br />
Bir ‘Mucize’ Karabasan!
Cumhuriyet Pazar Eki’nde 14 Mart’ta “Bir Mucizenin Öyküsünü” yayımlamıştık.
Afyonkarahisar’da Dinar yakınlarında Tatarlı Tümülüsü 1969’da soyulmuş, ahşap
mezar odasının üzeri resimli bazı parçaları Münih’e kaçırılmıştı. Bir yıl sonra
Müze Müdürü Hasan Tahsin Uçankuş, kurtarma kazısında geride kalan resimli
keresteleri müze deposunda bana da göstermişti. 30 yıl sonra Prof. Dr. Latife
Summerer’in yolu Münih Müzesi’nin, üç yıl sonra da Afyonkarahisar Müzesi’nin
depolarına düşmüştü.
Her iki müzedeki resimli keresteleri belleğinde birleştirdikten sonra Münih
Müzesi’nden bu parçaların Türkiye’ye geri verilmesini rica etti. Müze anlayışla
karşılayıp İÖ 474-471 arasında yapılmış bu en eski ahşap resimlerin bulunduğu
keresteleri Münih Başkonsolosluğu’na teslim etti.
Prof. Summerer, Almanların maddi desteğinde, uzmanların teknik yardımıyla
parçaları birleştirip İstanbul’da Yapı Kredi Sanat Merkezi’nde sergiledi. Sergi
26 Eylül’de kapanıyor. Afyonkarahisar’da özel bir alanda sergilenmesi gereken bu
görkemli yapıt için müzede düzenleme yapılması gerekiyordu. İstanbul ve Münih
sergileri bu düzenlemeye zaman kazandıracaktı.
Bugüne kadar düzenleme gerçekleşmediği için, mayısta gezdiğim müzede nasıl
bir sergileme yapılacağı bilinmiyordu. Belki yeniden depoya kaldırılır! Ayrıca,
düzenleme tamamlanıp yerine konulduğunda bir daha dışarı çıkarılmaması
gerekiyor.
Bu arada Ankara’daki Alman Büyükelçiliği’nden öğrendiğimize göre 27
Ağustos’ta Dışişleri Bakanlığı “2010/KIGY/577025” sayılı yazısı ile Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın “Başvurunun 2-3 yıl önceden yapılması gerektiği” için bu
istemin yerine getirilemeyeceğini bildirdi. Adamlar, davasız, mahkemesiz
parçaları Türkiye’ye veriyorlar, onarımına mali ve teknik destek sağlıyorlar.
TC, kaçak bir eseri Almanya’dan artık zor alır! “Bergama Zeus Sunağı’nı isteriz
de isteriz” diye tutturmuşuz, ama Bergama’daki Allinaoi’yi de utanmadan sulara
gömüyoruz.
İstanbul’daki sergi nedeniyle üç dilde ziyaretçiyi aydınlatan bir katalog da
yayımlandı. Bir okurum, sergiyi gezdiğini, katalog satın almak istediğini, ancak
satılmadığını bildirdi. İlgililere sorduğumuzda şu yanıtı aldık:
“İstanbul 2010 Ajansı ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın projesi olduğu
için üretilen kitap da devlet, kamu malı sayılıyormuş ve satışı olmazmış. Şimdi
bir protokol imzalayarak yasal bir çözüm üretmeye çalışılıyor. Yakında satışa
çıkacak!”
Sergi açılıyor, binlerce insan geziyor, katalogdan edinmek istiyor. Yanıt
“Kusura bakmayın satmıyoruz!” oluyor. Okurum soruyor: “Kamunun tüm malını
mülkünü peşkeş çeken devletin Kültür Bakanlığı kitap sattırmıyor. Sergi
bittikten sonra hangi turist alacak bu değerli kitabı?”
|