Mehmet Ali Neyzi enerji sektörünün
“yenilenebilir” tarafına geçti.
Aygaz’ın eski Genel Müdürü Neyzi, Zorlu Enerji
Grubu’ndan sonra Vestas Türkiye’nin Türkiye, Ortadoğu
ve Orta Asya Bölge Lideri.
Kartvizitinde tam olarak böyle yazıyor.
Danimarkalı Vestas rüzgâr enerjisinde dünyanın
liderlerinden.
Dünyada her üç saatte bir yeni bir rüzgâr türbini kurarak 63 ülkede 38 binin
üzerinde türbin kurmuş. Neyzi’nin aktardığına göre, Vestas’ın patronu
Ditlev Engel 1970’lerin “petrol şoku çocukları”nın
neslinden. Danimarka’nın petrole bağımlılığını azaltmak için “bedava” esen
rüzgârdan yararlanmayı düşünmüş zamanında. Türkiye’de ilk kurulan
rüzgâr türbini de Vestas üretimi.
Yaşar Holding’in kurucusu Selçuk Yaşar peynir işi nedeniyle
1950’lerden itibaren sık sık ziyaret ettiği Danimarka’da bu “bedava enerjiye”
hayran kalıp 1984 yılında İzmir’de küçük çaplı
bir türbini kurmuş.
Yenilenebilir enerjinin ve özellikle rüzgârın önemini yıllar öncesinden
görmüş duayen işadamımız. Son dönemlere gelince, Selçuk Yaşar ile aynı
vizyonu paylaşıp Borusan, Ağaoğlu, Zorlu, Aksa, Sanko da
Vestas’ın müşterileri arasına girmiş.
Avrupa’da 2009 yılında enerjiye yapılan yatırımda yüzde 40’lık oranla en
büyük pay rüzgârın. Zira kimi zaman bir ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde
yüzünü karşılayabiliyor.
Mehmet Ali Neyzi’ye göre, Danimarka’nın enerji kapasitesinin yüzde 20’si
rüzgâr olduğu halde, bazı saatlerde ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 100’nü
karşılıyor.
AMACIMIZ İLK DÖRT
Dünyada rüzgâr gücünde ABD, Almanya, Çin’den sonra dördüncü sırada olan
İspanya’nın hedefi elektrik ihtiyacının yüzde 50’sini rüzgardan
sağlayabilmek.
Şimdi böyle bir tabloda Türkiye’nin durumu ne?
Kurulu rüzgâr gücü 2009 yılında 800 megavata ulaşmış. Enerji Bakanlığı’nın
2023 yılı için önüne koyduğu hedef 20 bin megavat.
13 yılda bu hedefe ulaşmak, arayı kapatmak mümkün mü?
Mehmet Ali Neyzi’ye göre, bu hedefte ulaşmakta Vestas’ın misyonu
büyük. “Çünkü rüzgârın önemini anlatarak pazarı büyütmek istiyoruz”
diyor. Vestas, Türkiye’nin detaylı bir rüzgâr haritası çıkartılmış.
İstanbul Boğazlardan Çanakkale’ye oradan ta Çeşme’ye kadar uzanan muhteşem
bir “rüzgâr koridoruna” sahibiz. Rüzgâr potensiyelimiz öylesine büyük ki,
Neyzi “Rüzgar liginde kolaylıkla devlerin arasına girebiliriz. Amacımız
Türkiye’yi ilk dörde sokmak” diyor.
Ne ki yenilenebilir yasasının çıkmamış olması hedefleri zora sokuyor
haliyle.
Bol keseden lisans başvurusunun 78 bin megavata ulaşması nedeniyle lisans
deyince tam bir kaos durumu da söz konusu.
“Yenilenebilir enerji” sektöründe konuştuğum herkes gibi Neyzi de, “önümüzü
göremiyoruz” diyor haklı olarak. Müthiş potansiyele sahip kendi ülkesi
dururken İtalya’da rüzgâr santrali kurmak isteyen Türk
yatırımcılardan söz ediyor.
Neden İtalya?
Zira yatırım şartları daha kolay ve “yenilenebilir enerji” nin geleceğine
inananlar treni kaçırmak istemiyor. Neyzi’nin dikkat çektiği gibi petrol
zengini Körfez ülkeleri de “yenilenebilir enerji” ye yatırım yapıyorsa gerisini
siz düşünün.
“Yenilenebilir enerji” derken çöplük haline gelmeyelim
TÜGİAD (Türkiye Genç İşadamları Derneği) Başkanı Lütfü Küçük
ile geçen gün yaptığımız sohbetin bir bölümü de “yenilenebilir enerji”
üzerine.
Küçük’ün başkanlığından beri üzerinde yoğunlaştığı birkaç konu
var. Komşularla ve özellikle İran ile ticaret, vize meselesi ve
“yenilenebilir enerji”. Küçük, “Yenilenebilir enerji donanımı ithal ediyoruz.
Ama bu ithalatı düzenleyen, standartları belirleyen bir kurum yok. Ortada yasa
bile yok. Türkiye’nin yenilenebilir enerji teknolojilerinin çöplüğü haline gelme
riski var”.
TÜGİAD, bu teknolojilerinin tanınması, denetlenmesi ve yenilenebilir enerji
sektörüne girmek isteyenlerin desteklenmesi için İTÜ ile birlikte bir platform
kurmuş.
TİYEP (TÜGİAD-İTÜ Yenilenebilir Enerji Platformu) özellikle
KOBİ’lere yol gösteriyor. Küçük, “Yenilenebilir enerji sanayi konvansiyonel
sanayinin bir nevi farklı kurgulanmış şekli. Üyelerimizden pek çoğu bu yeni
sektöre kaymak istiyor” diyor. Anladığım kadarıyla TÜGİAD yenilenebilir
enerjinin ticari anlamda özendirilmesi için yoğun bir çalışmanın içersine
girmiş.
Türkiye’de bu işin önemini kavramış, yatırım için bekleyen tonlarca insan
var. Herkesin gözü, kulağı “yenilenebilir enerji” yasasında.
Enerji yatırımları için kuşlardan sonra keçileri de izliyoruz
Geçenlerde Zorlu Enerji Grubu Başkanı Murat Sungur Bursa ile
biraraya gelmiştik. Bursa, Gökçedağ’daki rüzgar santralını inşa ederken
kuşların göç yolu üzerinde olup olmadıklarını kontrol ettiklerini
söylemişti.
Şükür, Türkiye’nin en geniş alanına yayılmış olan santral kuşların göç yolu
üzerinde değilmiş. Ancak Bursa yine de kuşlara zarar vermemek için
kameralarla izlendiklerini söylemişti.
Dün baktım Vahap Munyar, Erzurum’da hidroelektrik santral
yapacak olan Sabancı’nın dağ keçilerini izlemeye aldığını yazmış. Amaç çengel
boynuzlu dağ keçisine zarar vermemek.
Anadolu Grubu Başkanı Tuncay Özilhan, Gerze’ye 1 milyar
Euro’luk termik santral yapacağını duyurduğu gün şunu eklemişti:
“Santralın çevreye zarar vereceğini öğrensem yatırımdan derhal
vazgeçerim”.
Demek ki sanayicimiz doğanın ne kadar kıymetli olduğunun, attığı her adımın
geriye dönülmez olduğunun artık farkında.
Çevreye “farkındalığı” artıran tüm sivil toplum kuruluş
örgütlerine sonsuz teşekkürler borçluyuz hepimiz.
|