b>En eski yerleşim merkezlerinden Dülük antik kentindeki kazı çalışmaları devam ediyor. Dülük’teki Jüpiter Dolichenus Tapınağı Roma Dönemi’ne ait en eski inanç merkezi.
Prof. Winter, Dülük antik kentinin M.Ö 700 bin yılına uzanan bir geçmişi olduğunu, bu bilgiye yörede önceki yıllarda kazı çalışmaları yapan Prof. Dr. Enver Baltacı’nın çalışmaları sonucunda ulaştıklarını belirtti.
ROMA KÜLTÜRÜ JÜPİTER DOLİCHENOS’TA DOĞDU
Dülük Antik Kenti’nin birçok kültür ve inancı içinde barındıran bir Roma Şehri olduğunu, yaptıkları kazı çalışmalarının, Jüpiter Dolichenos’un Roma kültürünün doğduğu ve tüm dünyaya yayıldığı bir merkez olması açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Prof. Winter, kazı çalışmalarıyla ilgili olarak “Kazı çalışmalarına 9 kişilik bir ekiple devam ediyoruz. Alman Henkel firması bize çalışmalarımız konusunda 15 bin Euro ödenek verdi. Türkiye’de kaynak bulmak konusunda ise sıkıntı çekiyoruz. Çalışmalar konusunda ödenek bularak, Roma döneminde çok önemli görülen bir tapınağı ortaya çıkarmak, o dönemle ilgili sorularımızı yanıtlayacaktır” diye konuştu.
JÜPİTER DOLİCHENUS TAPINAĞI
Prof. Winter, yüzey araştırmaları ve kazılar sonucunda elde ettikleri bilgi ve bulguların, Dülükbaba Tepesi’ndeki Jüpiter Dolichenus Tapınağı’nın halkın yaşamında önemli yer tuttuğunu gösterdiğini kaydetti.
Doliche halkının, inançlarının gereği bayramlarını, kutsal günlerini, adak törenlerini, savaş hazırlıklarını, şükür törenlerini ve diğer önemli günlerini bu tapınakta yaptıklarını, önemli günlerde kent merkezinde toplanan halkın tapınağa giderken yol boyunca çeşitli törenler düzenlediklerini ifade eden Prof. Dr. Winter, “Törenlerin gerçekleştirildiği Jüpiter Dolichenus Tapınağı, büyük olasılıkla dini ve sosyal yaşam için gerekli tüm olanakların sunulabildiği, büyük ve işlevsel bir yapıydı. Halkın önemli gördüğü bütün kutsal törenlerin bu tapınakta yapılıyor olması bunun bir göstergesidir” dedi.
Winter, Gaziantep Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü ile birlikte yürüttükleri araştırma ve kazılarla, kent hakkında elde ettikleri bilgileri somut kanıtlarla desteklemeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi. Tarihin en eski çağlarından beri kullanılan bir yol şebekesinin kavşak noktasında yer alan Dülük antik kenti, Gaziantep’in 10 kilometre kuzeyinde bulunuyor.
DÜLÜK ANTİK KENTİ HAKKINDA DETAYLI BİLGİ
Kent, Antik dönemde güney, kuzey,doğu ve batıdan uzanan ticaret yollarının kesiştiği kavşak noktasındaydı. Asurlular döneminde Mezopotomya’dan Kilikya’ya uzanan yolun; Hellenistik ve Roma döneminde ise, Antakya ve Kilikya’dan Zeugma’ya uzanan ipek yolunun güzergahında bulunmaktaydı.
Dülük, antik kent ve kutsal alan olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Antik kent bugün Dülük köyünün kuzey bitişiğindeki keber tepesi ve çevresinde toprak altındadır. Kutsal alan ise Dülük köyünün yaklaşık 3km. kuzeyinde, sedir ve çam ağaçlarıyla kaplı, 1.020 rakımlı Dülük Baba tepesinde yer almaktadır.
Dülük’te Keber tepesinde yapılan bilimsel kazılarda Alt Paleolitik çakmaktaşı aletler ve bu aletlerin yapıldığı atölyeler bulunmuştur. Bu taş aletler özgün bir karakter kazandığından literatürde “Dülükien” olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde barınma için kullanılan bir mağara (Şarklı mağara) da ele geçmiştir. Bu kalıntılara dayanılarak Dülük M.Ö. 700.000 yıllarına tarihlenmekte olup, dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olarak gösterilmektedir.
