Erdal Eren, aynı zamanda Göçay
AŞ’nin ortağı ve yöneticisi. Ama bu röportajda kendisiyle
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı sıfatıyla konuştuk.
Sektörün önemli sorunları var. Bunların bir kısmı yıllardır gündemde ve hâlâ
çözüm bulunmuş değil. Bazılarında biraz yol alındı. Müteahhitlik karnesi,
sertifikası konusunda iyi gelişmeler var. TMB, ‘her önüne gelen’in bu işi
yapmamasını istiyor. Eren’in verdiği bilgiye göre bu konuda bir yasa çalışması
Bakanlar Kurulu’nun önünde. Teminat konusunda da Halk
Bankası devreye girdi ama Ziraat hâlâ devrede değil.
Türk şirketleri bu sorunla büyük bir maliyete katlanarak boğuşmaya devam ediyor.
Türk bankalarının tenimatları neden kabul edilmiyor? Eren’in verdiği yanıta
göre, bunun nedeni 2001 krizindedeki büyük banka batışlarının yol açtığı
kuşkular... Ama bu krizde Türk bankaları çok iyi bir sınav verdi. Tek bir banka
batışı yok. Kâr rekorları kırılıyor. Efsane bankalar sapır sapır dökülürken,
Türk bankaları dimdik ayakta!.. Buna karşın neden?
Eren’le sektörü, sorunları, planlarını konuştuk:
Sizin sürekli gündeminizdedir, şu ehliyetsiz müteahhitler... Bir
gelişme var mı o konuda?
Nihayet yeni, Bayındırlık Bakanlığı özel sektör müteahhitlerinin sicilinin
tutulmasını, bir belge verilmesini öngören düzenleme üzerinde çalışma yaptı.
Bakanlar Kurulu imzasına açıldı. Bırakınız sıfırdan başlayanı, yaptığı binası
çöken bile inşaat yapmayı sürdürüyor. 200 binden fazla insan müteahhit
kartviziti taşıyor.
Nasıl bir düzenleme bu?
Yasa ortaya çıkacak, alt mevzuatı oluşacak. Görüş aldılar. Kolayına kaçılmak
istendi. Sadece kamu ihalelerine katılan müteahhitleri belgeye bağlamak
istiyorlardı. Anlattık, kamu idareleri hiç değilse bir sicil tutabiliyorlar.
Aman ne olur yap satçılara el atın dedik. Şimdi yapı müteahhitliğine girmek için
bir sertifika alınacak. Kriterler getirecekler. Kişinin kendisinin teknik
eğitimden geçmiş olması veya teknik kadroları sorumlu mevkilerde istihdam ediyor
olması gibi. Belge kiralamaları önleyecekler. Sonra da gerek kamu gerek özel,
herkesin bir sicilini tutma düşüncesi var. Yaptığı apartman yıkılmış bir
müteahhidin mesleğe devam imkânı olmayacak ama oğlunun adına devam eder mi,
nasıl önlenir bunları göreceğiz.
Devletin binası yıkılıyor
Kamu ihalelerinde giderek subjektif kriterlerin öne çıktığı
görülüyor
Kamu yapılarında aşırı düşük teklif verme hastalığını önleyemiyoruz. Kamu
İhale Yasası (KİY), AB kriterlerine göre değişti ama 15 tadilat yapıldı. Kamuda
tamamlanamayan, tekrar ihale edilen veya teknik kriterlere, kaliteye uygun
olmayan yapılar dolayısıyla büyük kaynak israfı oluyor. Türkiye deprem bölgesi,
vatandaşın evinden çok kamu binaları yıkılıyor. Tek nedeni yeterlikli firmanın
ve yeterli kalitede yapımını sağlayacak doğru fiyatın belirlenmemiş olması.
TOKİ ihalelerinde müteahhitlerin işi almak için yüksek gelir payı
teklif ettikleri, bunun da konut fiyatlarını yukarı çektiği
söylenir...
TOKİ’ye iş yapan müteahhitlerin en büyük cayırtısı, TOKİ’nin düşük fiyatları.
Kaliteli iş yapanlar uzaklaştı. TOKİ kriz döneminde çok önemli bir işlev yaptı.
Krizden yap sat sektörünün beli büküldü. TOKİ’nin devlet arazilerini kullanıp
biraz daha inşaat yaptırabilme imkânı var. Ha ‘yandaşa yaptırıyor’ filan
deniliyor. Ona da kulak kapatıyorum. İhalesiz iş yapmıyor. Belli dönem belli
firmalar biraz daha öne çıkıyorlar. Yandaş dedikoduları çıkıyor. Ama bunu TMB
olarak belgeleyebilme imkânım yok. İstanbul Belediyesi’nden şu daha çok alıyorsa
o firma kayrılıyor demek kolay değil. TOKİ konutlarında herhangi bir depremde
can kaybı olacağına inanıyorum. Altyapısı, projeleri kriterlere uygun.
Müşavirler kontrol ediyor. TOKİ inşatı Anadolu’ya yaydı. Ankara, İstanbul’dan
kaynak bularak Bitlis’i, Varto’yu yapıyor. Kapatılmasını isteyenler var. Ben
bazı meslektaşlarımdan farklı düşünüyorum. Erdoğan Bayraktar, son iki iktidar
döneminde göreve getirilmiş en başarılı kamu yöneticilerinden biridir.
|