Foto: Sinan Gül (AA)
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, İstanbul Sanayi Forumu 2012 Yılı 1.
Meslek Komiteleri Ortak Toplantısında, meslek komite üyelerini dinlediklerini
belirterek, bunların hepsini değerlendireceklerini ve diğer hedefler ve
politikalar içerisinde sonuçlandıracaklarını kaydetti.
Bu toplantıda İstanbul'un tartışıldığını ve İstanbul'un ağırlığı
düşünüldüğünde aslında Türkiye'nin tartışıldığını ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin
rekabet gücü sıralamasında ilerleme sağladığını ve küresel krizin yoğunlaştığı
ortamda bu gücün korunması ve kaynakların değerlendirilmesi gerektiğini
söyledi.
Yılmaz, Türkiye'nin rekabet gücü sıralamasında 2010 yılında 139 ülke arasında
61. iken 2011 yılında 142 ülke arasında 59. olduğunu anlatarak, şunları
aktardı:
''Bu verilerde sanayimizin önemli yeri olduğunu biliyoruz. Sanayi sektörümüz,
2010 ve 2011'de iyi performans gösterdi. Bütün sanayicilerimizi tebrik ediyorum.
Sanayi üretiminde 2010'da yüzde 14.4, 2011'de yüzde 9.2 gibi yüksek oranlarda
büyüme sağladık. Ülke olarak, yüzde 9 ve 2011 kesinleşmemekle birlikte yüzde 8,
8,5 civarında büyüme gerçekleşirdik. Bu, bütün dünyanın gıptayla baktığı bir
durumdur. Avrupa'nın sıkıntıda olduğu dönemde, dünyada bu kadar çalkantıların
olduğu, 'Arap Baharı'nın yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin büyümesi takdire
şayandır.
İhracatımızda 2011 yılında 135 milyar dolara ulaştık. Bunun içinde imalat
sanayinin çok ciddi bir ağırlığı var. 2011 yılı itibarıyla baktığınızda imalat
sanayi ihracatımızın da bir önceki yıla göre geliştiğini görüyoruz. İmalat
sanayi teknolojik içeriğine bakıldığında düşük teknolojili sektörlerin yüzde
47'den yüzde 33'e gerilediğini görüyoruz. Bu olumlu bir gelişmedir. Orta
teknolojiler yüzde 47'den yüzde 64'e yükselmiş durumdadır. Yüksek teknolojide
arzu ettiğimiz durumda değiliz.''
Yılmaz, sanayi stratejisine bakıldığında ilk defa sanayi strateji dokümanı
yayımlandığını belirterek, orta ve uzun vadeli bir vizyon belirlendiğini
kaydetti.
Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
''İstanbul'da sanayinin yerleşimini tartışırken, Türkiye'yi tartışmadan,
gelecek perspektifini tartışmadan karar vermek mümkün değil. İstanbul hepimizin
bir değeri, tarihten bize kalmış, kısmen insan unsuruyla, büyük oranda da
Allah'ın verdiği güzelliklerle bugünlere gelmiş bir değerimiz. 'Bunu en iyi
şekilde nasıl değerlendiririz?' sorusunu düşünmemiz lazım. Burada alternatif
maliyet kavramı çok önemli. 'En yüksek katma değeri nereden sağlarız?'ı
düşünmemiz lazım. 'Alternatif maliyet nedir?' diye sormamız lazım. Bunu
düşünmezsek İstanbul'da her şey değerlenir. Ya o, ya bu mantığı geçmişte kaldı.
Bu mantık bugünkü dünyada mantıklı değil, elbette ağırlıklı yönelimler olabilir
ama hem o, hem bu demek zorundasınız. Uzlaşmaz görülen şeyleri uzlaştırmak
zorundasınız. Asıl maharet bundadır. İstanbul da elbette sanat, kültür, turizm,
ticaret, finans, Ar-Ge, tasarım şehri, bu coğrafi konumu, tarihi dokusuna
bakıldığında hizmet sektörlerindeki yerini görmemek elde değil.''
Yılmaz, İstanbul'un finans merkezi olması konusunda hükümet olarak strateji
ve eylem planı ilan ettiklerini hatırlatarak, ''Kısa vadede İstanbul'u bölgesel
finans merkezi haline getirmek, uzun vadede küresel finans merkezi hale getirmek
istiyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesine 1/100.000'lik çevre planından dolayı
teşekkür ediyoruz. Bunu İstanbul'un geleceği adına hepimizin desteklemesi lazım.
İstanbul'un aynı zamanda sanayi şehri olduğunu bilmemiz lazım. Türkiye'nin
üretimine, ihracatına katma değerde bulunuyor'' diye konuştu.
İstanbul gibi bir ilde yer seçiminin önemli olduğunu ve stratejik bir karar
gerektirdiğini ifade eden Yılmaz, ''Stratejik yer seçiminde, uzun vadeye
etkilerinin düşünülmesi lazım. Ulaşım ve lojistik son derece önemlidir. Sadece
ulaşım hatları değil, gelecekte de nereye gideceğini planlamamız gerekiyor''
dedi.
Yılmaz, Anadolu'ya kurulan bir tesisin toplumdaki sosyal dönüşümü
gerçekleştirebildiğini belirterek, şunları söyledi:
''Su paketleme, ayakkabı tesisi İstanbul için önemli olmayabilir, ama gidip
olmayan yere kurduğunuzda orada sosyal değişimi sağlıyorsunuz. Sanayiyi
Anadolu'nun farklı yerlerine yaymamız lazım. Depremden bahsediyoruz, sanayiyi
tek bir alanda kurmamamız gerekiyor. İstanbul'u düşünürken kendi içinde yerleşim
düzeni var. İstanbul'da sanayiyi nereye dağıtacağız- Marmara, Trakya, Kocaeli ve
çevresiyle, ülke genelinde de sanayiyi nasıl dağıtmamız lazım- Bunu düşünmemiz
lazım. Emek yoğun sektörlerde Bangladeş'e, Çin'e, Hindistan'a gideceğine
sanayimiz, gelişmemiş bölgemize gitsin. Teşvikler sağlayalım.''
Yılmaz, İstanbul'un, Türkiye ekonomisinin bel kemiği olduğunu aktararak, 2010
yılında Türkiye genelinde kişi başına ihracat 1500 dolar civarındayken,
İstanbul'da 4 bin doları aştığını, bu şehirde farklı stratejiler yürütülmesi
gerektiğini dile getirdi.
İstanbul'un yerleşim düzeni belirlenirken çok paydaşlı ve ortaklı bir yapının
oluşturulması gerektiğini belirten Yılmaz, ''İstanbul Kalkınma Ajansımız her
türlü katkıyı vermeye hazır. İstanbul için 2014 ve 2023 yılları için bir bölge
planı hazırlanacak. Yerleşim meseleleri önemli unsur olarak yeniden ele
alınacak'' diye konuştu.
|