Amazon'da yakında inşaatı başlayacak olan dev hidroelektrik
barajı, Raimunda Gomes da Silva için kâbusu tekrar yaşamak
demek. Yaklaşık 25 yıl önce, Silva'nın eski arazisi başka bir baraj projesi
kapsamında sular altında kalmıştı. Altamira'nın 320 kilometre
doğusunda yer alan eski arazisi önce zehirli yılan, böcek ve jaguarların
istilasına uğramış, sonra da sular altında kalmıştı. Altamira'da yeni bir hayata
başlayan Silva'ya tekrar arazisini bırakması gerektiği söyleniyor. Bu şehrin
çoğunu sular altında bırakacak Belo Monte Barajı, binlerce
kişiyi yerinden edecek. 11 kişilik ailesiyle, arka bahçede muz ağaçları olan 3
odalı bir evde yaşayan 53 yaşındaki Silva, "Bu baraj, benim için bir tehdit.
Çünkü eskiden sahip olduğum enerjim artık yok. Böyle bir ev daha yapmak için
gereken paraya sahip değiliz. Bence bu birçok umudun yok olması demek," dedi.
Ancak başka bir seçeneği yok.
Bittiği zaman dünyanın üçüncü büyük barajı olacak olan Belo Monte Barajı'nın
inşaatının gelecek yıl başlaması planlanıyor. Çevreci ve yerli toplulukların
ısrarlı direnişi, hatta Kanadalı-Amerikalı film yönetmeni James
Cameron gibi ünlülerin yardımı bile, 11 milyar dolarlık projeyi
durdurmaya yetmedi. Xingu Nehri havzasının yaklaşık 500
kilometrekaresini sular altında bırakacak baraj, Sao Paulo gibi
büyük kentlere elektrik sağlayacak. Yerli halklar, barajın arazilerini yok
edeceğini ve yaklaşık 12 bin kişiyi evinden edeceğini söylüyor.
Diğer yandan, barajın üst kısmındaki Altamira şehri de, üçte birinin sular
altında kalması tehlikesiyle karşı kaşıya. Binlerce bölge sakini başka yerlere
gönderilecek. Hükümet onlarca yıldır plan aşamasında olan bu barajın inşaatının,
Cumhurbaşkanı Luiz Inácio Lula da Silva'nın bu yılın sonunda
görevi bırakmasından önce başlaması konusunda büyük çaba gösteriyor.
Brezilya'nın en önemli özel inşaat ve mühendislik şirketleri, bu yılın
başlarında yaşanan mali risklerden dolayı endişelenince, hükümet yatırım payını
yükseltti ve şu anda projenin dörtte üçünden fazlasını finanse ediyor.
Kamuya ait elektrik kuruluşu Eletrobrás'ın Mühendislik Bölümü'nün Müdürü
Valter Cardeal, projenin yerli halklara olumsuz yönde hiçbir
bir ekonomik etkisi olmayacağını söyledi. Cardeal, baraj yüzünden nehirden akan
suyun azalacağını kabul ediyor ancak bunun balıkçılığı etkileyecek kadar
olmayacağını iddia ediyor. Benzer teminatlar, baraja karşı olanlar ve birçok
bölge sakini tarafından şüpheyle karşılanıyor. Mart ayındaki bir toplantıda,
yerli halk liderleri ok ve yaylarıyla inşaatı durdurmak için savaş açacakları
konusunda tehditte bulundu. Ancak ondan sonra Xikrin-Kayapó ve
Parakanã kabileleri, devletin verdiği bağışları kaybetme
korkularını dile getirerek direnişten vazgeçti.
Altamira Federal İş ve İşçi Bulma Bürosu başkanı Elcirene de
Souza'ya göre, baraj inşaatı süresince, tahmini olarak 20 bin iş
yaratılacak. Ancak en azından ilk başta, işçilerin çoğu başka bölgelerden
getirilecek. Souza, oluşacak işçi akınının, beraberinde çete, uyuşturucu ve suç
gruplarını getirmesinden endişeleniyor. Ama hükümet yetkilileri, bölge
sakinlerine işçiler için ayrı bir köy oluşturmak yerine, onları şehir içine
yerleştirerek bu tür sorunları engellemeyi umduklarını bildirdi.
Hükümetin ödenek ve göç paketleri vaatlerine şüpheli yaklaşan Silva gibi
bölge sakinleri, en çok nerede yaşayacaklarıyla ilgili endişeleniyor. Silva,
balıkçı olan kocası için de endişeli. "Emekliye ayrılmasına sadece iki yılı
kaldı, ama iki yıl daha balıkçılık yapıp yapamayacağını bilemiyoruz. Balıkların
buralarda kalacağını mı sanıyorsunuz? Onlar nereye kaçmaları gerektiğini bilir,
ama biz, bizi attıkları yerden başka yere gidemiyoruz" diyor.
|