Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, CNN Türk'de katıldığı bir
televizyon programında soruları yanıtladı. Libya'da olaylarla
ilgili somut olarak ne yapacaklarına ilişkin Çağlayan, bu hafta
içerisinde tekrar müteahhitlerle bir araya geleceklerini, Libya'daki
müteahhitlerin önünde 15-16'ya yakın problem bulunduğunu
söyledi.
Dış Ticaret Müsteşarlığında bir haftadır Bankalar Birliği, Merkez Bankası,
Gümrük Müsteşarlığı, İNTES, TİM, Dışişleri Bakanlığı ile toplantılar
yaptıklarını belirten Çağlayan, öncelikle müteahhitlerin uğradığı zarar ziyanı
tespit ettirdiklerini ifade etti. Libya'daki Türk firmalarının yaptıkları
mukaveleleri de incelediklerini belirten Çağlayan, ''Zor kısımlar var,
hukukçularla değerlendiriyoruz, Libya makamlarının önüne zarar ve ziyanların
ödenmesi için koyacağız'' dedi.
Çağlayan, Gümrük Müsteşarlığı ile yaptıkları çalışmada, müteahhitlerin
özellikle gönderdikleri inşaat malzemesi ve diğer makine ekipmanlarının
sevkıyatında problemler olduğunu, bunların bir kısmının yolda, bir kısmının
depolarda olduğunu, bir kısmının da yerine ulaştığını söyledi. Çağlayan şunları
belirtti:
''Bunların tekrar geriye dönüşleri, geriye dönüşleri geldiği zaman bunların
üretici firmalara verilip verilmeyeceği konusu, olayın bir boyutu budur. Diğer
bir boyutunda yine Eximbank çalışması çerçevesinde, Eximbank'ta da sürekli bu
konuları görüşüyorum. Bu çerçevede Eximbank'ın da dönüp firmalarımıza kapsam
çerçevesinde bunların zarar ziyanlarını tazmini konusu var. Asıl bankacılık
kısmında önemli boyutlar var ki ben ilk gün bankacılara çağrıda bulunmuştum.
Bankacılık konusunda ise ele alınması gereken hususların başlıcaları şunlar;
firmalarımızın teminat mektupları var. Bu teminat mektuplarının yeniden
vadelendirilmesi gerekiyor. Krediler var.''
Korkulacak risk yok
Bu durumun, bankaları ve bankacılık sektörünü ek bir baskı altına alıp
almayacağına ilişkin soruya verdiği yanıtta Çağlayan, konuyu bizzat kendisinin
BDDK ile görüştüğünü ifade etti. Türk bankalarının, Türk firmalarına direkt
olarak verdiği nakdi kredilerin tutarının yaklaşık 1,5 milyar lira, gayri nakdi
kredilerin tutarının da 3 milyar lira olduğunu belirten Çağlayan, Türk
bankacılık sisteminin içinde bulunduğu şartlarda bu riskin çok fazla korkulacak
bir durum olmadığını söyledi.
Türk bankalarının bu konuda iyi niyet gösterdiğini, kendisinin ilk gün
yaptığı çağrıyı bankaların ''Tabii ki biz firmalarımızla bu süreci idare
edeceğiz'' diye karşıladıklarını anlatan Çağlayan, bunun ise son derece şık bir
destek olduğunu kaydetti. Bankalara teşekkür eden Çağlayan, ''Geçmişte olmayan
bir davranışı bankalarımızda hissetmeye başladılar'' dedi.
Libya'da yaşanan bir diğer sorunun, Türk firmalarının Türkiye dışından veya
Türkiye'den aldıkları ve yabancı bankaların kontur garantisiyle verdiği teminat
mektupları konusu olduğunu belirten Çağlayan, bu konuda yabancı bankalar
tarafından herhangi bir eyleme geçilmeksizin Türk bankacılık sistemiyle beraber
sürecin idare edilmesi gerektiğini söyledi. Çağlayan, firmaların Eximbank
aracılığıyla bir köprü kredi oluşturulması ve vadesi kısa kredilerin uzun vadeye
çevrilmesi konularında da talepleri bulunduğunu kaydetti. Çağlayan, Eximbank'ta
bu konu üzerinde çalıştıklarını bildirdi.
