Artvin'in Şavşat İlçesi'nde 5 kişinin
hayatını kaybettiği sel felaketiyle ilgili bazı siyasi parti ve kuruluşlar
tarafından yapılan basın açıklamasında bentlerle oluşan göletlerin olmaması
halinde felaket boyutunun daha büyük olacağını iddia eden DSİ 26'ncı Bölge
Müdürü Sezai Sucu'nun yalan söylediği öne sürüldü. Sucu'dan
bilgi alan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun da aynı
görüşleri tekrarladığı, Başbakan Erdoğan'ın da yalana ortak olduğu ileri
sürüldü.
İnönü Caddesi'nde yapılan açıklamaya yaklaşık 30 kişi
katıldı. Felakette hayatını kaybedenlerin yakınları, CHP ve ÖDP ilçe örgütü,
Eğitim-Sen ve Belediye-İş Sendikası'nın destek verdiği eylemde basın
açıklamasını ÖDP Şavşat İlçe Başkanı Ferruh Aydı okudu. Şavşat
tarihinde böyle bir olay görülmediğini belirten Aydı, geride acılı aileler
kaldığını belirterek, şunları söyledi:
“Yağmur yağdı, sel kalktı. Ama bu bildiğimiz sel felaketi değildi. Bunun daha
öncesi vardı. DSİ, Tigrat Deresi'nde sözde ıslah çalışması yaptı. Perde betondan
arka arkaya göletler oluşturdu. O göletlerden bazıları art arda patlayınca selin
gücü ikiye, üçe katlandı. Felaketin bu boyutta olmasının asıl nedeni bu
göletlerdir. Ama DSİ Bölge Müdürü, “Bu göletler olmasa, felaket daha da büyürdü.
Bu şiddette bir yağış ancak 500 milyon yılda 1 yağar’ diyor. DSİ Bölge Müdürü
yalan söylüyor. Çünkü aynı dere benzeri sağanak yağışları çok gördü ama bu
boyutta bir felaket hiç yaşanmadı. DSİ Bölge Müdürü'nün yaptırdığı bentlerin 50
metre yukarısında aynı yağmurun, aynı selin hiçbir tahribat yapmadığını bütün
Şavşat halkı biliyor. Ama o pişkin pişkin yalan söylüyor. Orman ve Çevre'den
sorumlu Bakan ise yine DSİ Müdürü'nden aldığı bilgiler ile aynı yalanı
tekrarlıyor. Müdürü koruyor, aynı suça ortak oluyor. Bu suç ortaklığı sadece DSİ
Müdürü ve bakanla kalsa iyi. Basından öğreniyoruz ki bu ülkenin Başbakanı da
aynı yalana ortak olmuş. Başbakan da bakandan aldığı bilgileri bilinen uslubu
ile tekrar etmiş. Başbakan ‘Herkes haddini bilecek’ diyor. Demek ki Başbakan
aldığı bilgilerin doğruluğundan o kadar emin ve vicdanen o kadar rahat ki,
‘Afetler karşısında herkes haddini bilecek’ diye buyurmuş. Çöken bentlerin neden
çöktüğünü araştırmak yerine, ‘Şavşat’taki çöken bentlere yapılacak bir şey yok’
diye hükmetmiş.”
Açıklamada Başbakan Erdoğan'ın DSİ'nin keşif bedeli 2 milyon TL olan ihaleyi
950 bin TL'ye neden verdiği, bu kadar düşük fiyat ile alınan bir işin sağlam
yapılamayacağı, bu işin denetleyen, imzalayanların sorumsuzluğunu araştırması
gerektiği belirtildi. Başbakanın bunların yerine ihmal ve usulsüzlüklerin
üzerinden atlayarak felakete ‘doğal afet’ demesinin ölen insanlarla, acılı
aileleri ve Şavşatlılar'la alay etmek olduğu öne sürülürken, “Esas sorumlular el
birliği etmişçesine DSİ'nin sebep olduğu bu felaketi sıradan bir felaket olarak
göstermek istiyorlar” iddiasında bulunuldu.
Müftüye de tepki
ÖDP ilçe Başkanı Ferruh Aydı, sel felaketinde cenaze namazını kıldıran ilçe
müftüsüne de tepki gösterdi. Aydı, Çevre ve Orman Bakanı'nı ve DSİ Müdürü
‘anladıklarını,' ‘suçlu psikolojisi' ile aynı şeyleri söyleyip kendilerini
korumaya çalıştiklarını savunurken, şöyle devam etti:
“Peki ama cenaze namazını kıldıran müftüye ne demeli? O da bu yalanları
tasdik edercesine, ‘Tabii afet’ nitelemesini hangi uzmanlık bilgisi ile
söylüyor. Haksızlığa karşı sessiz kalan dilin nasıl bir dil olduğunu unutan din
adamını kendi vicdanıyla baş başa bırakıyoruz. Onlar kendilerini akıllı, biz
Şavşatlılar'ı ise aptal yerine koyuyorlar. Böylece felaketin üstünü kapatıp
sorumluluktan kurtulmak istiyorlar. Birbirinin ayağına basmayan basmaya dahi
cesaret edemeyen uyduruk bir heyet yerine bağımsız bir inceleme heyeti
istiyoruz.”
Ortak basın açıklaması ardından, sel felaketinde yaşamını yitiren Dildar,
Özgen ve 5 yaşındaki Selin Demiral'ın yakını, Kimya Mühendisi Serhat Dülger de
konuştu. Dülger, “Korkunç ihmaller ve sorumsuzluğun neden olduğu yapay bir
felaket neticesinde 3 canımız kaybettik. Bu felaket, kesinlikle doğal bir
felaket değildir. Hiçbir uyarı dikkate alınmadan, hesapsız ve plansızca dere
yatağına yapılan bentler felaketin hazırlayıcısı olmuştur. Bize bu kadar büyük
acıları yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yoktur” dedi. Dülger, şöyle devam etti:
“Henüz 5 yaşındaki dünyalar tatlısı, göz bebeğimiz Selini’mizi kaybetmek bize
acıların en büyüğünü yaşattı. Dünyamız çocuğumuzun küçücük bedeniyle birlikte
sulara gömüldü. Bütün bu yaşadığımız acıların üstüne Çevre ve Orman Bakanı
Eroğlu'nun yaptığı talihsiz ve bir o kadar da gerçek dışı açıklamalar acımızı
kat kat arttırdı. Biz bu bölgede yaşayan, felaketin neden ve boyutunu
anlayabilecek kapasite ve tecrübeye sahibiz. Bentlerin, plansız, hatalı ve
denetimsiz olduğunu, eksik malzeme kullanıldığını, ucuza mal edildiğini, suyun
gücüne dayanıksız olduğunu çok çok iyi biliyoruz. Bu sel felaketi değil, bent
felaketidir. DSİ'yi ,ihaleyi alan firmayı, müteahhitleri ve kontrol
mühendislerini yüzde 100 suçlu buluyoruz. Kurumlar ve kişiler hakkında hukuki
hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Suçlulara gereken cezalar verilinceye kadar
bütün gücümüzle ve sabrımızla olayın takipçisi olacağız. Olayın ört bas
edilmemesi adına bütün yetkilileri ve kurumları göreve çağırıyoruz.”
Bu arada, Şavşat ilçe merkezinde belediye hoparlörlerinden de meteorolojik
uyarılar yapılmaya devam ederken bu yıl 20'nci yapılacak olan ‘Geleneksel Sahara
Pancarcı Festivali' iptal edildi.
|