on iki günde, iki özel müzeyi gezdim.
Özel müzelerin yararı
konusunda olumlu düşüncelerimi defalarca yazdım.
Gerçekten de bizim gibi,
resmin yeni olduğu ülkelerde dünya ile arayı kapatmak için çok çalışmamız
gerekiyor. Yalnız dünya resmini, dünya sanatını, dünya heykelini, mimarisini
tanımak yetmez. Çünkü artık küresel çağda, bizim sanat tarihimizin önemli
adlarını, akımlarını da bu müzelerde görebilmeliyiz ve görebiliyoruz
da... Hiç kuşkusuz bu müzelerin bir başka işlevi de bizde ve dünyada
kuşaklararası zincirin halkalarını birbirine bağlamaktır. Müzelerdeki sergilerin
açıklanmaya, tanıtılmaya ihtiyaçları vardır. Ben bu konuda medyayı göreve
çağırıyorum. Gerek gazeteler, dergiler gerek televizyonlar, bu sergileri, bu
etkinlikleri hakkıyla duyurma konusunda çaba göstermelidir. Bu müzelerin,
sanat izleyicisini bilinçlendirmesiyle ilgili faaliyetlerinin yararlarına
değinmeli. Birçok müze çocuklar için açıklamalı, uygulamalı çalışmalar
yapıyor. Çocuklar daha küçük yaştan görsel bilinç kazandıkları gibi, sanat
eğitimine deyim yerindeyse uygulamalı olarak başlıyorlar. Ayrıca bu müzeler
sanatın bir bütün olduğu gerçeğini unutmuyorlar, film gösterileri, söyleşiler
bütün bu sergileri tamamlayan aktiviteler oluyor.
Televizyon, bilgisayar,
sinema küçük yaştan itibaren insanlara bir görsel alışkanlık kazandırdı. O
açıdan baktığınızda, bu temelden yararlanarak çocukları eğitmek, hatta herkesi
eğitmek mümkün. Dün bir müze yöneticisiyle, izleyici, ziyaretçi üzerine
konuştuk. Müzelerin bulunduğu muhitin çevresinde yaşayanların müzeye
gelmelerini sağlamak oldukça önemli bir unsur. Bizim yapmamız gereken diğer
girişimler, müzelere gelenlerden çok gelemeyenleri buraya
çekebilmek. Amerika’dan Avrupa’ya kadar birçok ülkede yöneticilerin, oranın
halkla ilişkilerini yönetenlerin ağırlık verdikleri planlar, tasarılar buraya
gelemeyenleri, gelmeyenleri de mekana çekebilmek, ziyaretçiler arasına
sokabilmek... Okulların, öğretmelerin bunu düşünmeleri gerek. Ancak diğer
şehirlerden milli eğitim müdürlüklerinin otobüslerle, başka araçlarla bu
müzelere öğrencileri getirmesi gerekiyor. Belki yerel yönetimlerin de öğrenciler
dışında, orada yaşayanları da buraya getirmeleri gerekiyor. Hep yazarım,
belediyelerin / yerel yönetimlerin yurttaşların, orada yaşayanların da kültürel
gereksinimlerini düşünmeleri gereklidir, zorunluluklarıdır. Ziyaretçilerin
kazanması gereken bir başka alışkanlık konusunda da müzecilerin düşüncelerini
iletmek istiyorum. Büyük sergileri tek seferlik ziyarette anlamak, algılamak
mümkün değil. Çünkü her tablonun, heykelin önünde durup incelemek, hele tematik
bir sergi ise aralarındaki bağlantıyı kurabilmek için birkaç kez gelmek
gerekir. Bir kişinin sergisi için ve evvelinden bildiğiniz, takip ettiğiniz
bir sanatçı için belki bir kez gezmek yeterli olabilir. Ama tematik sergiler
için yeterli değildir. Ayrıca gözün uçuculuğunu engellemek için katalogların
da edinilmesini, okunmasını salık veririm.
Hafta sonu kendiniz için
değil, çocuklarınız için de bir görsel şölen düzenleyin.
|