Taksim Dayanışması Sekretaryasını yürüten TMMOB Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi yöneticileri ile birlikte bileşenlerinin temsilcilerinin bulunduğu 26 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan ve iddianamesi kabul edilen davanın ilk duruşması İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yarın (12 Haziran Perşembe) günü saat 09.30’da başlayacak. Hazırlanan iddianameye göre, Taksim Dayanışması Sekretaryasını Mimarlar Odası adına yürüten Mücella Yapıcı’nın yanısıra İstanbul Tabip Odası Temsilcisi Ali Çerkezoğlu, HDP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi YK Başkanı Beyza Metin ve Halkların Demokratik Kongresi üyesi Haluk Ağabeyoğlu'nun, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma', 'kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılma, dağılmama', 'halkı kışkırtma' suçlarından toplam 5 ile 13 yıl arasında değişen oranlarda hapis; Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 42. Dönem YK Başkan Yardımcısı Sabri Orcan, Cansu Yapıcı ile Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi YK Sekreteri Akif Burak Atlar’ın da aralarında olduğu diğer 21 kişi hakkında ise 'kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılma, dağılmama' suçundan 1 yıl 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkûm edilmesi talep ediliyor.
Dün (11 Haziran Salı) yazılı bir açıklama yaparak, "Evet, bir kez daha yineliyoruz; 'örgütü' biz kurduk. Taksim Dayanışması’nın sekretaryasını yürüten meslek odalarından biri olarak bu sorumluluğu üstlenmekten onur duyuyoruz" diyen TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ise; Dayanışma hakkında düzenlenen ve hiçbir somut delile dayanmayan iddianameyi asla kabul etmediklerini ve Taksim Dayanışması'nın yargılanamayacağını vurguladı. Taksim Dayanışması'nın kentlerin tarihini, kültürel kimliğini ve toplumsal belleğimizi oluşturan, koruma altına alınmış kentsel ve kamusal alanlarının ortadan kaldırılmasını öngören projelere karşı kurulduğunun anımsatıldığı açıklamada; "Taksim Dayanışması’nın kurucu ve sekretaryasını yürüten bileşenlerinden biri olarak demokratik haklarımızı kullanarak mücadele etmeye ve bu süreçte yer alarak şiddet uygulayanlar ve şiddet emrini verenler yargılanana kadar mücadelemizi sürdürmeye ve ilk günden bu yana dile getirdiğimiz tüm taleplerimizin takipçisi olmaya devam edeceğiz" görüşlerine yer verildi.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi açıklaması şöyle devam ediyor:
"Taksim Dayanışması; kentimize dünya mirası niteliği kazandıran tüm değerleri; kentsel topografya, peyzaj, siluet, tarihi, kültürel mimari miras alanlarını; bu değerleri korumak ve geleceğe aktarmakla görevli olan yerel ve merkezi otoriteler tarafından ulusal ve uluslararası bilim ve meslek çevrelerinden gelen bütün uyarılara rağmen tepeden inme kararlarla yok etmek girişimlerine karşı hukukun üstünlüğünü, bilimi ve toplum ve kamu yararını savunmak için kurulmuştur.
Taksim Dayanışması; Taksim Meydanı ile Gezi Parkı’na ilişkin yapılan düzenleme çalışmalarında katılımcılığı, çağdaş planlama anlayışını, bilimi ve koruma ilkelerini red eden, kamusal alanları yalnızca rant alanı gören anlayışa karşı mücadelede güç birliği oluşturmak amacıyla oluşturulmuştur.
Taksim Dayanışması; olası hukuk dışı müdahalelere karşı Gezi Parkı’nda nöbet tutarken 27 Mayıs 2013 tarihinde uygulanan şiddet karşısında yaşam değerlerini savunmak amacıyla kamusal alanlarda demokratik haklarını savunmak amacıyla vicdani tepkilerini gösteren yurttaşların haklı taleplerine sahip çıkmıştır ve çıkmaya devam edecektir.
İnsan Hakları Beyannamesi’nde ve Anayasamızda tanımlanan kamusal-toplumsal haklarımızı savunmak amacıyla gösterdiğimiz barışçıl tepkiler her daim acımasızca bastırılmaya, toplumsal yaşamımız nefret söylemiyle ayrıştırılmaya çalışılmış ve bu süreçte 12 kişi öldürülmüş, onlarca kişi gözünü kaybetmiş ve binlerce yaralanma olayı yaşanmıştır. Ancak, polisin uyguladığı şiddet ile yaşamını kaybedenler, yaralanmalar ve mağduriyetlerle ilgili ciddi bir soruşturulma halen açılmamıştır. Kamuoyunun baskısı ile açılan davalarda ise deliller karartılmaya, davaların ilerlemesi engellenmeye çalışılmaktadır.
Böylesi bir ortamda şiddete ve hukuksuzluğa karşı demokratik hak olan ve anayasanın güvencesi altında bulunan toplantı ve gösteri hakkının kullanılması, bu iddianame ile suç olarak tanımlanmıştır.
Demokratik haklarını kullananlara karşı şiddet uygulayanlar, bu emri verenler, nefret söylemi yayanlar yargılanmaz iken Taksim Dayanışması hakkında düzenlenen ve hiçbir somut delile dayanmayan iddianameyi asla kabul etmiyor ve 'Taksim Dayanışması Yargılanamaz!' diyoruz. Taksim Dayanışması’nın kurucu ve sekretaryasını yürüten bileşenlerinden biri olarak demokratik haklarımızı kullanarak mücadele etmeye ve bu süreçte yer alarak şiddet uygulayanlar ve şiddet emrini verenler yargılanana kadar mücadelemizi sürdürmeye ve ilk günden bu yana dile getirdiğimiz tüm taleplerimizin takipçisi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz!"
|