Tarihî Silüet, Gökdelenlerin Gölgesinde
Son yıllarda kentin tarihi silüetinin üzerini gökdelenler gölgelemeye başladı. En büyük minareden bile yüksek, Yeditepeli İstanbul'un en büyük tepesinden bile yukarıda, neredeyse bulutlara erişen bu gökdelenler, binlerce yıllık tarihine inat İstanbul'u Chicago, New York, Şanghay, Dubai ve Sidney gibi dünya şehirlerine yakınlaştırıyor. Tarihî
İstanbul denilince pek çok insanın
aklına Ayasofya, Sultanahmet ya da
Süleymaniye camileri başta olmak üzere tarihî yarımadadaki
eserler ve onların kente damgasını vurmuş silüetleri gelir. Daha doğrusu
gelirdi; çünkü son yıllarda kentin tarihi silüetinin üzerini gökdelenler
gölgelemeye başladı. En büyük minareden bile yüksek, Yeditepeli İstanbul'un en
büyük tepesinden bile yukarıda, neredeyse bulutlara erişen bu gökdelenler,
binlerce yıllık tarihine inat İstanbul'u Chicago, New
York, Şanghay, Dubai ve
Sidney gibi dünya şehirlerine yakınlaştırıyor. Tarihî yarımada
mütevazılığıyla, Maslak ise mağrur duruşuyla aynı kentin iki ayrı yüzü gibi
duruyor. |
-
Bahsı edılen bu yuksek bınaların yapılması tabı kı güzel bır durum fakat tarıhı çevreyı de korumak sartıyla bugun dunya mımarisınden mımarlığın yapıldıgını söylemek yanlıştır ancak sadece mimarinın gelıştırıldığini söylemek doğru oluyor türkıye herzaman en ıyı mımarıye layık oldugundan ilerde engel teşkıl etmeyecek şekılde olursa daha da iyi olur bu da turk mımarısının dunyadakı yerını belırlıyor mimarı yapılasma çok önemlidır kolay gelsın ustalara ne dıyelım YANITLA
-
Nihayet bu konuda bir yazı gormus vaziyetteyim.İstanbul cesitli donemlerde darbeler yemis bir sehir maalesef.En buyuk zarar da kendisini geleneksel degerlere bagli muhafazakar olarak goren masa basinda ve siyaset sahnesinde bu konuda nutuklar atan siyasilerden geldi. Bunu gelisme olarak goruyorlar.Nerede bir bos yer gorseler hizmet askiyla tutusarak! oraya birseyler yapmak istiyorlar.Eski okullar ve bahceleri,yogurtcu parki,AKM, YANITLA
-
Merhaba. HBu haber gerçekten önemli bir tespitin parçası. Tarihi Yarımadanın silüeti, Prost imar planlarıyla resmi olarak kabul edilmiş. Buna göre, deniz seviyesinden belirli yükseklikteki yerlerde ancak belirli yükseklikte binalar yapılacaktı. Böylece kentin inşa edilen yapay kabuğu sadece cami yapılarının belirginleştiği haliyle ve tepeleriyle korunacaktı. Tabii ki Prost bunu önerirken Tarihi Yarımadanın rehberlği bulunan bir şehrin yöneticilerinin "h:serbest" gibi bir plan kararı verebilceklerini; hele de bunu, hem boğazdan hem de fotoğraflarda görüldüğü gibi Marmara denizinden bakıldığında seyredilecek bir durum haline geleceğini öngöremedi. Suç Prost'ta! YANITLA
-
Haberde bahsedilen bazı gökdelenler surdurulebilir mimarlık kriterlerine gore tasarlanmış olarak ilgili çevrelere duyuruluyor. Yukseklik 'sürdürülebilir mimarlık' kavramı ile çelişiyor. Yüksek yapılar, eğer yakın çevresindeki yapıları ve kent dokusu ile iklimini olumsuz etkilerse sürdürülebilir kavramının içine giremez. Zaten yükseklikleri ile, her ne kadar dikey eksende yer yer bölünseler de insan ölçeğinin dışında olmaları onları sürdürülebilir kavramının dışında tutuyor. Gökdelenler var olan şehir dokusu yerine, şehirin gelişmekte olan akslarına, tarihi dokuya, çevreye, sosyal ve toplumsal yapıya zarar vermeden planlı bir şekilde uygulanmalıdır. YANITLA
-
Teknik elemanlar her zaman doğru söylüyorlar. Tekniğin hata kabul etmeyeceğini gelmiş geçmiş kabinelere, idarecilere anlatamayan bizler; maaşa bağlanmış robotlar miyız? Üniversitelerimizde idarecilere meslek tanıtım kürsüleri oluşturulmalı ve Bağımsız Mimar, Mühendis odaları yeniden teşkil edilmeli. İdarecilerinin tarafsız ve lafı dinlenen bilim adamlarından oluşturulması sağlanmalıdır. Beş bin yıllık tarihin kucakladığı Türkiyemizi, bu kucaklamadan ilgisizlik ve bilgisizlikle kurtarmağa çalışıyoruz vesselam. YANITLA