arihte yüzyıllara, hatta bin yıllara yayılan bir imar sürecinde, birbiri üzerine binen yapılaşmaya “höyük” denir. Halen İstanbul, yalnız Türkiye değil, dünya çapında bir höyükleşme örneğidir. Bugünkü yerel yönetimi de, tarihe İstanbul Höyük Şehir Belediyesi diye mal olacaktır.
Bu tarih, epeyce cana da mal olacak, çünkü deprem sonrası kuşaklar tarafından yazılacak. İşte bendeniz de tarihe karınca kararınca bir not düşüyor; günümüzün büyük, geleceğin Höyük Şehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la yaptığım, sahte sorular ve hakiki demeçlerden oluşan röportajıma devam ediyorum:
Kadir Bey, sizin şahsi projem dediğiniz Haliç Köprüsü, Leonardo da Vinci’nin 1502 tarihli çizimi. Gizlice Leonardo’nun ruhunu mu çağırdınız?
- Kendilerini ben davet ettim. Gizli görüşme belediyede olmaz ki! Tabii ki görüşmem gerekiyorsa, çağırırım. Görüşmede yaptıkları hatalarından bahsederek, belediyenin yapacağı işle ilgili tebdirlerden ve mahkeme ile durumun tespitini yapacağımızı kendilerine anlattım. (Vatan,11.03.2007)
Leonardo da Vinci, İstanbul’a yaptıklarınızı görünce ne dedi?
* Kendileri mağduriyetlerinden bahsedince, “Bir mağduriyetiniz varsa yargı yolu açıktır. Bizi dava edebilirsiniz. Bu konuda biz hiç yüksünmeyiz. Bizim de elimizde argümanlarımız var” dedim.
(Vatan, 11.03.2007)
Peki kendi çizimi Altın Boynuz köprüsünü, sizin sahiplenmenize kızmadı mı, telif hakkı istemedi mi?
* Kendileri paranın hiç önemli olmadığını, onun için üzülmediklerini, ancak kararın yurt dışında yaptıkları işlerden dolayı firmanın itibarı açısından önemli olduğunu kaydettiler. (Vatan, 11.03.2007)
Sayın Topbaş, Leonardo’nun uluslararası mağduriyeti bir yana, İstanbul’a milyonlarca insan getirmekten söz ediyorsunuz. Hani tarım alanlarına hız verip, göçü tersine çevirecektiniz?
* Bu şehri bir dünya kenti olarak uluslararası standartlarda AB’ye hazırlamak ve Avrasya’nın kalbi yapabilmek için aşkla yola çıktık. (www.istanbulagac.com.tr) Boğaz’ı teleferikle geçeceğiz. Neden bunu yapıyoruz?
Bilmem?
* Avrupa’dan Asya’ya insanlar teleferikle geçecekler. Reklamını bile şimdiden düşündüm. “Mutluluk sertifikanız var mı?” diye soracağız. İnsanlar birbirine soracaklar, “Senin var mı” diye. Yok diyene, “İstanbul’a gidin,” diye cevap vereceğiz. Japonya’da, Amerika’da bunun reklamını yapacağız. Mutluluk sertifikası nedir? Kıtalararası yolculuk. Binecekler teleferiğe, Asya’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Asya’ya gidecekler. (www.haberim.com)
Eh, teleferiğe gelenleri de Sivriada’da 110 metrelik semazen heykeli karşılar herhalde...
* Bu projeyle Adalar’ı turizme açmış olacağız. Bu sembol bir heykel olmayabilir. Mesela lazer teknolojisiyle hazırlanacak bir “ışık topu”da olabilir. Semazen heykelini eleştirenler bana Mevlana’dan başka bir öneri getirsinler. (Hürriyet, 20. 01. 2005)
Da Vinci köprüsünü Haliç-Sivriada arası geçirseniz?
* Semazen Heykeli, Da Vinci köprüsü, geleceğin sembolü olmaya aday yapıları ben inşa edeceğim.
(Atlas, Mart 2006)
Ama o köprü 1502’de çizildi, yıl 2007... Yani Haliç’e boynuz takmak için biraz geç değil mi?
* Öğrencilik dönemimde hep hayalini kurardım, şimdi gerçeğini görebileceğiz inşallah. Çelik ve cam karışımı şeffaf bir köprü düşünüyorum. Tasarladım. Ben Belediye Başkanı kimliğimin haricinde biliyorsunuz mimarım.
(Sabah, 13.06.2004)
İki yılda ya mimar değil de, bir de yüksek mimar olsaydınız?
* Altın madalyalı sporcularımızı Olimpiyat Anıtı yaptırarak ödüllendireceğiz. (www.ntvmsnbc.com, 29.05.2004) Açık ihale yapacağız, tekliflerin ardından da açık artırmayla satışı gerçekleştireceğiz. Buradan gelecek kaynağı da ulaşım sorununun çözümünde kullanacağız. (www.ibb.gov.tr, 01.03.2007) Bütün dünya bunu görmeye gelecek.
(Sabah,13.06.2004)
Teşekkürler hocam, bazı İstanbullular da sizin gittiğinizi görür inşallah!
|