İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO),
'Sosyal Güvenlik Reformu, Hedefler, Sosyal Sigortacılık ve Teşvik
Uygulamaları' konulu bir toplantı düzenledi. Burada konuşan
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, 2001 krizi sonrasında Türkiye'de en çok tartışılan
kurumun Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olduğunu dile getirerek, ''Bugün, ciddi
reformları yaparak SGK, burnunu yukarı dikmiş gidiyor'' dedi. TOBB'un 2023'te
kayıt dışılık hedefinin, oranı yüzde 20'lerin altına indirmek olduğunu belirten
Hisarcıklıoğlu, ''Kayıt dışı ekonominin olduğu yerde istediğiniz kadar yasa
çıkartın, hak verin, demokrasiden bahsedilmez. Demokrasi hesap sorma işidir,
vatandaşın kendisini idare edenlerden hesap sormasıdır, defolu adam hesap
soramaz'' diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, kayıt
dışılığın ''en önemli'' noktasının demokrasi olduğunu kaydederek, hesap soran
demokrasiye ulaşmak için kayıt dışı ekonomiden kayıt altına girmek gerektiğini
vurguladı. Vergi ve prim yükleri artığı ölçüde kayıt dışılığın da artığına
dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, geçen yıl 1 milyon 300 bin kişi istihdama
katılırken, bunun 1 milyon 123 bininin SGK'ya kayıtlı olduğuna işaret etti.
Hisarcıklıoğlu, ''Bundan 10 sene önce bunu konuşamazdık. Bu niye oldu-
Üzerindeki yükü azalttığın zaman adam, 'aman SGK müfettişiyle uğraşmayayım'
dedi'' şeklinde konuştu. Hisarcıklıoğlu, yeni Türk Ticaret Kanunu'na
değinirken, yasanın bu haliyle geçmesi durumunda, muhasebecilerin ''defterini
tutacak mükellef bulamayacağını'' söyledi ve salondakileri, mükelleflerini
yasayı okumaları yönünde uyarmalarını önerdi.
''Türkiye'nin önümüzdeki süreçte bu makası daraltması
gerekiyor'' Sosyal Güvenlik
Kurumu Başkanı Fatih Acar da Türkiye'de 74 milyon
vatandaşın genel sağlık sigortası şemsiyesi altında bulunduğunu belirterek, 11
milyon 402 bin kişinin 4/A'lı olduğunu, 2008-2009 yıllarına bakıldığında 9
milyon 500 binlerden, reform sonrasında sigortalı sayısında ciddi bir artış
olduğunu kaydetti. 3 milyon 312 bin kişinin de 4/B'li olduğunu ve 4/C'li
memur sayısının 2 milyon 576 bin kişi olduğunu ifade eden Acar, toplam aktifin
17 milyon 291 bin kişi, toplam pasifin 10 milyon 80 kişi olduğunu söyledi.
Türkiye'de 10 milyondan fazla emeklinin
bulunduğunu, aslında bunun olmaması gerektiğini anlatan Acar, ''Normalde sosyal
güvenlik sistemlerinin sürdürülebilmesi için 4 aktif çalışanın 1 pasife bakması
gerekir, ancak Türkiye'de bu oran 1,85'tir, 2 bile değil. Biz daha çok
çalışmamız ve mesafeler almamız gereken noktadayız'' dedi. Acar, Türkiye'de 1
Ocak itibariyle 8 milyon 865 bin yeşil kartlının da sisteme girmesiyle birlikte
banka sandıkları dışında nüfusun tamamının genel sağlık sigortası çatısının
altına girdiğini aktararak, şunları kaydetti:
''Mali yapımıza bakıldığında gelirlerimiz, 102,6 milyar TL, giderlerimiz
116,3 milyar TL'dir. Fark 13,6 milyar TL'dir. Aslında 25 milyar liraydı, fakat
geçen yıl prim yapılandırmasıyla birlikte 13,6 milyar TL olarak gerçekleşti.
Transfer rakamımız da 43,8 milyar TL'dir. Hazine bu kaynağı SGK'ya aktarıyor.
Burada bakıldığı zaman prim gelirlerimizin, emekli aylıklarımızı karşılayamadığı
bir tabloyu görmüş oluyoruz. Prim gelirlerimiz 73,1 milyar TL, emekli
aylıklarımız 80,066 milyar TL. Yani Türkiye'nin önümüzdeki süreçte bu makası
daraltması gerekiyor.'' Acar, 2009 yılında 7,5 milyar TL peşin, 6110 sayılı yasa
çerçevesinde 9 milyar TL'nin üzerinde tahsilat gerçekleştirdiklerini kaydetti.
