20-22 Haziran 2012'de Brezilya'nın
Rio de Janeiro kentinde gerçekleşecek olan Rio+20
Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı
'na
Türkiye’nin sunacağı Ulusal Raporda yer alacak sürdürülebilir
kalkınma ve yeşil ekonomi alanındaki en iyi uygulamalar, Türkiye’nin
2012 BM
Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’na Hazırlıkların Desteklenmesi
Projesi
kapsamında seçilecek. Kalkınma Bakanlığı
sorumluluğunda ve Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı kolaylaştırıcılığı ile yürütülen projenin en iyi uygulama
seçim süreci, İş Dünyası ve
Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD)
desteğiyle yürütülecek ve
başvuru süresi 17 Şubat 2012'de sona erecek.
Ulusal raporda yer alacak kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, sivil
toplum, yerel yönetimler ve akademi tarafından sürdürülebilir kalkınma ve yeşil
ekonomi alanlarında yürütülen 20 en iyi uygulamanın seçimi süreci, 22 Aralık
Perşembe günü Sabancı Center'de düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile start
aldı. Kalkınma Bakanlığı Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü
Yılmaz Tuna, BM Kalkınma Programı Mukim Temsilci Yardımcısı
Ulrika Richardson-Golinski, SKD Başkanı Galya Frayman
Molinas, SKD Genel Sekreteri Engin Güvenç, ve Rio+20
Süreci Proje Yöneticisi Alper Acar'ın katılımıyla düzenlenen
proje tanıtım toplantısında katılımcılara, ‘Rio+20 Zirvesi’ne hazırlık süreci’
ve 'en iyi ülke uygulamaların belirlenmesi’yle ilgili detaylı bilgiler
verildi.
Galya Frayman Molinas: Küresel iş dünyası, sürdürülebilir kalkınmayı
temel strateji olarak görüyor
Toplantının açılış konuşmasını yapan İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma
Derneği Başkanı Galya Frayman Molinas, sürdürülebilir
kalkınmayı, dernek olarak, hem ekonomik büyümenin sağlandığı, hem de doğal
kaynakların sürdürülebilir olarak yönetildiği bir yaklaşımın hayata geçirilmesi
olarak tanımladıklarına dikkat çekerek, küresel iş dünyasının da sürdürülebilir
kalkınmayı artık temel strateji olarak kabul ettiğini ve kamu işbirliğinde uyum
ve geliştirme çalışmalarını hızla ileri taşıdığını vurguladı. Turkiye'de de
'sürdürülebilir' iş kültürünün iyi örneklerinin ortaya çıkmaya başladığını
kaydeden Molinas, Türk şirketlerinin öncü küresel şirketlerin hazırladığı
2°C Bildirisi'ni imzaladığını anımsattı. Molinas, küresel sıcaklık artışının en
fazla 2°C’de tutulması gerekliliğinin bir seçenek değil, bir zorunluluk
olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi:
"Bunun için kamu temsilcileri kadar, şirketlere de önemli
sorumluluk ve görevler düşüyor. Yeşil ekonomi, yeşil büyüme, enerji verimliliği,
tüm iş süreçlerinde sürdürülebilirliği merkeze oturtma gibi kavramlar
artık bir seçenek değil, zorunluluk. Gerekli önlemler zamanında alınmazsa,
şirketlerin, kurumların ve toplumların sürdürülebilirliği tehlikeye girecek.
Rio+20 Zirvesi’nde fark yaratan örnek uygulamalarımızla Türkiye’yi bu ligin
önemli oyuncuları arasına yerleştireceğimize inancım sonsuz".
Yılmaz Tuna: Örnek uygulamalar, etkin bir uygulama kapasitesinin
oluşturulmasına destek olacak
Kalkınma Bakanlığı Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü
Yılmaz Tuna da, önümüzdeki süreçte uluslararası gündemin en
öncelikli konularından birisi olarak tanımladığı Rio+20 Zirvesine yönelik
yapılan hazırlıklar hakkında bilgi verdi. Öncelikle sürdürülebilir kalkınma
kavramının gelişimi ile uluslararası platformlarda ve Türkiye'de bu güne nasıl
gelindiğini kısaca özetleyen Tuna, "Yaşadığımız son yirmi yıl
değerlendirildiğinde, sürdürülebilir kalkınma için sadece çevresel, sosyal veya
ekonomik önceliklerle gözle görünür bir ilerleme sağlanamadığı görülmektedir.
Kavramın politikalara aktarılması konusundaki ilerlemelere rağmen, uygulama
yeterli ölçüde gerçekleştirilememiştir" dedi.
Ancak bu olumsuz tabloya rağmen, ülkemizde sürdürülebilir kalkınmaya katkı
sağlayan her ölçekte ve tüm aktörlerce tamamlanan ve halen yürütülen pek çok
proje de olduğunu ifade eden Tuna, "Uygulamada etkinliği arttırmak için
ekonomilerin doğru yönlendirilmesi, çevresel ve sosyal önceliklerle
bütünleştirilmesi gereklidir. Bu nedenle de örnek iyi uygulamaların
görünürlüğünün artırılması ve yaygınlaştırılması, etkin bir uygulama
kapasitesinin oluşturulmasına destek olacaktır" şeklinde konuştu. Tuna, bu
çerçevede Türkiye'nin 1992 yılında Rio’da yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve
Kalkınma Konferansı'ndan bu yana sürdürülebilir kalkınma konusunda yaşadığı
deneyimin örnek uygulamalarla ortaya konması ve bunların uluslararası
platformlara taşımasını önemsediklerini kaydetti ve seçilecek uygulamaların
Türkiye'nin Rio+20 Zirvesi'ne sunacağı Ulusal Raporun önemli bir bileşeni
olacağını, Türkiye'nin bu alandaki deneyimini sergilemek anlamında önemli bir
fırsat oluşturacağını belirtti.
Alper Acar: Türkiye, Rio'da gündemi belirleyecek
potansiyele sahip
Rio+20 Proje Yöneticisi Alper Acar ise 'öyle ya da böyle,
gerçekleştirildikten sonraki 10 yılın kalkınma gündemini etkilediğini söylediği
Rio+20 Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'nın azalmakta
olan heyecanı da biraz hareketlendirmesinin beklendiğini söyledi. Türkiye’nin
2012 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’na Hazırlıkların Desteklenmesi
Projesi'nin temel amacının yeşil büyüme konusunda entelektüel bir zemin
oluşturabilmek, bir uzlaşı yaratmak olduğunu dile getiren Acar, ulusal sürecin
üç temel ayağının olduğunu açıkladı. Bu ayaklardan ilkinin şimdiye kadar yapılan
çalışmaların değerlendirildiği çalıştaylar düzenlemek olduğunu ve tamamlandığını
ifade eden Acar, ikinci ayağın ise 'yeşil büyüme' konusunda Türkiye'de
yapılabilecek çalışmaların, bunların sektörlere yansımalarının ele alındığı
diyalog süreci olduğunu; üçüncü ayağın ise iyi uygulama örneklerinin
belirlenmesi olduğunu sözlerine ekledi.
Başvuru koşulları ve değerlendirme süreci hakkında detaylı bilgi
için tıklayınız
|