BR> Tarih, kimlik, kamusal alan üzerine…
Günümüz tüketim toplumu yeni mal ve hizmetler yaratarak, bunu insanlara
gereksinim olarak sunuyor ve böylece yeni karlı yatırım alanları oluşturuyor.
Satın aldığımız her şey, kar güdüsü ile biçimlenmiş bir sürecin sonunda bize
ulaşıyor. Giydiğimiz kotlar ve botların bize ulaşması sürecinin ardında açlık ve
sefalet (Davis, 2007) öyküleri yatıyor. Metalaştırılma
hususunda söz konusu olan kentler olduğunda, kentin kamusal mekanlarının bir
tüketim nesnesi haline getirilmesi de dikkat edilmesi gereken bir sürece işaret
ediyor. Öyle ki bu süreç, toplumun benliğini, yaşamını ve kimliğini doğrudan
etkilemektedir. İnsan, kendini kullandığı mekanlar ile anlamlandırır, yaşama
biçimini oluştururken, mekana kimliğini veren biraz da işte o kullanıcılar,
orada yaşayanlar, orayı yaşatanlar olur.
Kentsel mekan bir kez oluştu
mu, orası artık yalnızca mülk sahibinin değildir. Estetik ve bilişsel açıdan,
bir davranış ortamı olarak tüm kentlileri etkiler. Özel mülklerin sınırları,
kamusal alanın başladığı yerdir. Dolayısıyla artık söz konusu olan şey artık
kamusal mekandır ve kamusal mekan yalnızca o anda yaşayan kullanıcılar değil,
gelecek kuşakların da mekanı olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, kentsel
mekanın oluşum ve dönüşüm sürecine yaklaşırken çok daha ince eleyip, sık
dokunması, bilimsel altyapı açısından kent planlama ve mimarlık disiplinlerinin
bu süreç içinde yer alması gerekir. İşin normali budur, ancak burada işler bu
şekilde yürümüyor.
Kamusal mekanların özelleşmesi,
“artık bu sokaktan değil, diğerinden geçin” diyen yatırımcının ve buna en basit
anlamıyla izin veren yerel yönetimin göremediği bir sürece işaret eder:
kullanıcıların bölünmesi yoluyla birileri için bir sokak artık iç mekan haline
gelirken diğerlerinin dışarıda kalması, kamusal alanın kamusal olmasının ardında
yatan neden-sonuç ilişkilerini öldürür. Bu yalnızca kentsel mekandaki
geçirgenliğin azalması değil, kişilerin özel malı olmayıp, herkesin yaşamının
bir parçası olan bir kamusal alanın özelleştirilmesi, kentsel belleğin, anıların
ve nihayet orada yaşayanların hayatlarına bir müdahale anlamı taşımaktadır.
Tarihi kimliğe sahip mekanların da boş yatırım alanları gibi bu süreçten
payını kendince aldığı bir aşamadayız. Yeni yaşam tarzı sunuyoruz diye
birbirinin neredeyse aynı özelliklere sahip kapalı siteler ya da rezidanslar
gibi, sokaklar da barındırdıkları tarihi kimliğin nakde dönüştürülebilir
olmasıyla, kullanıcılar açısından parçalanıyor. Son 20 yıldır yaşadığımız ve
yukarıda ana hatları ile özetlenmiş olan bu süreç, ileride bütün sokakların ve
giderek meydanların özelleşmiş alanlar haline geleceğine mi
işaret ediyor?
Bu durumda dönüp yerel yönetimlere bakmak gerekiyor.
Yerel yönetimler, kamu adına iş gören kurumlar olarak, kentin düzeninden sorumlu
yetkili mercilerdir. Kentsel arsa üretimi gibi mevcut arsaların ve yapıların
kullanım biçimlerinin belirlenmesi de kent planları aracılığı ile yine yerel
yönetimin sorumlu olduğu bir alanı oluşturuyor. Diğer görevlerine burada
girmiyorum. Ancak bu kentsel mekanın nasıl kullanılacağına karar verme meselesi,
aynı zamanda kamusal mekanların kullanım biçimi ve özelliğini de belirliyor.
Uzun lafın kısası, tüm kentliler adına iş gören yerel yönetimlerin kamusal
mekanların özelleştirilmeleri konusunda hassasiyet göstermesi bir yana, bunu
teşvik etmesi ve buna ortak olması pek anlaşılır değil. Yoksa belediye, tüm
kentliler için değil yalnızca yatırımcılar için mi iş yapıyor?
Ebru Firidin Özgür / Yrd. Doç. Dr., Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama
Bölümü
Kaynaklar:
* Dönmez, Sinem
(2009), Beyoğlu’nun içinde yeni Beyoğlu”, Cumhuriyet, Hafta Sonu Eki, 28 Kasım
2009, cumartesi, sy. 12
* Davis, Mike (2007), Gecekondu Gezegeni, Metis
yayınları, İstanbul
* Firidin Özgür, Ebru (2006), Sosyal ve Mekansal
Ayrışma Çerçevesinde Konut Alanlarındaki Yeni Eğilimler: Kapalı Siteler,
Çekmeköy, İstanbul Örneği, Doktora Tezi, MSGSÜ FBE, İstanbul.
* Karaman,
Aykut, Firidin Özgür, Ebru (2008), Urban Projects in Istanbul, A Critical
Assessment on Critical Developments” Urbanistica PVS, Decembre 2008, p: 15-20,
Roma, Italy
* Özaydın Gülşen, Firidin Özgür, Ebru (2009), “Büyük Kentsel
Projeler Olarak Alışveriş Merkezleri”, Mimarlık, 347, s: 83-88, Mayıs-Haziran
2009, Ankara.
URL1: http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=12659585,
erişim tarihi: 5 Aralık 2009
URL2: http://saraysoytarisi.blogspot.com/2009/10/mika-group-seni-seviyoruz.html,
erişim tarihi: 5 Aralık 2009
|