''Kayıt
dışılık, uygun zaman bulunduğunda bir virüs gibi bütün bünyeye
yayılmaktadır'' Türkiye Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği
(TÜRMOB) Genel Başkanı Nail Sanlı da TÜRMOB'un kamu
kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olduğunu ve 87 bin üyesi bulunduğunu
belirterek, birliğin, yıllardır iş dünyası ile devlet arasında köprü görevi
gördüklerini kaydetti. Sanlı, Türkiye'de meslek camiasında yorucu günler
yaşandığını ifade ederek, Anayasa platformu çalışmalarıyla il il dolaşarak
çalışmalara destek verdiklerini ve halkın taleplerini içeren dosyaları TBMM
Başkanı Cemil Çiçek'e ulaştırdıklarını söyledi.
Yeni Türk Ticaret Kanunu sürecine ilişkin bir seferberlik şeklinde eğitim
çalışmalarına devam ettiklerini anlatan Sanlı, ''Türk ticaretinin çağdaşlaşması,
gelişmesi için (yeni) Türk Ticaret Kanununun kısmi değişiklikler yapılarak
mevcut yapısının korunarak, uygulanmasından yana olduğumuzu ifade etmek
istiyoruz'' diye konuştu. Sanlı, sosyal güvenlik uygulamalarının ülke
nüfusunun büyük bir bölümü kapsadığını aktararak, şu görüşleri paylaştı:
''Bu sistem ne kadar verimli olursa toplumun en
geniş kesimleri ona göre payını alacaktır. Bu düzenlemeyi başarılı kılan
uygulamacıların gösterdiği başarılardır. 15-20 yıl önce 3 sosyal güvenlik
kurumunun bir çatı altında birleşeceğini anlatsaydık kimse inanmayacaktı.
Vatandaşlık numarasıyla işlem yapmak demek ki ütopik değil, eğer istenirse
hayata geçirilir. SGK, kayıt dışı istihdamı önlemeyi hedefleri haline
getirmiştir. Kayıt dışılık, uygun zaman bulunduğunda bir virüs gibi bütün
bünyeye yayılmaktadır ve herkese büyük zarar vermektedir. Haksız rekabet zemini
oluşturan, büyümeyi önleyen kayıt dışılığı önlememiz gerekiyor. Bizim
mesleğimizin temeli kayıttır. Kayıt dışılıktan büyük zarar görmektedir. Kayıt
dışılığa karşı hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor.''
Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun düzenlediği
toplantıda, yeni Türk Ticaret Kanunu'na ilişkin bazı maddelerde ufak bir
revizyona gidileceğini gördüğünü belirten Sanlı, şunları söyledi:
''Yeni kanun 400. maddesi çok önemli bir
maddedir. TTK taşıyıcı kolonlarından bir tanesidir. Bu maddenin hiçbir yara
almadan, ötelemeye gerek kalmaksızın kısmi bir geçiş yapılabileceği izlenimini
aldım. Mikro işletmeler bunun dışında kalabilir. Bazı küçük, orta çaptaki
işletmeler de bunun dışında tutulmaya çalışılıyor. Mümkünse TTK ruhuna uygun
bütün ticari şirketlerin denetlenmesine ilişkin öngörü bozulmadan geçsin.
Denetim maliyetini rahatsız edici unsur olarak gözlemledik. Bu konuyla ilgili
bir erteleme, istisna yaratmayın biz denetim maliyetleri konusunda anlaşırız,
bundan emin olun.
Özellikle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde bulunan yasanın uygulama
yetkisi Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartlarına bırakılmak istenmektedir. Bu kurumun önemli yetki alanları
vardır, ancak TTK uygulaması Bakanlık uhdesinden çıkarılmamalıdır.''
''Özel usulsüzlük cezalarının
kaldırılmasını istiyoruz'' İSMMMO
Başkanı Yahya Arıkan ise devlet ile iş dünyası arasında köprü
görevini üstlendiklerini belirtti. İtibar, saygı ve hak ettikleri ücretleri
almak istediklerini ifade eden Arıkan, şöyle dedi:
''Özel usulsüzlük cezalarının kaldırılmasını istiyoruz. Müşterilerimizin
işlerinin büyümesini istiyoruz. Kayıt dışı ekonominin ortadan kalkmasını
istiyoruz. Hesap verebilir bir Türkiye istiyoruz. Ekonomisi, yatırımcısı olmayan
bir ülke olabilir mi- Muhasebecisi olmayan yatırımcı olabilir mi- Ne sizi yok
sayabilirler ne bizi yok sayabilirler. Mükellef bilgilerinin güncellenmesi
gerekiyor. Biz muhasebe camiası olarak hizmet etmek istiyoruz, ama emeğimizin
karşılığını da almak istiyoruz. Oda olarak mükelleflerimize tarifedeki 100
liralık rakamın alınmasını söyledik. Odanın telefonları kilitlendi. Biz sadece
defter tutan değil, iş dünyasını devler ligine taşımak
istiyoruz.''
|