Guardian muhabiri Constanze
Letsch imzalı haber, Sulukule'deki kentsel
dönüşüm projesiyle Romanların yıkılan yaşamlarını ve yaratılan rantı
ele alıyor. Yüzlerce Sulukulelinin evlerinden edilmesiyle boşaltılan alanda inşa
edilen yeni villaların satışa çıktığına dikkat çeken Guardian muhabiri,
tarihteki en eski kalıcı Roman yerleşimlerinden Sulukule'deki projenin 2005
yılında uygulamaya geçildiğini hatırlatıyor. Dünya çapındaki protestolar,
UNESCO'dan gelen uyarı ve projenin durdurulması için açılan davalara karşın,
zorla tahliyelerin ve yıkımların 2008'de başlatıldığı kaydediliyor.
Şimdiyse, bin yıldan uzun süredir Roman toplumuna ev sahipliği yapan yerde
640 "Osmanlı tarzı" villa inşa edildiği belirtiliyor. Projeyle 3,400 Romanın
evlerini metrekaresi 500 liradan satmaya zorlandığı, yerlerine inşa edilen yeni
evlerin ise metrekaresi 3,500-4,000 liraya satıldığı söyleniyor.
Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı
Şükrü Pündük, aylık gelirleri 300 lira olan eski semt
sakinlerinin bu evleri satın almasının imkansız olduğunu belirterek, ''Zaten
başından beri kentsel yenileme değildi bu projenin amacı, rant elde etmek,
Romanları kent merkezinden uzaklaştırmaktı'' diyor. Haberde Sulukule'yi terk
edip, Toplu Konut İdaresi'nin Taşoluk'ta yaptığı dairelere taşınan eski Sulukule
sakinlerinin yaşadığı sıkıntılardan örnekler de veriliyor.
'Kiracılar düşünülmüyor'
40 yıldan uzun süre Sulukule'de oturan Sami Zogun'un
Taşoluk'taki yeni evine gitmek için 1,5 saatlik otobüs
yolculuğu yapması gerektiği, seyahat, kira ve faturalar için ayda 550 lira
harcamak zorunda kaldığı söyleniyor. Zogun'un oğlunun, masrafları
karşılayabilmeleri için kendi evini satmak zorunda kaldığı belirtiliyor. Zogun,
"Benim evim olsaydı bir çivisini bile satmazdım. Benim için ahşap evimiz cennet
gibiydi. Yeni TOKİ evleri altın kafese benziyor. Hayat yok, yapacak hiçbir şey
yok" diyor.
Haberde görüşlerine yer verilen İstanbul Mimarlar Odası'ndan Mücella
Yapıcı ise Türkiye'de kentsel dönüşüm projelerinin ev sahiplerine
odaklandığını belirtiyor. Yapıcı, "En kötü etkilenecek durumda olmalarına
karşın, kiracılar hiç hesaba katılmıyor" diyor. Yapıcı şöyle devam ediyor;
"Evsizlik İstanbul'da hiç ciddi bir sorun olmadı. Ama yıkımlar ve zorla
tahliyeler gidecek bir yeri olmayan insanların sayısını arttırdı. Şu an bir
doğal felakete karşı daha güvende değiller. Deprem ihtimaline karşı bir çare
olarak sunulan kentsel dönüşüm projeleri aynı sosyal ve ekonomik hasarı yapıyor.
İnsanlar zorla tahliye edildiklerinde kendi mahallelerindeki evlerini, işlerini
ve sosyal bağlarını kaybediyorlar".
|