TEPAV Ekonomi Politikaları Analisti
Esen Çağlar ile Araştırmacı Yaprak Kurtsal
tarafından hazırlanan 'Türkiye'de Bölgesel Sanayi Stratejilerinin İlk
Adımı: Üretimin Bölgesel Farklılıkları Üzerine Bazı Tespitler' başlıklı
politika notu yayımlandı. Çalışmada önümüzdeki dönemde, Türkiye'nin
ekonomik başarısının büyük ölçüde bölgesel rekabet gücü stratejilerinin
oluşturmasıyla ve bunların ulusal sanayi stratejisini beslemesiyle paralel
gelişeceği belirtilerek, bunun için Türkiye'de üretimin bölgesel özelliklerinin
anlaşılmasının büyük önem taşıdığı açıklandı.
Sanayi doğuya kayıyor
Türkiye'de 'gelişmekte olan iller' ve 'gelişmiş
iller' ayrımında sanayi kuruluşlarının büyüklüğü, sektörel dağılımı,
sanayi üretiminin yapısı ve gelişimi incelendiğinde, sanayinin ülkenin
batısından doğusuna doğru kayma eğiliminde olduğunun dikkati çektiği belirtilen
çalışmada, şöyle denildi: ''1999 yılında
gelişmekte olan iller arasından yalnızca Kayseri ve Gaziantep, İSO-1000
sıralamasında 5'ten fazla firmaya sahip iller arasında yer alırken, 2009'da bu
illere Samsun, Ordu, Trabzon, Hatay ve Kahramanmaraş da eklenmiştir. Bunun yanı
sıra, Gaziantep'te İSO-1000 sıralamasına giren şirket sayısı 16'dan, 32'ye,
Kayseri'de 18'den 26'ya çıkmıştır. İkinci olarak, bu sıralamada 5'ten fazla
şirkete sahip illere gelişmiş ve gelişmekte olan yeni iller eklenirken,
Türkiye'nin en büyük 3 ili olan İstanbul, Ankara ve İzmir'de İSO-1000
sıralamasına giren şirketlerin sayısı 1999'dan bu yana oldukça düşmüştür. Bu da,
sanayi faaliyetlerinin kısmen de olsa batıdan doğuya doğru kaymakta olduğunun
göstergelerindendir.'' Türkiye için
olumlu Çalışmada bu kayma eğiliminin, doğu
bölgeleri için olduğu kadar, Türkiye geneli için de olumlu bir nitelik taşıdığı
ve bölgesel kalkınma gündemlerinin önemini arttırdığı
açıklandı. Türkiye'nin yüksek büyüme oranlarını sürdürebilmesinin, büyüme
potansiyeline sahip olan doğu bölgelerinin potansiyelinin kullanılması ile
mümkün olacağına dikkat çekilen çalışmaya şöyle devam
edildi: ''Ülkemizin batısında yaşanan sıkışıklık
problemlerinin çözümü, doğudaki yatırım ortamının revize edilmesinden
geçmektedir. Bu aşamada özellikle sanayinin kayma süreci ve bu sürecin
gerekliliklerinin dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, sanayi faaliyetlerinin
Türkiye'nin doğusuna doğru kayma sürecinin, maliyet avantajları, teşvik sistemi
ve küresel rekabet koşullarının bir bileşkesi sonucunda şekillenmekte olduğu
unutulmamalıdır. Bu süreçten, gelişmekte olan illerin önümüzdeki
dönemde ne ölçüde faydalanabileceği, büyük firmaların alacağı kararlar,
Ankara'daki karar alıcıların geliştireceği yeni teşviklere bağlı olduğu kadar,
bölgedeki yerel aktörlerin birlikte hareket ederek, bölgeyi yatırımlar için ne
kadar cazip hale getireceği ile de yakından ilgilidir.''
Yatırımlar için elverişli ortam
sağlanmalı Çalışmada, doğudaki bölgeler için
bölgesel kalkınmanın temel bileşenlerinden birinin, batıdaki bölgelerden kayma
eğilimli yüksek yatırımları ve iş süreçlerini tespit edip çekerek bu yatırımlar
ve hizmet fonksiyonları için elverişli ortamı sağlamak olduğu
vurgulandı. Çalışmada, özellikle Ankara'nın doğusunda kalan bölgeler için,
teşvik sisteminin de yarattığı avantajlarla birlikte değerlendirildiğinde,
sanayi sektörünün maliyetin daha düşük olduğu bölgelere kayma eğiliminde
olmasının önemli fırsatlar sunduğu ifade edildi.
Somut bölge planları Çalışmanın
sonuç bölümünde, somut bölge planlarının geliştirilmesi, bölgesel sanayi
stratejilerini içerecek hale getirilmesi ve rekabet gündemlerinin hem yerel
koşullar hem de küresel eğilimler hesaba katılarak katılımcı bir biçimde
hazırlanması ile ulusal düzeyde koordine edilmesinde Bölgesel Kalkınma
Ajansları'na önemli roller düştüğü açıklandı.
Türkiye'nin etkin bir sanayi stratejisi geliştirmesi ve uygulamasının, ancak
bölgesel rekabet gücü stratejilerinin bölgelerdeki sektörel odaklanma, pazar
eğilimleri, sanayi yapısı ve gelişimi üzerinde durularak oluşturulmasıyla mümkün
olacağı ifade edilen çalışmada, ''Türkiye'de henüz yeni tartışılmaya başlanan bu
konuların, Haziran 2011'den sonra oluşacak yeni ekonomi politikaları gündeminde
yer alması Türkiye'nin ekonomik performansı açısından kritik önemdedir''
denildi.
|