tescilli kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğunu belirten Fazlıoğlu, aynı kapsamda halkın yürüyüş ve spor alanı olarak kullandığı, ilçenin akciğerleri olan çamlık alanının da bulunduğunu ve bunların Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu’nun görüşü doğrultusunda, koruma kuşaklarının oluşturulacağının belirtilmesine karşılık, son dönemlerde komisyonların aldığı kararlarda neyi ne kadar koruduklarını gördüklerini belirtti.

Bakırköy kent savunması endişeli

Toplantıya Bakırköy Kent Savunması adına katılan Arkeolog İlknur Türkoğlu da, Bakırköy tarihinin Roma İmparatorluğu'na kadar dayandığını, ihtiyaçtan değil, ranta yönelik samimiyetsiz bir planlamayla karşı karşıya olduklarını ve iyi niyet görmediklerini belirterek, “Endişe içerisindeyiz” dedi.

Toplantıya katılarak Bakırköy Belediyesi’nin ve İBB’nin planlamaya dair tavrını soran vatandaşlara bilgi veren CHP Belediye Meclis Üyesi Ali Rıza Akyüz, öncelikle İmar Komisyonu’nda neden görev almadığına dair gelen soruyu cevapladı. Daha önce İmar Komisyonu Başkanı olan ve ilçede yapılmak istenen imar planlarına itiraz ettiği için komisyona seçilemediğini ifade eden Akyüz, “Bakırköy’de bin dönümlük alan planlanıyor ve ne bizim, ne odaların, ne de İBB’nin haberi yok” dedi.

‘İstanbul’u ilgilendiren planı İBB yapmalı’

“İstanbul’un bütüncül bir kentsel dönüşüm planı yok” diyerek İBB kürsüsünden defalarca seslendiğini ve önce sahiller, sonra da yeşil alanlarının imara açıldığını belirten Akyüz, mülkiyeti kime ait olursa olsun İstanbul sınırları içerisinde olan bir alanın planlamasını İBB’nin yapması gerektiğini, bu yetkiyi bakanlığın kullanmasına defalarca karşı çıktığını söyleyerek, İBB yetkililerinin de bu durumdan rahatsız olduğunu kendilerine ifade ettiğini söyledi.

‘Halk tepkisini eyleme dökmeli’

Hukuk sürecinin başlamasının yeterli olmayacağını, durumdan rahatsız olan halkın tepkisini ilgili mercilere ulaştırması için sokak hareketiyle de eyleme dönüştürmesi gerektiğini belirten Akyüz, “Bu gün nabzımızı ölçüyorlar. Ciddi tepkimizi ortaya koymazsak yarın daha kötüsü olacak” dedi.

4749 nolu yasa ile Hazine Varlık Kiralama A.Ş diye bir yapının kurulduğunu, tapuların buraya devredildiğini ve yasada AVM, otel, yap işlet devret sistemi ile yapılacak herşeyin olduğunu belirten Akyüz, “Bir de masum gibi gözüken 6428’e atıf yapılıyor ama o maddede de yok yok. İlçenin gündüz insan yoğunluğu 50 bine ulaşır ve Bakırköylünün yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür. Sağlık tesisi yapılsın, var olan yenilensin ama yeşil alanlarımız talan edilerek yeni bir yapılaşma olmasın” ifadelerini kullandı.

‘Belediye Sea Pearl’ı neden mühürlemiyor?’

Ataköy sahilinde Kuzu Grubu’na ait Sea Pearl rezidansına ait inşaat planlarının iptal edilmesine karşılık, Bakırköy Belediyesi’nin mahkeme kararına göre inşaatı neden mühürlemediğini soran Bakırköy Kent Savunması üyeleri, halkın yanında olan bir yönetim göremediklerini ifade etti.

Bakırköy Kent Savunması aktivistleri, oy vererek seçtikleri yönetimleri halkın yanında olmaya davet etti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın imar plan değişikliği yapılacak olan arazi için yaptığı açıklamada, planlama aşamasında Bakırköy Belediyesi’nden de görüş aldığını, belediyenin talebi doğrultusunda ‘belediye hizmet alanı’nın ‘sosyal ve kültürel tesis alanı’na dönüştürüldüğü bilgisinin kafalarını karıştırdığını belirten Bakırköylüler, “Planlama adı altında bir talan projesidir bu. Bakırköy Belediyesi’nin bunu meşrulaştıracak sosyal kültürel tesis alanı talebini anlayamadık” dediler. Sahillerdeki yapılaşmaya verilen ruhsatlarla devam eden sürecin ardından, en son Yaşam Köyü’nün devredilmesiyle ilgili Bakırköy Belediyesi’nin samimiyetinden emin olmadığını ifade eden vatandaşlar, ”CHP’li sosyal demokrat belediyemizin bize öncü olması gerekirken, destek değil, köstek olduğunu görüyoruz” dediler.

‘Bakırköy’e sahip çıkmak namus borcu’

Hukuki sürecin uzun zaman aldığını, belediyenin sadece popülasyona yönelik çalışmalar yaptığını ve yerel yönetim olarak konuya yeterli duyarlılığı gösterilmediğinden şikayet eden katılımcılar, “Bakırköy’e sahip çıkmak herkesin namus borcudur. Kadın Doğum Hastanesi’ni kaybettik, sahilleri kaybettik. Tek kurtuluş bizdedir. Gerekirse çadır kurup, alanda yatıp kalkacağız ama belediyemizin nasıl tavır alacağını bilmeliyiz” şeklinde konuştular.

’Sırada havaalanı var’

Tüm şikayetleri ve talepleri ilgili birimlere ilteceğini ifade eden Ali Rıza Akyüz, “Şimdi enerjimizi bu işe vermeliyiz. Burada başarılı olamazsak emsal 1 olan Ataköy’ün yağmalanmasına engel olamayız. Sırada daha havaalanımız var. Bizim tepkimizi ortaya koymamız lazım. Bunu halka yayalım ve geleceğimizi de kurtaralım. Bakırköy’ü korumamız lazım” dedi.

İstanbulun en eski yerleşim bölgesi olan Bakırköy’ün yedi mahallesini içine alan kentsel dönüşüm ile ilgili yaptıkları plan notlarını İBB’ye gönderdiklerini ve 1/5000’lik planların yapıldığını Mayıs ayı ilk toplantısında öğrendiğini belirten Akyüz, yapılacak imar değişikliğinin ölçüsü hakkında henüz bilgilendirilmediklerini belirterek, “İmar artışı ölçülü olmazsa getireceği yoğunluk ilçemizi yaşam alanı olmaktan çıkarır” şeklinde konuştu. CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı adına toplantıya katılan ilçe yöneticisi Çetin Yılmaz, ilçe örgütünün de plan değişikliği ile ilgili rahatsız olduğunu, kendisinin de bu toplantıya birlikte hareket etmek adına aracı olarak geldiğini belirtti.