“Su Yalıtımsız Binalar Dikey Mezar"
Deprem Mührü Skandalı!
İZODER: 19 Milyon Konutta...
"Yapılar Yenilenirken Geçmiş...
Avrupa Isı Yalıtım Sektörü...
Ünlü Akademisyenden Korkutan Tahmin!
Depremlere Karşı Alınabilecek...
İzmir Büyük Depreme Gebe!
Eskişehir'e Su Yalıtımı Uyarısı
İZODER Kentsel Dönüşüm ve...
KYK Yapı Kimyasalları'ndan...
Tören Değil Görev Günü!
Taksim Dayanışması: "Unutmadık,...
Güvenli Binalar İnşa Etmenin...
Çatılarınız Depremle Yüzleşmeye...
TMMOB, 17 Ağustos Depremini Anacak
'Deprem Anıtları' Yıkıma Direniyor!
14 Yıl Oldu, ama Su Yalıtımı...
"Türkiye'de Su Yalıtımı Zorunlu Olmalı"
Türkiye’de Binaların Yüzde...
Binanızın Su Yalıtımı Yoksa...
Binalarda Su Yalıtımı Zorunlu Olacak
"Su Yalıtımı Olmayan Binalar Depreme Karşı Savunmasız!"
Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Ferdi Erdoğan, topraklarının yüzde 92’si deprem kuşağında olan Türkiye için su yalıtımının önemine dikkat çekti: “Toplumda çok bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden bir tanesi herhangi bir yoldan binaya sızan suyun sebep olduğu ‘Korozyon’dur”.
Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Ferdi Erdoğan, Türkiye açısından büyük önem taşıyan depremlerin yol açtığı yıkımların en önemli nedenlerinden birinin “Korozyon” olduğunu belirtti ve korozyonun önüne geçilmesi için binalarda su yalıtımı yaptırmanın önemine dikkat çekti.
17 Ağustos depreminin yıldönümü sebebiyle yaptığı açıklamada Erdoğan şunları söyledi: “Herhangi bir yoldan binaya sızan su ya donarak ya da kimyasal tepkimeye girerek paslanmaya, yani korozyona neden oluyor. Korozyon sonucunda da binanın taşıyıcı sistemi zayıflıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 1999 depreminin ardından yaptığı araştırma, yıkımların en önemli nedeninin korozyon olduğunu gösterdi. Depremin ardından incelenen ve yüzde 79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edildi”. Su yalıtımına sahip olmayan bir binanın, yapımından sonraki 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybettiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye genelindeki 19 milyon konuttan 6,5 milyonunun deprem açısından riskli bina statüsünde olduğunu söyledi. Ferdi Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “ Ülkemizin yüz ölçümü olarak yüzde 92'si, nüfus yoğunluğu olarak yüzde 95'i deprem kuşağında yer alıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın verilerine göre son 58 yıl içinde meydana gelen depremler; 58.202 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 122.96 vatandaşımızın yaralanmasına ve yaklaşık 411.465 binanın yıkılmasına veya ağır hasar görmesine neden oldu. Şiddetli depremler üretme potansiyeline sahip fay hatları üzerinde bulunan ülkemizde yapılan istatiksel analizler her 8 ayda bir hasar yapıcı deprem meydana geldiğini göstermektedir. Tüm bu rakamlar son derece çarpıcı. Ancak maalesef hayati öneme sahip olan su yalıtımı binalarda zorunlu hale gelmesine rağmen, konuyla ilgili mevzuat henüz hazırlanmadı. Mevzuatın en kısa zamanda hazırlanması, bina güvenliği açısından kritik önem taşıyor”. “Yapıları her yönden gelebilecek suya ve neme karşı koruyarak uzun ömürlü ve dayanıklı olmalarını sağlamak için su yalıtımı olmazsa olmaz bir koşuldur,” diyen Erdoğan, hem yapı hem de yalıtım malzemelerinde kalitenin önemine de dikkat çekti. Erdoğan, “Kalitesiz ve standartlar uymayan malzemeler kullanılarak yapılan su yalıtımı uygulamaları ne yazık ki kısa sürede işlevini yitiriyor ve sonuç vermiyor. Dahası, işin uzmanları tarafından yapılmayan uygulamalar da sıkıntı yaratıyor. Dolayısıyla hem kaliteli malzeme hem de uzman uygulama şart,” dedi. Su yalıtımının maliyeti yüksek değil Su yalıtımının maliyetinin sanıldığı kadar yüksek olmadığını vurgulayan Ferdi Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün yeni bir binanın ortalama metrekare maliyeti 2,000 TL civarında. Su yalıtımı maliyeti ise bunun sadece yüzde 2-3’ü, yani metrekare başına sadece 60 TL. Mevcut binalarda elbette bu maliyet biraz daha artıyor, binanın zemini, arazi yapısı ve benzeri başka faktörler de devreye giriyor. Ancak yine de altından kalkılmayacak oranda maliyetler söz konusu değil. Su yalıtımı yapılmamış, dolayısıyla korozyona uğramış binaların depremden olumsuz etkilenmesi sonucu ortaya çıkan maliyetler ise ne yazık ki hem maddi hem de insani açıdan çok daha yüksek. Hem canımızı ve binalarımızı korumak, hem de sağlıklı, yaşanabilir alanlar yaratmak istiyorsak, su yalıtımının kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu fark etmemiz lazım. ”.
|