b>Plansız kentleşme, başkentin tarihi kimliğini ayakta tutan mimari yapılarını görünmez kılıyor. Özellikle Cumhuriyet tarihine ışık tutan birçok tarihi binanın modern yapılaşma adı altında yok edildiğine işaret eden uzmanlar, yeni inşa edilen çok katlı binalarla birlikte kent kimliğinin de ortadan kalktığının altını çiziyor.
Kentlerin en büyük problemleri arasında yer alan altyapı sorunu, başkentte bir ulusun tarihine ışık tutan binalarını da etkiliyor. Kızılay ve Ulus gibi Ankara'nın en önemli merkezlerinin orta yerine gelişi güzel inşa edilen binalar, hem kent kimliğinin zedelenmesine hem de tarihi binaların çokkatlı yapıların gölgesinde kalmasına neden oluyor. "Tarihi yapılara sahip çıkmanın tarihe sahip çıkmakla" aynı anlama geldiğini vurgulayan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Sekreter Üyesi Yeşim Uysal, başkentte özellikle merkezde yer alan ve kent kültürünün aynası niteliğini taşıyan tarihi yapıların koruma altına alınsa bile kent içine sıkışıp kalmaktan kurtulamayacağını çünkü her geçen gün çokkatlı yapılara yenilerinin eklendiğinin altını çizdi.
Kale civarında bulunan tarihi yapıların belli bir ölçek içerisinde yer almasından dolayı Kızılay ve Ulus'ta yer alan binalara oranla daha fazla korunmaya çalışıldığını dile getiren Uysal, "Kent merkezinde yapılan herhangi bir inşaatın her zaman rantı daha yüksek olmuştur. O sebeple kent merkezinde bulunan tarihi binaların sınırlarına tam olarak ne kadar yaklaşıldığı hesaplanmadan yeni binalar inşa edilmeye çalışılıyor. Halbuki mimarlıkta tarihi bir binanın kaç metre gerisinde yeni bina inşa edeceğiniz gibi teknik ayrıntılar çok önemlidir" dedi. 1920'li yıllardan günümüze Ulu Önder Atatürk 'ten miras kalan tarihi yapıların başkenti süslediğine dikkat çeken Uysal, başkentte Modern Çarşı örneğinde olduğu gibi önem arzeden yapıların yıkılıp yerine otopark yapılmaya çalışıldığını, bunun da kente eskisine oranla daha kötü bir görünüm kazandırdığını dile getirdi.
Uysal yerel yönetimlerin ideolojik yaklaşımları sonucunda özellikle Ulus'ta bulunan ve Cumhuriyet tarihine imza atan çoğu tarihi binanın da kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Osmanlı motifleriyle süslenmeye çalışıldığının altını çizdi. Devlet tarafından koruma altına alınan bazı tarihi binaların sessiz sedasız ve hukuk dışı bir uygulama ile yerel yönetimler tarafından yıkıldığına işaret eden Uysal, şöyle konuştu:
"Kent içindeki binalar yurttaşların ulusal kimliğini oluşturmada çok önemlidir. Ancak yerel yönetimler bu konuyu pek de önemsemiyorlar. Örneğin 1929 yılında inşa edilen ve Cumhuriyetin ilk fabrikası olma özelliğini gösteren Havagazı Fabrikası bir gece yarısı operasyonuyla ansızın ve hukuk dışı bir uygulamayla yıkıldı. Oysa korunma altına alınması gerekirdi. Yerel yönetimlerin bir anlayışı var. Bizce yerel yönetimler önce bir ta-rihi binayı kendi kaderine terk ediyor sonra da yıkmak için uğraşıyor. Tabii rant sağlamak için böyle davranıyor. Yurttaşlar da eğitim eksikliğinden ötürü seslerini çıkaramıyor. Biz de tüm bunlara 'dur' demek için 'Çocuk ve Kent' adı altında bir proje başlattık. Geleceğimize tarihi binaların önemini anlatmak istiyoruz. Çünkü büyüklerimize anlatamadık."
|