"Tasarım Akışkanlığı: Katılımcı...
“Şehirler Uzay Gemisi Haline Geliyor”
"Kentlerin Geleceği: Radikal...
“Şeffaf Kentte Güç Bireyde Artık!”
“Kentlerin Geleceği: Radikal Değişiklikler” başlıklı bir etkinlikte sunum yapmak üzere İstanbul’a gelen Studio Zeitgeist’in kurucusu Gazeteci, Yazar Farid Tabarki ile kentlerin geleceği üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Kendinizi sosyal girişimci olarak tanımlıyorsunuz. Burada “Kentlerin Geleceği: Radikal Değişiklikler” başlıklı bir sunum yapmak üzere buradasınız. Genç, sosyal bir girişimci kentlerin geleceği için neler yapabilir?
Bununla ilgili en ilginç örneklerden biri www.airbnb.com internet sitesi. Eğer bir apartman daireniz varsa bu internet sitesi aracılığıyla onu kiraya verebiliyorsunuz. Dünya üzerindeki herhangi bir yerden herhangi bir kişi sizin evinizi kiralayabiliyor. Eskiden böyle bir şey yoktu ve yabancı bir şehre gittiğinizde mutlaka otel odası kiralamak zorundaydınız. Ama şimdi şehirdeki her ev potansiyel birer otel odası. Bunu birisi düşündü, “neden olmasın” dedi, “bundan para kazanabilir miyim” dedi ve yaptı. Bu çok güzel ve başarılı bir girişimcilik örneği. Bu internet sitesi sayesinde seyahat endüstrisinin girdileri tamamen yeniden tanımlanıyor. Kentlerin geleceğindeki radikal değişimler ne olacak? Kent yaşamında şu anda bizler merkezi sisteme bağımlıyız. Elektrik enerjisine veya fabrikalara ihtiyacımız var; çalışmak için ofis binalarımıza gidiyoruz. Benim olması gerektiğini söylediğim radikal bir değişim; “merkezden yönetilmeme”. Yani, çatılarımıza koyduğumuz güneş panelleriyle enerjimizi kendimiz üretebiliriz ve üretici biz oluruz; bir enerji merkezine ihtiyacımız kalmaz. Ya da bireysel olarak yapabileceğimiz tarım sayesinde kendi yiyeceğimizi üretmeye başlarız. İnternet ve yeni teknolojiler sayesinde artık büyük ofis binalarına gitmemize gerek olmayabilir, evden çalışabiliriz; yani artık şehir bizim için çok daha farklı bir yere dönüşebilir. İlgi alanlarınızdan biri olan sosyal medyanın kentlerin gelişimindeki rolü nedir sizce? Şehirlerimiz artık şeffaflaştı. Özellikle de google’ın “street view” programı sayesinde. Sanırım henüz İstanbul’da yok ama pek çok büyük şehirde var bu sistem. Artık seyahat etmenize gerek bile yok; bu program sayesinde pek çok şehri olduğunuz yerden deneyimleyebiliyorsunuz. 3D görüntüler sayesinde görmek istediğiniz şehrin sokaklarında adeta yürüyerek geziyormuş gibi oluyorsunuz. Haritalar da artık gerçek gibi. Şehirde olan biten de artık şeffaf değil mi? Örneğin yeni bir internet sitesi var; Chicago’da, şehirdeki barlarla ve oralardaki webcam’lerle birebir bağlantılı. Bu webcam’ler bardaki insanların yüzlerini tarıyor ve internet sitesinde barın o sırada dolu olup olmadığıyla ilgili bilgi veriliyor: “Şu anda içeride kaç kadın, kaç erkek var, yaş ortalaması nedir” vb... Yani bara gitmeden orada ne var ne yok her şeyi biliyorsunuz. Sonra arabaya atlayıp bara gidiyorsunuz. iphone’unuzdan boş yeri olan otoparkları görebiliyorsunuz. Sonra bara girince ordan “check in” yapıyorsunuz, foursquare’den twitter’dan veya facebook’dan kendinizi etiketliyorsunuz. Böylece arkadaşlarınız da nerede olduğunuzu biliyor. Yani burası artık “şeffaf bir şehir”. Bu da bizim şehirdeki davranış biçimlerimizi tamamen değiştiriyor, şekillendiriyor. Yani sosyal medyayı kullanarak şehirle ve şehirdekilerle bağlantı kurmak artık çok daha kolay. “Güç artık bizde” diyebiliriz. İstanbul’a pek çok kez gelmişsiniz. Belki biliyorsunuz, İstanbul’da geniş bir kentsel dönüşüm çalışması başlatıldı. Yaşadığınız Amsterdam şehri de UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmış, özellikli bir kent. Orada bu tip kentsel dönüşümler nasıl oluyor, dünya çapındaki kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Biliyorsunuz Amsterdam kanallardan oluşuyor. Unesco’nun bu kanallarla ilgili bazı yaptırımları oldu ve pek çok kişi buna karşı çıktı. Evlerdeki tek bir tuğlayı bile değiştirmenize izin vermiyorlar. Burasının müze şehir olması istendi. İstanbul’da da böyle şeyler olduğunu biliyorum. Şehirler çok çabuk değişiyor ve dönüşüyor, tabii kalabalıklaşıyor da. Doğal olarak değişiklik de kaçınılmaz oluyor. Eğer değişimi kabul etmezseniz Venedik’e dönüşürsünüz, ki biliyorsunuz Venedik’e her yıl 50 milyon turist geliyor ama Venedik’te yaşayan hiç kimse yok, yani Venedikli yok. Hassas bir denge kurmak gerek, ne kadarını dönüştürmelisiniz ne kadarını korumalısınız… Teşekkürler. |