Dülük; Teşup, Zeus ve Jüpiter Dolichenus inançlarının kült merkezidir. Burada Hitit imparatorluk döneminde (M.Ö. 2.bin) gök ve fırtına tanrısı Teşup’un tapınağı mevcuttu. Teşup sol elinde şimşek demetiyle, sağ elinde çift ağızlı paltayla boğa üstünde durur halde taş üzerine kabartmaları işlenmiş, bronz heykelcikleri yapılmıştır. Hellenistik ve Roma döneminde Teşup’un işlevi aynı, fakat sadece adı Zeus ve Jüpiter olarak değişmiştir. Roma’lı askerler tarafından Jüpiter Dolikhenos kültü sevilip büyük saygı görmüştür. Kendilerine güç versin diye, Jüpiter Dolichenus’un küçük heykelciklerini kolye olarak boyunlarına takan askerler, bu dini Roma’ya kadar yaymışlardır.
YERALTI MİTRAS TAPINAKLARININ EN BÜYÜĞÜ ...
Dülük’de Mitra inancı da mevcuttu. Dünya’da bilinen yer altına inşa edilen Mitras tapınaklarının (Mithraeum) en büyüğü, Dülük’te Keber tepesinin güney eteğinde bulunmuştur. İki salonludur. Yeraltı Tapınağının mihrabı konumundaki merkezi nişte Tauroktoni adı verilen boğa öldürme sahnesi kabartma halinde işlenmiştir. Tanrı Mitras, gezegenleri simgeleyen yıldızlar, takım yıldızlarını simgeleyen akrep, yılan, köpek vb. gibi figürlerin de eşliğinde bir boğayı öldürürken resmedilmiştir. Astrolojiye göre Yunan ve Roma döneminden önce ekinos boğada idi. M.Ö. 4000-3000 de gerçekleşen Boğa çağının sonu, boğa öldürme sahnesiyle ifade edilmiştir. Perseus takım yıldızının tam boğa üzerindeki konumu, boğayı Perseus’un öldürdüğü kavramını yaratmıştır. Bu sahnede Perseus’un yerine geçen Mitras boğanın gücünü yok etmekte, bahar ekinoksunu boğa burcundan çıkarıp, koç burcuna sokmaktadır. Bu sahne, Boğa çağınının sona erdiğini, yeni bir çağın başladığını simgelemektedir. Ayinleri gizli olan bu tapınım grubunun çoğu Roma ordusunun askerleriydi. Üyeleri arasında bürokratlar, tüccarlar ve köleler de bulunmaktaydı.
M.S. 1.yüzyılda Tarsus’dan yayılmaya başlayan Mitras kültü, 3. yüzyılda İskoçya ve Büyük Sahra’ya kadar ulaşmıştır. Mitras ayinlerinde kurban edilen boğanın kanıyla hem yıkanılır hem de içilirdi. Böylece yok olan bir çağı simgeleyen boğanın temsil ettiği tanrının güçüne ve ölümsüzlüğüne kavuşulacağına inanılırdı.
Dülük Mitras tapınağı Gaziantep müzesi ile Almanya’dan Münster Üniversitesinin katılımlı kazıları sonucunda 1997 ve 1998 yıllarında ele geçmiştir. Anadolu’da bulunan Mitras yeraltı tapınağının ilkidir.
Bizans döneminde de Dülük kenti Hititlerden beri süregelen kutsal şehir konumunu başpiskoposlukla devam ettirmiştir. Bu dönemde “Telukh” adıyla bir eyalet merkezi olmuştur. İslami akınları neticesinde Dülük kenti oldukca tahrip olmuş. Başpiskoposluğun 7. yüzyılda Zeugma’ya taşınmasıyla birlikte ise dini merkez konumunu kaybetmiştir. Bu tarihten itibaren Gaziantep kalesi çevresinde kurulan yeni bir şehir olan “Ayıntap” Dülük kentinin yerini almaya başlamış ve günden güne küçülen Dülük, Ayıntap’a bağlı bir köy haline gelmiştir. Dülük kutsal alanı ise, evliya Dülükbaba’ (Ejder) nın türbesiyle “kutsal alan” kimliğini günümüze kadar taşımıştır.
EN ESKİ YERLEŞİM, GÜNEYDEKİ PREHİSTORİK MAĞARA
Bugün Dülük’te geçmişin kanıtı olarak en eski yerleşim, keber tepesinin güneyindeki prehistorik mağaradır. Ayrıca Keber tepesinin karşı sırtlarında nekropol alanı vardır. Burada çok sayıda kayaya oyulmuş oda mezarları mevcuttur. Bu kaya mezarların bazısının ön odasına taş basamaklarla (Dramos) inilerek ulaşılmaktadır. Mezar içerisinde lahitler bulunmaktadır. Bazısında dini mitolojik konulu kabartmalar mevcuttur.
|