BR>
Sayın şöyle devam
etti:
“Fıstıklı teras diye bilinen yerin altına girecektik ve her şey
bittikten sonra bu teras hiç değişmemiş olacaktı. Eski duvarlar da yerinde
kalacak ve zamanla eski görüntülerine de kavuşacaktı. Alt avludan bakıldığında
sadece duvar ve bitkiler görünüyor. Bu görüntü değişmemeliydi. Önceden
belirlediğimiz izlerin sınırları içinde toprağı tutarak kazıya başladık. Temel
çalışmaları olabildiğince basit bir yöntemle ve sorunsuz olarak bitirildi. Kazı
ve temel çalışmaları sırasında şantiye dışında bir atölyede hazırlanan çelik
imalatlar yarı bitmiş bir yapı olarak şantiye alanında bir araya getirildi.
Üretim ve montaj, tekne yapımı için kullanılan yöntemlerle
yapılabiliyordu”.
Sayın, çalışma sürecinde önemli bir aksaklık
olmayışını, yerinde yapılan üretimin ayrıntılarının bir sonraki aşama
gözetilerek yapılmasına bağladı. Kazıdan ve eski duvarlardan çıkarılan taşların
eskiden oldukları yerde ince tel kafesler içinde, eski duvarın temsilcisi olarak
yeniden bir araya getirildiklerini vurgulayan Sayın yapıya dair detayları şöyle
aktardı; “Duvarların arkasında gözlerden ırak bir yumurtanın içindeydik artık.
Sonra akustik kaplamalar ve tras yerleştirildi. En sonunda göreceğimiz mekânın
benzeri içindeydik artık. Eski duvarların arasındaki bir aralıktan alt fuayeye
geçiliyor. Vestiyer ve tuvaletler burada. Bir ucundaki merdivenden ulaştığımız
boğaza paralel, dar, uzun fuayeyi neredeyse boydan boya aşıp, ulaşıyoruz salon
girişine. Hareketli zemin bize farklı oturma olanakları sunuyor. Özellikle bu
kapasitedeki bir salonun farklı düzenler için donanımlı olması çok önemli. Eski
konumunu korumasını istediğimiz teras için ne kadar sınırlı bir ölçü içinde
çalışmak zorunda olduğumuz buradan kolaylıkla anlaşılabilir. Bu zorunluluk
malzeme ve yapım yönetiminin doğrudan belirleyicisi oldu”.
Oldukça basit
ve zamanla bozulmayacak malzeme ve ayrıntılarla çalıştıklarını da sözlerine
ekleyen Sayın, “Plan ve kesit belirleyicileri nedeniyle neredeyse kaçınılmaz
olan formun akustik verileri ayrıntılı değerlendirmeler ve hesaplarla zengin bir
mimari olanağa dönüştürüldü” dedi.
Şimdi de neredeyse eskiden olduğu gibi
göründüğünü belirten Sayın, hemen yanı başında bulunan eski yapının balkonundan
bakılınca eskiden olduğu gibi neredeyse sadece duvarların olduğunu, duvarların
arasındaki bir aralıktan ulaşılan giriş ve girişten ulaşılan alt fuayede salona
dair küçük ipuçlarının bulunduğunu söyledi. Üst fuaye ve bu iklimde çok
kullanışlı; basık saçaklı, Boğaz manzaralı terasa dikkat çeken Sayın, üst
fuayede salona dair belirgin ipuçlarının bulunduğunu aktardı; “İçindeki salona
dair hiçbir ipucu taşımayan bir yapı. Temsil ettikleri izleyicilerinin
farklılıkları gibi her biri farklı sandalyeler ve akustik nedenlerle farklı
yüzey dokusuna sahip parlak siyah akustik panel üzerindeki yansımaların
kaleydoskop etkisi. Salonda her biri farklı izleyiciler ve sandalyelerin
temsiliyetinin sonu. Konserden bir an. Her ses gibi her kıpırtı da dolduruyor
salonu, yansımalarla büyük kaleydoskop etkisi artıyor”.
|