STRONG>Muş’a bağlı Sütlüce köylüleri hizmet alamamaktan
şikâyetçi. Altyapısı olmayan köyde, kanalizasyon suları sağlığı
tehdit ediyor. Çocukların enfeksiyon kaparak sık sık hastalanmaları dikkat
çekiyor. Evlerin önünde veya bahçesinde foseptik çukurları var.
Üstü gelişigüzel örtülen foseptik çukurları, çocuklar için de ayrı bir tehlike
oluşturuyor. Köye altyapı isteyen köylüler, İl Özel
İdaresine, Başbakanlığa ve İçişleri
Bakanlığına sayısız müracaatta bulundu. Devletten sadece boru ve kepçe
istediklerini söyleyen köylüler, işçilik masraflarını kendilerinin
karşılayacağını ifade etmelerine rağmen, hizmet
alamadılar.
Kanalizasyon Suyunda
Oyun
Kanalizasyon sularının fosseptik çukurlarından taşması
sonucu, evlerin önü ve köy arazisi, mikroplu sularla dolmuş durumda. Sütlüce
köylülerinden Cevdet Özdemir: “Bu mahallede oturuyorum,
kuyuların üstünü kendimiz kapattık. Bu pis sular çocuklar için tehlike
yaratıyor. Çocuklarımız hasta oluyor, doktora götürüp getiriyoruz. Bu kuyular
çok tehlikeli, hayvanlar düşüyor, çocuklar düşüyor, çocuklar bu pis suların
içinde oynuyorlar. Evlerimizin içi de mikrop doldu.
Komşumuzun çocukları
hasta oldu. Bir hafta hastanede yattılar. Eski Valimiz gelip burayı gördü.
Buradaki sorunu çözeceğiz dedi. Ama sorun çözülmedi. Başbakanlığa da yazı
yazdık. Oradan cevap geldi, gereken yapılsın diye ama maalesef kimse bir şey
yapmadı. Özel İdare’ye gittik “ödenek yok” dediler. 825 metre
kanalizasyon kazıldı boş arazide. Bu kazılan yerin hiçbir bağlantısı yok.
Gerekli kurumlara bilgi de verdik ama bir cevap alamadık. İmkânımız olsa
kendimiz yapacağız, ama imkânımız yok” dedi.
‘İki Çocuğum
Ameliyat Olacak’
Fosseptik çukurlarından taşan pis sudan dolayı,
köydeki çocuklar hastaneye abone oldu. Sütlüce köyünden 5 çocuk annesi
Ümmügülsüm Işık: “Bu kapımın dört bir etrafı pis suyla dolu.
Çocuklarımız hasta oluyor. Doktora götürdüğümde, bu pis sulardan hasta olduğunu
söylediler. 5 çocuğum var. Bir çocuğum yatakta, çok hasta. Bu mikroplu sudan
enfeksiyon kapmış. Doktor göğsünün mikroptan dolayı iltihap kaptığını söyledi.
İdrar yolları da öyle iltihap kapmış. Bu kanalizasyon suyundan dolayı hastalık
kaptılar. Önümüz yaz, artık kokudan duramayız. Sinekler de ayrıca bir dert”
dedi.
Eşi hayatta olmayan, 4 çocuk annesi Gönül Birgül
ise şunları söyledi: “4 yetim çocuk büyütüyorum. Foseptik kuyusu bahçede. Her an
çocuklarımın bu kuyuya düşme ihtimali var. Ben tek başına bir kadınım. Sular
doğayı, çevreyi kirletiyor. Yaz olunca kapımızın önünde oturamıyoruz.
Pis
sular evin altına kadar sızıyor. 2 çocuğum enfeksiyondan, kirli sulardan,
etrafın kirliliğinden 30 Mart’ta ameliyat olacaklar. Ben ne yapacağımı şaşırdım”
dedi. Gönül Birgül’ün 8 yaşındaki Uğur ve 10 yaşındaki Şirvan isimli çocukları,
kanalizasyon suyundan kaptıkları enfeksiyondan dolayı ameliyat
olacak.
‘Bu Pislik Ortadan Kalksın’
Kanalizasyon
borularının boş araziye döşendiğini, boruların döşendiği yerde ev olmadığını
söyleyen Medeni Maral: “Ben bu pislik için mahkemelerdeyim.
114 parsel var. Muhtar buradaki kanalizasyonu ev olmayan yere
götürdü. Yetkililer de gelip burayı incelediler. Ama hiç kimse bir şey yapmadı.
Ev olan kısımda hiçbir çalışma yapılmadı. Buranın haline bakın. Devlet bizden
vergi alıyor, dağ başındaki köylere bile kanalizasyon çalışmaları yapılıyor
ancak şehrin merkezindeki bir yerde bu çalışma yapılmıyor. Gelip baksınlar, bu
mahallede insanlar ne kadar pislik çekiyor, görsünler. Her taraf kanalizasyon
suyu, her taraf kokuyor, mikrop içinde yaşıyoruz” dedi.
Arıtma
Tesisi Çürümeye Terk Edilmiş
2006’da yapılan
arıtma tesisine hiçbir yerden bağlantı yapılmamış, Büyük
paralar harcanarak yapılan arıtma tesisi çürümeye terk edilmiş durumda. Arıtma
tesisi çalışmalarında bulunan Cevdet Özdemir de,”2006’da bu
altyapının ihalesi yapıldı. 3 bin 500 metre üzeri. Burada
bin 400 metre yapıldı, geri kalanı durduruldu.
Arıtma
tesisi yapacağız dediler. Arıtma tesisini yaptılar ama boş, çürüyor. Bu arıtma
tesisine hiçbir yerden bağlantı yok. Kanalizasyon sularının bir kısmı araziye,
bir kısmı da rögarlardan dışarı çıkıyor. Devlet bize sadece boru, kepçe versin,
işçi parasını biz verelim. Gerekirse işçi olarak biz çalışalım. Şehir merkeziyle
köyün arası 7 kilometre, arada bir demiryolu geçiyor. Bizim
çektiğimiz bu eziyet nedir?” dedi.
|