Firmaların vergi ödemeleriyle ilgili de Çağlayan şunları söyledi:
''Mücbir bir sebep olarak görülmeli... Tabi vergi konusunda Maliye
Bakanlığımız bununla ilgili çalışma yapıyor. Bu tedbirlerin birçoğu idari işlem
gerektirirken birçoğu ise yasal değişiklik gerektirecektir. Yasal değişiklik
gerektirenler tabi daha zor olacaktır. Bunlarla ilgili çalışmalara başladık. Bu
konuları Başbakan'a arz edeceğiz. 16-17 bin kişilik, 20 bin kişilik geriye dönüş
var. Firmalarımız bunları nasıl istihdam edecek? Firmalarımız teknik
elemanlarını diğer şantiyelerine kaydırabilir, bunun dışındakilerle ilgili ne
yapılabilir, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile görüşeceğiz.''
Kötü durum senaryosuna ilişkin soru üzerine de Çağlayan, Libya'daki sürecin
normalleşmesinin uzun sürmesinin sıkıntı yaratacağını ancak kendilerinin en kötü
duruma göre çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi. Aylar süren bir uzama olması
durumuna göre çalıştıklarını ifade eden Çağlayan, ''Bankacılık boyutu var,
finansman boyutu var, 20 bin insanın istihdamı var, firmaların vergileri var,
bankalardan aldığı teminatların ve kredilerin dondurulması sorunu var. Gerek
BDDK, gerek Bankalar Birliği ile görüşmelerimizle bu süreci en doğru şekilde
sürdüreceğiz. En son durumu Başbakan'a ileteceğiz'' dedi.
BM'nin yaptırım kararlarının bulunduğunun hatırlatılması üzerinde Çağlayan,
BM'nin bir yaptırım kararı alması durumunda Libya'daki sürecin insanlara zarar
vereceğini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiğini anımsatan Çağlayan,
şöyle konuştu:
''Bunlar olduğu takdirde Libya'daki durumu bizim diğerleri gibi petrolle
sınırlı görmediğimizi, oradaki insanların can güvenliği ve onların
ihtiyaçlarının karşılanması olarak gördüğümüzü Sayın Başbakan net bir şekilde
ortaya koydu. Başbakan adeta bir çağrıda bulundu. Evet oradaki insanların
demokratik haklarının, refahının sağlanacağı bir sistemin oluşturulması elbette
gerekli. Acaba yaptırım kararları çok aşırıya giderse bu oradaki insanları
açlığa mahkum eder mi? BM'nin ve diğer ülkelerin bunu çok iyi değerlendirmesi
gerekiyor. Burada tüm mesele bizim Libya'daki insanların temel ihtiyaçlarını
kısacak şeyleri dikkate almamız lazım. Bir kere aynen vatandaşların can
güvenliği, sadece vatandaşları değil, Vietnamlıyı da diğerlerinin de tahliyesini
temin ettik. Müteahhitlik sektörünün karşılaşabileceği sorunlarla ihracatçıların
karşılayacağı sorunları tespit ettik ve çözümlerle ilgili kesin raporları
önümüzdeki hafta ortaya koyacağız. Zarar ziyanın tespit edilmesi gerekiyor.
Bunlar en kötü senaryoya göredir. Ama inşallah durum düzelir.
Çağlayan, müteahhitlerin, vatandaşların iş yapabilecekleri
önlemleri almaya çalıştıklarını belirterek, ''Dünyada bizi eleştirdiler,
Türkiye'nin ekseni kayıyor dediler. Oysa kayan dünyanın ekseniydi. Biz bunlarla
ticarete devam edeceğiz. AB ile çalışmaya devam edeceğiz. Ancak ben diğer
taraftan burada oluşabilecek negatiflikleri çözmek durumundayım. Bu noktada biz
şimdi rotamızı kuvvetli şekilde Hindistan'a, Çin'e, Endonezya'ya
yaygınlaştırdığımızı buradan ifade etmek istiyorum.''
|